BU KONU NEDEN YİNE GÜNDEMDE?
ABD’de HBO kanalında pazar akşamı ilk bölümü yayınlanan dört bölümlük “Allen v. Farrow” belgeseli nedeniyle tartışma yeniden alevlendi. Ödüllü belgeselciler Amy Ziering ve Kirby Dick’in imzasını taşıyan yapımda, Woody Allen’ın evlatlık kızı Dylan’a cinsel istismarda bulunduğuna dair suçlamalar, yaklaşık 30 yılın ardından yeni kanıtlar ve tanıklıklar eşliğinde masaya yatırılıyor.
KİM KİMDİR? TARAFLAR KİMLER?
Woody Allen, ABD’li yönetmen, yazar, senarist ve oyuncu. Bazılarının sinemanın dahi çocukları arasında saydığı 85 yaşındaki Allen, onlarca filmin senaristliğini ve yönetmenliğini yaptı.
Mia Farrow (76), ABD’li aktris. “Rosemary’s Baby” filmiyle dünyanın dikkatini çeken Farrow, 50’den fazla filmde rol aldı. Bu filmlerden “Crimes and Misdemeanors”, “Hannah and Her Sisters”, “Husbands and Wives” gibi 13 tanesi Woody Allen yapımı.
Woody ve Mia 1979 yılında bir restoranda tanıştı ve 13 yıl boyunca büyük bir aşk yaşadı. Ama hiçbir zaman aynı evde yaşamadılar. Central Park’ın iki ayrı ucundaki evlerinde hayatlarına devam edip birbirlerine yakıp söndürdükleri ışıklarla mesajlar gönderdiler.
Dylan Farrow, Mia Farrow ve Woody Allen’ın evlatlık kızları. Dylan’ı Mia, 1985’te yeni doğmuş bir bebekken, Woody ise Aralık 1991’de Mia’nın bir diğer oğlu Moses ile birlikte evlat edindi. Bugün 35 yaşında olan Dylan, belgesele konu olan iddiaların merkezindeki kişi.
Soon-Yi (Previn) Allen, Mia Farrow’un besteci Andre Previn ile evliliği sırasında 1977’de evlat edindiği Kore asıllı kızı, Woody Allen’ın eşi. 1970 doğumlu olan Soon-Yi ve Woody’nin beraberliği Woody ile Mia henüz beraberken 1991 sonu 1992 başında başladı. Soon-Yi ve Woody, 1997’de evlendi ve o zamandan beri evlilikleri sürüyor. Çiftin üniversite çağında iki evlatlık kızı var.
Ronan Farrow, Mia ve Woody çiftinin biyolojik oğulları. Çocukken Satchel diye çağrılıyordu. Mia, 2013’ye Vanity Fair’e yaptığı bir açıklamada gazeteci olan Ronan’ın biyolojik babasının Woody değil Frank Sinatra olabileceğini söyledi.
Moses Farrow, Mia ve Woody çiftinin evlatlık oğulları. 1978 doğumlu bir aile terapisti ve fotoğrafçı olan Moses da Soon-Yi gibi Kore asıllı.
Yıl 1989, mutlu zamanlar… Mia’nın kucağındaki Ronan, Woody’nin kucağındaki ise Dylan
29 YIL ÖNCE NELER OLDU?
1992 yılının ocak ayında Woody’nin evine giden Mia, evde kızı Soon-Yi’nin çıplak fotoğraflarıyla karşılaştı. Büyük bir gümbürtü koptu, Mia Soon-Yi’yi evden attı ama Woody’le bir şekilde görüşmeye devam etti. Aynı yılın ağustos ayında Mia ailenin psikoloğu Susan Coates’u arayarak “şeytani” dediği Woody’i durdurmak için kendisinden yardım istedi.
Bu olaydan üç gün sonra Mia’nın Connecticut’ta bulunan evinde iddia edilen taciz olay gerçekleşti. 7 yaşındaki Dylan bunu “özel yerlerine dokunmak” olarak anlattı. (2018’de bir sabah programına konuk olan Dylan, babasının genital bölgesine dokunduğunu daha net ve yetişkin bir dille de ifade etti.) Mia Farrow’un bir arkadaşı, bebek bakıcısının Woody ve Dylan’ı uygunsuz bir şekilde gördüğünü Mia’ya aktarınca, Mia kızına olanları tek tek anlattırdı ve bunları kameraya aldı. Aynı zamanda Coates’u arayıp olanları ona da anlattı. Coates daha sonra bu konuşmada Mia’nın fazla sakin olmasının dikkatini çektiğini mahkemedeki ifadesinde söyledi. Olayların peş peşe gelmesi ve Mia’nın sakinliği “Dylan’ı doldurup bu şekilde konuşmaya mı zorladı?” şüphelerine yol açtı.
13 Ağustos’ta Woody, Ronan, Dylan ve Moses’ın velayeti için Mia’ya dava açtı. Birkaç gün sonra basın açıklaması yaparak Soon-Yi ile beraberliklerinin doğruluğunu teyit etti. O sırada Connecticut Polisi de Dylan’ı taciz ettiği suçlamasıyla Woody Allen hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu. Woody basına yaptığı açıklamada iddiaları reddetti.
Taraflar Vanity Fair, 60 Minutes gibi önemli yayınlar aracılığıyla karşılıklı iddialarda bulundu.
Woody Allen ve Dylan Farrow
MAHKEME SÜRECİNDE NELER OLDU?
18 Mart 1993’te Yale-New Haven Hastanesi Cinsel İstismar Kliniği’nden uzmanlar, Dylan’la 9 kez görüştükten sonra çocuğun “hayalle gerçeği ayırma yetisinin olmadığı” yönünde bir rapor verdi. Resmen yayınlanmayan ama parçaları medyada yer alan rapor, Woody’i aklarken Mia’nın itirazıyla karşılandı.
Ertesi gün başlayan velayet davası da tarafların suçlamalarla dolu ifadeleriyle devam etti. Mia, Woody’i Dylan’a 2 yaşından itibaren cinsel hisler beslemekle suçladı. Tanık olarak dinlenen Coates, Mia’nın tehditleri nedeniyle Woody’nin güvenliğinden şüphe ettiğini söyledi ve Woody-Dylan ilişkisini uygunsuz denebilecek yoğunlukta ama cinsel unsurlar içermeyen bir ilişki olarak tanımladı. Yale-New Haven raporunu hazırlayan uzmanlardan John M. Leventhal’ın, Dylan’ın duygusal olarak dengesiz olduğu, olayları anlatırken detayları sürekli değiştirdiği ve Woody’i suçlamak için Mia tarafından çalıştırıldığı yönündeki ifadesi yayınlandı. (Yıllar sonra Vanity Fair dergisi, Dr. Leventhal’ın söylediğinin aksine Dylan’la görüşmediğini yazdı.)
Sonuçta Woody velayet savaşını kaybederken, Connecticut Savcısı Frank Maco da Dylan’ı mahkeme travmasından korumak için Woody hakkında kovuşturma başlatmayacağını ama çocuğun taciz edildiğine inandığını söyledi.
Soon-Yi ve Woody Allen, 2016 yılında Cannes Film Festivalinde…
SOON-Yİ NE DİYOR?
Mia’nın kızı, Woody’nin önce sevgilisi sonra da eşi olan Soon-Yi bu olaylar olurken ve sonrasındaki 25 yıl boyunca neredeyse hiç konuşmadı. 2018’de New York Magazine’e verdiği uzun röportajla sessizliğini bozdu. Mia’nın kendisine yönelik kötü davranışlarını, uyguladığı fiziksel şiddeti, çocukları arasında yaptığı ayrımcılıkları (sarışın mavi gözlü bebeklerin Asyalı çekik gözlü kardeşlerine karşı el üstünde tutulması gibi) anlatan Soon-Yi kendisinin Woody ile ilişkisi olmasa soruşturmanın bu kadar alevlenmeyeceğini savundu. Mia’yı da #MeToo hareketinden faydalanıp Dylan’ı bir kurban olarak ortalıkta gezdirmekle suçladı. Buna cevap veren Dylan, Soon-Yi’nin sözlerinin saygısızlık olduğunu ve kendisini yeniden bir kurban haline getirmekten başka bir şeye yaramadığını söyledi. Mia ise yaklaşık 20 yıldır Soon-Yi’nin beyninin Woody tarafından yıkandığını öne sürüyor.
DİĞER KARDEŞLER NE DİYOR?
Mia Farrow farklı tarihlerde 10 çocuk evlat edindi. Bu çocukların bazıları çeşitli sağlık sorunları nedeniyle yetişkinlik yaşlarında hayatlarını kaybetti. Bu olayla ilgili olarak Dylan ve Soon-Yi dışında en çok konuşan iki çocuk ise Ronan Farrow ve Moses Farrow. New Yorker’daki makaleleriyle Harvey Weinstein’in tacizlerini ortaya döken ve #MeToo akımının başlamasına vesilen olan Ronan Farrow, Mia ile Dylan’ın tarafında. Bunu özellikle sosyal medya paylaşımlarıyla çok net dile getiriyor. Örneğin 2014’te Woody Allen Altın Küre’de “yaşam boyu başarı” ödülüne layık görüldüğünde “Woody Allen anma filmini kaçırdım. Bir kadının 7 yaşındayken onun tarafından taciz edildiğini doğrulamasını, Annie Hall’dan önceye mi sonraya mu koydular?” şeklinde bir tweet attı. (Annie Hall Woody’nin en ünlü ve ikonik filmlerinden.) Moses Farrow ise Woody’nin tarafında. Ablası Soon-Yi’nin Mia’nın kendilerine uyguladığı şiddet hakkındaki iddialarını destekleyen Moses, geçen yıl Guardian’a verdiği röportajda Dylan’ın Woody tarafından taciz edilmediğinden emin olduğunu kesin bir dille ifade ederken babasından hiçbir zaman şüphelenmediğini de dile getirdi.
Dylan ve Mia Farrow, 2016 yılı…
BELGESELDE YENİ NE VAR?
“Allen v. Farrow” belgeselinin merkezinde Farrow ailesinin ve dostlarının ilk kez yayınlanan tanıklıkları yer alıyor. Belgeselde konuşanlar Woody’nin Dylan’a yönelik uygunsuz görünen ya da rahatsızlık veren hareketlerini anlatıyor. Mia ve Woody’nin karşılıklı olarak banda aldıkları telefon kavgalarının ses kayıtları ile Allen’ın savunmasının bel kemiğini oluşturan Yale New Haven Raporu’nun ve New York Çocuk Refahı Kurumu’nun soruşturmasının eksiklikleri ve taraflılıkları da belgesel yapımcılarının üzerine gitti noktalardan.
Örneğin Dylan, babasının ve kendisinin iç çamaşırlarıyla yatağa girdiklerini ve babasının kendisine “fazla samimi” bir biçimde sarıldığını anlatıyor. Mia’nın büyük oğlu Matthew Previn’in eski kız arkadaşı Priscilla Gilman, Allen’ı bu şekilde yataktan çıkarken gördüğünü doğruluyor. Gilman’ın aktardığı bir diğer anı da Woody’nin Dylan’a baş parmağını emdirmesi. Gilman’a göre Woody bunun Dylan’ı sakinleştiren bir şey olduğunu söylüyordu ancak yetişkin Dylan bunun bir ihlal olduğunu belirtiyor.
Mia’nın kız kardeşi Tisa Farrow, Woody’nin Dylan’a güneş kremi sürerken ellerini poposunda fazla tuttuğunu gördüğünü anlatıyor. Mia ise Woody’le daha önce Dylan’a bakışları ve dokunuşları konusunda yüzleştiklerini, bunun Woody’i çok sinirlendirdiğini ve sonunda kendisinin özür dilemek zorunda kaldığını söylüyor. (Daha sonra Allen yukarıda görüşlerini aktardığımız psikolog Susan Coates ile görüşmeye başlıyor.)
Belgeselde Dylan’ın davranışlarının yavaş yavaş değiştiği de anlatılıyor. Babasını çok sevmesine rağmen odaya girdiğinde ya da ona sarıldığında kaçmaya çalışan Dylan, zamanla içine kapanık üzgün bir çocuğa dönüşüyor.
Woody ise başlangıçta gönülsüz bir baba olduğunu ama zamanla kızını şaşırtıcı bir biçimde çok sevdiğini şu sözlerle anlatıyor: “Dylan’a tapıyordum ve bebekliğinden itibaren onunla mümkün olduğunca çok zaman geçiriyordum. Birlikte oyun oynuyorduk, ona sonu gelmeyen oyuncaklar, bebekler, doldurulmuş hayvanlar alıyordum.” Belgeselde Woody Allen doğrudan konuşmuyor. Ancak birkaç yıl önce kaleme aldığı ve sesli kitap haline getirdiği anıları “Apropos of Nothing”den kayıtlar belgeselin çeşitli kısımlarda yer alıyor. Woody-Soon-Yi çifti ilk bölüm yayınlandıktan sonra yaptıkları açıklamada kendilerine 2 ay önce ulaşıldığını ve yanıt vermek için çok az zaman verildiğini söyleyerek belgeseli ‘yanlışlıklarla dolu uyduruk bir iş’ olarak nitelendirdi.
İlk bölümde Mia’nın Woody’nin evinde Soon-Yi’nin fotoğraflarını bulmasına da değiniliyor. Mia Dylan’ın terapistine bu konuyla ilgili ne yapması gerektiği konusunda akıl danıştığında terapist, fotoğraflardan çocuklara bahsetmesi gerektiğini söylüyor. Mia’nın bunu yaptığı anı hatırlayan Dylan ise o an hissettiklerini şöyle özetliyor: “A, sadece ben değilmişim.”
Kirby Dick ve Amy Ziering
YAPIMCILAR NE DİYOR?
Belgeselin yapımcıları Amy Ziering ve Kirby Dick, Dylan ve Mia’nın tarafında olduklarını her fırsatta dile getiriyor. Deadline’a verdikleri röportajda Woody’nin PR gücü sayesinde anne-kızın seslerini bastırmayı başardığını söyleyen Ziering ve Dick, amaçlarının ünlülerin gücünün ve zenginliğinin Amerikan adalet sistemini nasıl bir kukla haline getirdiğini göstermek olduğunu söyledi. Bir taraf tutmadıklarını, Woody Allen’ı karalamaktan bir kazançları olmadığını, sadece gerçeği anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Ziering ve Dick, Woody’nin Mia’ya telefonda söylediği “Mesele hakikatin ne olduğu değil, mesele neye inanılacağı” sözlerinin de 30 yıldır yaşananları özetlemek için çok net bir ifade olduğunu belirtti.