Merkez Hakem Kurulu’nun (MHK), 12 Ocak’ta başlayan ve bugün sona erecek olan üst klasman hakem seminerinde ilginç gelişmeler olmuş. Önce MHK danışmanı Jaap Uilenberg, ardından MHK Başkanı Serdar Tatlı, içlerinde Fenerbahçeli Caner Erkin ve Alanyasporlu Efecan Karaca’nın da olduğu 6-7 isim konusunda hakemlere, “Bu oyunculara dikkat!” diye uyarıda bulunmuş.
Hem Uilenberg hem Tatlı, özel olarak hazırlanan pozisyon görüntüleri eşliğinde yaptıkları konuşmalarda, “Maçlara hazırlanırken, takımlarda oynayan futbolcuları iyi tanımalısınız. Bazı oyuncular hemen her maçta sizin için problem oluyorlar. Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp
size yedirmeye çalışıyorlar. Bunlara karşı dikkatli olun” ifadelerini kullanmış.
Uilenberg ve Tatlı, Caner’in hakemlere yönelik davranışlarına, Efecan’ın da kendisini yere bıraktığı pozisyonlara dikkat çekerken, bu durum söz konusu oyuncuların forma giydiği kulüplerin kulağına gitmiş ve ciddi bir rahatsızlık yaratmış.
ŞiMŞEK GERi DÖNÜYOR
Bu sezona damga vuran olaylardan biri de Fenerbahçe-Başakşehir maçını yöneten Bahattin Şimşek’in uzun bir süredir düdük çalamıyor olması oldu. “Şimşek’e düdük astırıldı” iddiası ortaya atılmasına karşılık MHK’nın bu hafta Şimşek’e TFF 1. Lig’de görev vereceği ortaya çıktı.
MHK Mi, ORGANiZE ŞUBE Mi?
Hakemlik tecrübe işidir” dedik dinletemedik, onlar yine bildiklerini okudu. Sonuçta ne oldu, o gencecik hakemlerimiz bir bir patlamaya başladı. Şimdi o MHK, yeni köye yeni adet getirerek hata yapanı anında cezalandırıyor.
Düşünsenize Serdar Tatlı’nın teknik direktör olduğunu! Her hafta farklı bir onbir. Penaltı yaptıranı, atamayanı, ofsaytı bozanı, hatalı gol yiyeni bir hafta sonra kulübeye.
Serdar Hoca’nın bu yaptığı iş değil. Hadi geçtim siyah beyaz hata yapanı, hakemi cezaya sokmayı; gri (tartışmalı) pozisyonları da affetmiyor.
Tıpkı Fırat Aydınus gibi tecrübeli bir hakemin ‘VAR çağırabilir de, çağırmayabilir de’ denen bir pozisyonla ilgili kararından dolayı üç gün sonra çıkacağı maçtan azledilmesi gibi.
Tıpkı bir gün sonra maça çıkacak o genç hakemimiz Erkan Özdamar’ı Organize Şube ekipleri gibi otelden aldırılması gibi! Olacak şey değil bunlar. Bu MHK yarın herhangi bir maçta, ilk 45 dakikada hata yapan VAR’ı ikinci yarıya çıkartmazsa hiç şaşırmam. Bunlardan beklenir.
TAKIM DEĞiL, KULÜP MESUT OLACAK!
Mesut’un F.Bahçe’ye gelişi bir futbolcu transferinden öte bir şeydir. O asla, kendisi gibi kariyerli yıldız transferler olan R.Carlos, Hagi, Drogba ve Guti gibi oyuncularla kıyas edilmemeli. O, sayın Ali Koç’un “Onlar elin oğlu bu evin oğlu” demesinden de öte bir takviyedir F.Bahçe için. Diğerleri ile aradaki sadece para ve gönül farkı değildir. Millet farkı da…
O artık F.Bahçe’nin yeni futbol aklıdır, geleceğidir… O, taraftarı olduğu takımının forvetine asist yapacak bir oyuncu olmaktan öte; kulübeye destek olacak, takımının geleceği gençlere kucak açacak, kulübüne transferde scoutluk yaparak yardım edecek bir futbol beynidir. Kulübe sağlayacağı katma değerler inanın “Oynamasa da olur” denecek kadar zenginliktedir. Göreve geldiğinden bu yana futbol aklı gidip gelen, sık sık kararlarıyla çelişen F.Bahçe Yönetimi için bulunmaz bir fırsattır. Al sana futbol aklı. Hem de içinizden biri. Tabii bu arada mutlu mesut olurken, faturanın neredeyse yarısının Acun Ilıcalı tarafından karşılanıyor olması da F.Bahçe açısından ayrı bir mutluluk olsa gerek.
ÇEBi BASTIRDI, YABANCI +2 ARTTI
Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’nin yaklaşık 2 aydır uğraş verdiği “Yabancı futbolcu sayısı 16’ya yükseltilsin” kararı nihayet çıktı. Çebi’nin bu konuda bastırmasının sebebi malum; elindeki 4 yabancı fazlalığı. Bu konuda ona en büyük destek Rizespor’dan gelmiş. Bakıyoruz, onların da elindeki fazla yabancı sayısı 3. Ligin ilk yarısı itibariyle Hatayspor’un 2, Trabzonspor, Ankaragücü. Galatasaray, Kayserispor ve Sivaspor’un 1’er oyuncu fazlalığı bulunuyor.
Ama üç ayda gelinen nokta enteresan!.. Üç ay öncesi “Kademeli olarak yabancı sayısını azaltacağız” hedefiyle start alınan 2020-21 sezonunda kademeli olarak artırmaya geçtik.
Niye? İki takım istedi diye.
Dört ay sonra, yani sezon sonunda, daha önce bir yıl ertelenen yabancı sistemine geri dönecekmişiz.
Buna kim inanır?
BECERiKSiZLiK SiZCE NEREDE?
Bir hafta önce yönetime “Almayı beceremiyorlar” göndermesi yapan Fatih Terim’den bu hafta da “Satmayı da beceremiyorlar” göndermesi geldi. Fatih Hoca’nın derbisi sonrası “Maalesef sattığın kadar alabiliyorsun dönemine denk geldik. Satamıyoruz. Veremiyoruz. Bu da önemli bir faktör, unutmayalım” diyerek oyuncu satışının becerilememesinden dem vurması ilginçti.
Belki birileri de bu yaklaşıma içinden (şimdilik) “Maalesef hocanın yaptığı transferler de kulübün elinde patlıyor” diyordur, kim bilir?
Mesela kafasıyla gideceği yere ayağı ile gittiği için kırmızı gören ve uğruna 13 milyon Euro saydırılan Diagne’de yaşananlar gibi!
OĞULCAN’A CAN SiMiDi! iŞTE O KARAR…
İhtilaf konusu; Bursaspor’un tek taraflı olarak opsiyon hakkını kullandığı Bekir Ozan Has’ın, sözleşmesini fesh etmesi. Ve dönemin Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun da (UÇK) Bursa’yı haklı bularak, Gaziantep’e transfer olan Bekir’i 6 ay men cezasına çarptırması. Tıpkı Oğulcan Çağlayan ihtilafında olduğu gibi, 2012’de görülen bu davada da UÇK’nın kulübün tek taraflı opsiyonu kullanmasını haklı bularak futbolcuyu cezalandırması. Peki ya sonrası?..
Dönemin Tahkim Kurulu, UÇK’nın Bekir Ozan Has aleyhine verdiği o kararı kaldırdı. Bu sebeple ve emsal kararlara göre Oğulcan kararının Tahkim’den döneceğine inanıyoruz.
Sadece bu gerekçeyle mi? Elbette değil. Hani derler ya neresinden tutsan elinde kalıyor diye. UÇK’nın Oğulcan kararı da aynen öyle. Mesela futbolcuyu 1.2 milyon Euro tazminata mahkum etmesi. Bu da enteresan…
BONSERViS BiLMECESi
Rizespor, Oğulcan’ın bonservisi konusunda Erciyesspor ile 1.2 milyon Euro’ya yaptığı protokolü UÇK’ya ibraz ederek, bu bedeli istiyor. İstiyor ama menajere ödenen paranın dekontlarını kurula sunmasına karşılık, bonservis ödemesi için herhangi bir dekont sunmuyor. Bu da bir nevi Erciyesspor’un “Bize Oğulcan’la ilgili ödenen bir bonservis bedeli olmadı” iddiasını doğruluyor.
Tahminimiz 1.2 milyonluk tazminatın Tahkim veya mahkemeden döneceği. Bu konuda bir dayanağımız daha var ki çok enteresan, onu sonraki köşeye bırakalım!