1995 yılında hem ‘Dert Değil’ şarkısıyla hem de bu şarkıya çektiği kliple adını duyuran şarkıcı Metin Arolat, Armağan Çağlayan’ın YouTube’da yayınlanan ‘Dur Bi Dinle’ isimli programına katıldı.
Ağabeyinin ölümünün kendisi ve ailesi için çok büyük travma olduğunu anlatan ünlü şarkıcı, “Büyük bir travma yaşadım. Hâlâ da her gece konuşmadan uyuyamam ağabeyimle” dedi.
AĞABEYİMLE HER GECE KONUŞMADAN UYUMAM’
Tarkan, Demet Sağıroğlu ve Hadise gibi ünlü şarkıcıların birçok klibine yönetmen olarak imza atan Arolat, hayatının en büyük dramını şu sözlerle anlattı; “Çok büyük bir travmaydı ağabeyimi kaybetmem. Büyük bir travma yaşadım. Hala da her gece konuşmadan uyuyamam ağabeyimle. Çünkü benim bildiğim o yaşa kadar ben şımarık bir kardeştim, geç de doğmuşum.”
“Ağabeyim üniversitede okuyordu, ben üniversiteye yeni başlamıştım. Annemle ağabeyim arasında şu konuşmaya bile şahit olmuştum: Annem diyor ki ağabeyime, ‘Ya Demir, Metin şimdi okula başladı. Bir tane spor ayakkabı varmış, markasını da bilmiyorum.”
“O zaman Türkiye’de markalı şeyler yok, Amerikan pazarında görmüşüm. Okula da başlamışım, bakmışım milletin üstünde bir şeyler var. Ağabeyim demiş ki ‘Anne bu ay ben idare edeyim arkadaşlarımı. O şimdi yeni başladı üniversiteye, ister öyle şeyler. Bana para yollamayın, Metin’e ayakkabı alın’ Burada benim şımarıklığım var, ‘Ayakkabı geliyor!’ olmuştum.”
“AĞABEYİM BENİM İÇİN İDOLDÜ”
“Fedakarlık yapıldığını sonradan şey yapıyorsun. Sonra şuna dönüşmüştü ağabeyim benim kafamda: Ben hayatta bir şey yapamazdım ki. Ağabeyim ne yaparsa hayatta ben onu yapacaktım. Bir de idoldü benim için. Çok şey kaldım o gidince, hayata hiç bakmamışım, ne olacağımı düşünmemişim.”
“Bir de ağabeyim ölünce, çok neşeli bir aile düşün, bir anda herkes, babam odada ağlar, yas evi, kasvet evi, senelerce sürdü bu. Zaten babam da arkasından vefat etti, beyninde ur oluşmuş. Bir anda mahvoldu herkes, ben oradan kaçmak istedim.”
“10-15 GÜN LAPE’DE YATTIM”
Arolat, basında intihar ettiğine dair haberlerle ilgili olarak, “İntihar değil, depresyona girdim tabii ki. Ağabeyimi, babamı arka arkaya kaybettiğim dönemleri hala üstümden atamadım.
“Depresyon dediğim oydu; bayağı kendimi kapadım, altı ay evden çıkmadım, altı ay tıraş olmadım, duş almadım. Ve bunu anneme de fark ettirmek istemedim.”
“YETENEK SINAVINI BİRİNCİLİKLE KAZANDIM”
“Üniversite imtihanına girdiğimde, ben Güzel Sanatlar’da okumak istiyorum, sinema televizyon bölümünde, ilgim var diye. O sene ilk defa puanla aldılar ve çok yüksek bir puanla. Hatta benim ilk tercihim o, ikincisi dişçilik. Öyle bir puan ki, düşün, ikincisi dişçilik.”
“Rahmetli ağabeyim yapmıştı benim sıralamamı. Güzel sanatları istiyorum, onlar da hiç öyle bir şey düşünmüyorlar. Baba bankacı, ağabeyim işletmede okuyor Hacettepe’de. Neye ilgim olduğunu bilmiyorlar, ben de bilmiyorum.”
“İşletmeye girdim, ikinci sınıfta tekrar girdim, yetenek sınavına dönmüştü o zaman. O zaman birincilikle kazandım ama o arada ağabeyimi kaybettim trafik kazasında. Ailecek perperişan durumdayız.”
“Annemler dediler ki ‘Oğlum, sen bu okulu bitir, son iki senesindesin.’ Bilmiyorlar ki ben hiçbir sınava girmemişim, okuldan atılmışım. Hiç alakam yok. Matematik sıfır bende. İlgim olmayan da sayısal taraflar; sayısal şeyler, para… Ben sadece müzik, görsellik, çocukluktan gelmiş. Öbür iki senede de kopya çekerek bütün okulu bitirdim.”