Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, imzaladıkları mutabakatla birlikte 2 bin 971 kontenjanı daha Türk sporunun, sporcuların, gençlerin hizmetine dahil ettiklerini söyledi. Gençlik ve Spor Bakanlığı Merkez Bina’da gerçekleşen protokole federasyon başkanları, okulların mütevelli başkanları ve milli sporcular katıldı. Bakan Kasapoğlu, ortaöğretim sporcu bursu imza töreninde yaptığı konuşmada, geçtiğimiz yıl önce 28, sonrasında da 24 olmak üzere toplamda 52 vakıf üniversitesiyle birlikte, ‘Türk Sporuna Yükseköğretimde Yüzde Yüz Destek’ temalı bir mutabakat adımı attıklarını hatırlattı.
Bu mutabakatla milli sporcuların, vakıf üniversitelerinde ücretsiz olarak eğitim görmelerinin önünü açarak, önemli bir sıkıntıyı çözüme kavuşturduklarını belirten Bakan Kasapoğlu, şöyle konuştu:
“Gençlere hem sportif kariyer, hem de akademik kariyer yapma imkânı sunduk. Söz konusu çalışma, gerek akademi dünyasının, gerek Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, gerekse de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gençlere ve sporculara yönelik vizyonunu ifade eden çok kıymetli bir çalışma. Çalışmanın en başından beri bu konuya dahil olması ve süreci anbean takip etmesinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sporculara ve gençlere verdiği önemi bir kez daha ortaya koyuyor. 2020 Yükseköğretim Yerleştirme sonuçlarına göre 76 sporcu bu burstan faydalandı. Bu sporcular Koç, Sabancı, Bahçeşehir, TOBB, Medipol, Türk Hava Kurumu, İzmir Ekonomi üniversiteleri gibi en yüksek puanlı okulların da yer aldığı 26 üniversiteye kayıt yaptırdı. Sporcularımız bu okullarda tıp, mühendislik, psikoloji, işletme, uluslararası ilişkiler, hukuk, yazılım mühendisliği, biyomedikal gibi bölümlerde üniversite hayatlarına başlamış oldu. Aynı zamanda bu 76 sporcumuz, diğer arkadaşlarının da gelecekte akademik kariyer yoluna dahil olmaları için de öncü bir rolde olma sorumluluğunu üstlendiler. Ben bütün gençlerimize başarılar diliyor, bütün sporcularımızı bu imkandan faydalanmaya davet ediyorum. Sporcu bursunun hayata geçmesinde emeği geçen herkese de bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Yükseköğretim bursu, sporcu altyapısındaki sürekliliğin sağlanması için önemli teşvik unsurlarından biri. Hedefimiz, bütün eğitim basamaklarında bu uygulamanın hayata geçirilmesi ve zincirin bütün halkalarının tamamlanması. İmzalayacağımız protokolle, sporcu bursunun kapsamını geliştiriyor ve bu uygulamaya ortaokul ile liseleri de dahil ettik.
HER MADALYANIN ARKASINDA BİR FEDAKARLIK HİKAYESİ VAR
Dünyada gelişmiş pek çok ülke; sanat, spor ve bilim alanında üstün yetenekli gençlerini geliştirmek ve korumak adına kapsamlı önlemler hayata geçirdi. Çünkü yetenekli bireyler, toplam nüfusun en fazla yüzde 3 civarındaki kısmını oluşturuyor ve bu bireyler toplumların geleceğinin şekillenmesinde kritik roller üstleniyor. Yaşıtlarından farklı gelişime ve potansiyele sahip gençlerin başarılı olmaları ya da potansiyellerini bütünüyle açığa çıkarabilmeleri için farklılaştırılmış bir programa tabi tutulması gerekiyor. Spor alanında da aynı durum söz konusu yetişen her şampiyonun, uluslararası ölçekte alınan her madalyanın, ülkeler için birer prestij unsuru olma özelliği var. Bu durum sosyal olarak, kültürel olarak ve hatta ekonomik olarak ülkeyi geliştiren bir unsur. Yani sportif başarı, fiziksel aktiviteden çok daha fazlasına temas eden bir olgu. Başarı ise asla tesadüfen gerçekleşen bir olgu değil. Her madalyanın arkasında bir fedakarlık hikayesi var. Gerek sporcularımızın, gerek antrenörlerimizin gerekse çok kıymetli ailelerimizin özverileri, emekleri var. Bu sporcular, çok küçük yaşlardan itibaren son derece disiplin içerisinde sürdürülen bir hayata dahil oluyorlar. Yedikleri, içtikleri, sosyal hayatları, egzersizleri, boş zaman aktiviteleri, eğlenceleri, tatilleri hayatlarına etki eden her şey kontrollü bir şekilde gerçekleşiyor. Antrenman salonları, spor salonları, sahalar adeta ikinci bir ev haline geliyor. Artistik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda halka aletinde Türk spor tarihinde ilk defa altın madalya kazanan, gururumuz İbrahim Çolak çok güzel bir cümle kurmuştu. ‘O 50 saniye için 19 yıl çalıştım’ demişti. İşte ortaya konan özveriyi özetleyen cümle tam olarak bu.
AİLELER, EĞİTİM VEYA SPOR ARASINDA SEÇİM YAPMAYA İTİLİYORDU
Akademik başarı için de uzun saatler planlı ve programlı olarak ders çalışmak, dersleri kaçırmamak, bol bol soru çözmek gerekiyor. İşte bu noktada sporcularımız, ikisi için de yeterli zamanı bulamamanın sıkıntısını çekiyorlardı. Çocuklarının istikbalini düşünen aileler, eğitim veya spor arasında seçim yapmaya itiliyorlardı. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak biz, süreci müstakil olaylar ekseninde değil, büyük resmin tamamını kapsayacak nitelikte süreci ele aldık.
BÜTÜN DÜNYANIN İSMİNİ HAYKIRDIĞI SPORCULARA SAHİBİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde başlattığı sporda tesisleşme hamlesini esas alarak, 19 yıl boyunca ülkenin dört bir yanını spor tesisleriyle donattık. Önceleri 1-2 branş için anca tesis erişimi sağlanabiliyorken bugün bütün branşlarda 81 ilin tamamında sporu tabana yaydık. Köylere, mahallelere kadar her kesimden, herkesin spora erişimini sağladık. Gençlerimiz daha nitelikli imkânlarla spora daha fazla dahil olmaya ve potansiyellerini açığa çıkarmaya başladılar. Sonra ilkokul seviyesinde uyguladığımız yetenek taramalarımızla potansiyeli olan çocuklarımızı keşfetme yolculuğuna başladık. Milyonlarca gencimizi taradık. Yetenekleri olanları Sporcu Eğitim Merkezlerimizde ve Olimpiyat Hazırlık Merkezlerimizde yetiştirme programlarımıza dahil ettik. Sporcu gelişimiyle alakalı bütün çalışmaları, ilk basamaktan itibaren gerçekleştiriyoruz. Bütün branşları kapsayan elit sporcu sayımızı tarihimizin en büyük seviyelerine yükselttik. Millet olarak verdiğimiz emeklerin meyvelerini de yavaş yavaş toplamaya başladığımızın altını çizmeliyim. Daha önce ülkemiz için hayal olan atletizm, yüzme, jimnastik, modern pentatlon gibi branşlarda bugün, bütün dünyanın ismini haykırdığı sporculara sahibiz. Dövüş sporlarında iddiamız her geçen gün artıyor. Takım sporlarında gösterdiğimiz ivmelenme herkesi kendine hayran bırakıyor. Ekstrem sporlarda, motor sporlarında, su sporlarında ise geleceğin parlayan yıldızı inşallah Türkiye olacak. Eğitim mi yoksa spor mu ikileminde bir tıkanma yaşadı, üniversite dönemine gelene kadar ortaokul ve lise seviyelerinde bu ikilem başlıyor ve gençleri huzursuz ediyor. Özellikle ortaokul ve lise dönemi, profesyonel sporcuların sportif kariyeri bırakmamaları anlamında son derece kritik.
İlk olarak Özel Öğretim Derneği’ne bağlı özel okul ve kolejlerde bu adımı atıp, mutabakat imzaladık. Bugünse 11 okul ve üç özel öğretim derneği daha bu sürece dahil oldu ve sporculara ortaokul ve lise seviyesinde de müjdeyi birlikte verdik. Bahçeşehir Kolejleri, Okyanus Kolejleri, Sınav Kolejleri, Final ve Hedef Eğitim Kurumları, Uğur Okulları, Doğru Cevap Eğitim Kurumları, TED Kolejleri, Doğa Kolejleri, Nesibe Aydın Okulları ve Bilnet Okulları ile Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER), Özel Öğretim Kurumları Birliği Derneği (ÖZKURBİR) ve Türkiye Özel Okullar Derneği’ne (TÖZOK) bağlı okullarda ortaöğretimde yüzde 100 sporcu bursu imzalarımızı atıyoruz. Ayrıca Özel Öğretim Derneği, seferberliğimize desteği kontenjanını ve Çözüm Kolejleri’ni de dahil ederek artırdı. Bugün imzalayacağımız mutabakatla birlikte 2 bin 971 kontenjanı daha Türk sporunun, sporcularımızın, gençlerimizin hizmetine dahil etmiş oluyoruz. Özel okullarımızın ve kolejlerimizin büyük bir kısmında da artık sporcularımız tam burslu yetenekler kaybolmayacak. Sporcular mutsuz olmayacak. Bütün eğitim basamaklarında, sporcularımızın çift kariyer yapmalarının önünde hiçbir engel kalmamış oluyor. Aynı zamanda okullarımız da istedikleri sporcuya burs verme imkânına sahip oluyor. Pek çok kolejimizin sportif hedefleri var. Bu kolejlerimizin pek çok branşta yıldızlarda, ulusal ve uluslararası şampiyonalarda büyük hedefleri var. İşte bu mutabakat, kolejlerimize branşlarda derinleşebilme fırsatını da vermiş oluyor.
Bundan sonraki çalışmalarımız, sporcuların kamp ve antrenman programlarına göre derslerde ve sınavlarda esnek bir uygulamaya tabi tutulmasına yönelik olacak. Siz değerli okullarımızın her konuda hassas olduğunuz gibi, bu hususta da gerekeni layıkıyla hayata geçireceğinize karşı en ufak bir şüphem yok. Sizler Türk sporu için elinizi taşın altına koydunuz. Sizler gençlerimizin heba olmaması için büyük bir fedakarlık örneği gösterdiniz. Üniversitelerimizle birlikte el ele vererek, bir mağduriyeti ortadan kaldırdınız. Bakanlık olarak bize de güç verdiniz, kuvvet verdiniz. Türk sporu, sporcularımız ve ailelerimiz adına hepinize şükranlarımı sunuyorum. Bu okullarda eğitim gören sporcular, dünyanın her yerinde hem ülkemizi, hem de okullarını temsil edecek, alacakları madalyalarla hepimizi gururlandırmakla kalmayacak, eğitim gördükleri kurumların marka değerine de ciddi katkılar sağlayacaklar. Önümüzde Tokyo Olimpiyatları var, inşallah oradan da madalyalarla dönüp, spor tarihimize yeni başarı hikayeleri kazandıracaklar. Bu vesileyle her adımda gençleri düşünen, gençlerimizin gelişimi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan, yaptığı her konuşmada, verdiği her mülakatta önce gençler, önce fırsat eşitliği, önce gençlerin önündeki engellerin ortadan kaldırılması diyen, gençlerimizin gelişimi için desteklerini asla esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanımıza, bugün bizlerle beraber olan ve sporcu bursu seferberliğimize omuz veren özel okullarımızın ve kolejlerimizin değerli temsilcilerine, kıymetli hocalarımıza, spor kulüplerimize, federasyonlarımıza, paydaşlarımıza ve spor camiamızın değerli isimlerine bir kez daha huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Sporcu bursuyla fakülte amfilerindeki yerlerini alan 76 sporcumuzu yürekten kutluyor, ortaokul, lise ve üniversite seviyesindeki bütün sporcularımızı önümüzdeki dönem, bu fırsattan faydalanmaya davet ediyorum. Sevgili gençler, sizler bu milletin göz bebeğisiniz Sizler sadece ülkemizin değil, bulunduğumuz coğrafyanın da umudu, geleceğisiniz. Yarınlarda daha fazla sporcu- doktor, sporcu- mühendis, sporcu- avukat, sporcu- sosyal bilimci göreceğiz. Bu hepimizi gururlandırıyor.”