Mimar Sinan’ın son şarkısı: Valide-i Atik Külliyesi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kanunî Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murad dönemlerinin sermimarı ‘Koca Sinan’ın son eseri sayılan külliyenin muhtelif adları var: Atik Valde, Valide-i Atik, Eski Valide… Malum Üsküdar’da 18. yüzyıla tarihlenen Lale Devri padişahı III. Ahmed’in annesi Gülnuş Emetullah Sultan adına yaptırılan Valide-i Cedid, yani yeni anne külliyesi var. O sebepten valideleri tefrik için eski-yeni ayrımını gidilmiş, belirtelim. Valide-i Atik Külliyesi’nin banisi ise II. Selim’in eşi, III. Murad’ın da validesi Afife Nurbanu Sultan. Aslen İtalyan olduğu serdedilen Nurbanu Sultan’ın Müslüman olduktan sonra takva ehli bir insana dönüştüğü söyleniyor, hemen her ihtida eden gibi… Teknik izahlara geçmeden önce, ‘samimi bir mümin ve büyük bir hayırsever’ olarak anılan Nurbanu Sultan’ı önceleyelim mi? Çünkü külliyenin oluşmasındaki taş, çini, tuğla kadar, onun manevî atlası da yapının, en azından halk muhayyilesinde bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.

Mimar Sinan’ın son şarkısı: Valide-i Atik Külliyesi

Bir kerametin evi

Söylencenin söylediği şu: Nurbanu Sultan, her yemekten sonra, sofradan kalkmadan eliyle kırıkları toplar, yermiş. Gelini Safiye Sultan, onun bu halini görgüsüz bulur ve eşi Murad-ı Salis’e şikâyet edermiş. Bir gün yine Topkapı Sarayı’nda yemek yenirken; Nurbanu Sultan, âdet olduğu üzere kırıkları avucuna toplamış. Onları, tam ağzına götüreceği sırada oğlu Sultan Murad, “Anne, onlar ne?” diye biraz sertçe, belki de küstahça sormuş. Muhterem validesi avucunu oğluna gösterdiğinde, bir de ne görsün: Kırıkların hepsi birer inciye dönüşmüş. Sultan, hatasını anlamış; fakat anneciğinin kalbi kırılmıştır, bir kere. Binlerce özür dileyen hükümdar, validesinden hatasını tamir etme fırsatı vermesini ister. Nurbanu Sultan da elindeki tülbendi Topkapı’dan rüzgâra bırakır. Bundan murat, oğlunun tülbentin düştüğü yere adına büyük bir külliye yaptırmasıdır. Pamuklu bez, uça süzüle Üsküdar’ın Nuh Kuyusu taraflarına iner. Tez vakitte Mimar Sinan’a haber salınır, temeller kazılır ve külliye ‘eski dar’ın en hâkim tepesinde yükselmeye başlar. Geçmiş, belki de bu tarz hikâyeleri hafızasından silmediği için de hâlâ güncelliğini koruyor, ne dersiniz?

Mimar Sinan’ın son şarkısı: Valide-i Atik Külliyesi

Üsküdar Türkmenleri

Şimdi gelelim gerçeğe… Külliye, Nurbanu Sultan’ın emriyle 1570-79 tarihlerinde inşa olunur. Merkezinde caminin yer aldığı yapı, medrese, tekke, sıbyan mektebi, kervansaray, hamam, darüşşifadan oluşuyor. Külliye içindeki kütüphane ise oldukça önemli; çünkü burası Osmanlılarda ilk defa bir kadın tarafından kurulan kitaplıktır. Külliyenin inşası sırasında ihtiyaç duyulan taş İznik ve Gelibolu gibi İstanbul’a yakın yerlerden, tahta Sapanca ile İznik’ten temin edilir. Yapılara gelir sağlamak üzere Sivas’ın güney kısmında geniş bir bölgeyi içine alan Yeniil kazasının vergi gelirleri vakfedilir. Yeniil kazası ahalisinin önemli bir kısmının konar göçer Türkmenlerden oluşması beldenin Türkmân-ı Yeniil adıyla anılmasına sebep olur ki buradaki Türkmenler zaman zaman Üsküdar Türkmenleri adıyla anılır.

Mimar Sinan’ın son şarkısı: Valide-i Atik Külliyesi

Nâzım’dan Yılmaz Güney’e…

Günümüzde cami ve 16. yüzyıl ayrıntılarını kaybetmiş hamam, medrese işlevini sürdürüyor, diyebiliriz. Epey zamandır kaderine terk edilen Toptaşı Cezaevi ise kapılarını açmak üzere, müjdeleyelim. Bu arada cezaevinin de kendine has meşhurluğu söz konusu: Mesela Necip Fazıl, “Mehmed’im sevinin başlar yüksekte/Ölsek de sevinin, eve dönsek de/Sanma bu tekerlek kalır tümsekte/Yarın elbet bizim, elbet bizimdir/Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir…” mısralarının geçtiği Zindandan Mehmed’e mektup şiirini burada yazar. Yine büyük Türk şairi Nâzım Hikmet, Türkçü Nihal Atsız, bohem şair Can Yücel, çirkin kral Yılmaz Güney gibi simalar da görünür volta atarken.

Mimar Sinan’ın son şarkısı: Valide-i Atik Külliyesi

114 pencereden süzülen ışık

Bütün çevre nizamsızlığına rağmen elde kalan en güzel eser, külliyenin camisidir. Harcından mıdır bilinmez, hâlâ şiir kokuyor bu mukaddes mekân. Altı ayak üstünde yer alan camin, Kuran-ı Kerim’deki ayet sayısına nispetle 114 pencereden ışık alması manidar bir gönderme. Mihrap tarafındaki İznik çinileri ise görülmeye değer bir başka çiçek güzeli. Hünkâr mahfilinin bir İstanbul konağını andırması da “Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur” şarkısını terennüm ettiriyor insana gayriihtiyari. Kubbenin tam ortasındaki Süleyman mührü, müezzinlerin piri Hazret-i Bilal’in makamını belli eden yerleri de kadrajlayın lütfen.

Mimar Sinan’ın son şarkısı: Valide-i Atik Külliyesi

Hızır’ın parmak izleri…

Evet, Evliyâ Çelebi’nin dediği ‘tarif olunmaz bir hayr-ı azim’ olan mabet, Üsküdar içinde bir ada gibi. Seyyahımızın izinden gidelim ve anlatımlarını süslediği irrasyonel perdeleri kaldıralım o vakit biz de… Caminin son cemaat yerinin sağ tarafındaki duvarda üç delik bulunuyor. Bu küçük oyuklarla alakalı bir de mistik (metafizik?) bir hikâye anlatılır. Rivayet odur ki bunlar, Hızır Aleyhisselam’ın parmak izleridir. Çünkü buranın yapımı sırasında kıblede şaşma olduğu fark edilir ve an gelir, Hızır (tıpkı Ayasofya’yı camileştirmesi gibi) parmaklarıyla bu Allah evini kıble tarafına çevirir. Hâdise, Sezai Karakoç’un mısralarına kanat açıyor sanki: “Kulağında ilk ayetlerin depremi/Ben Hızır’ı gördüm kardeşim/Ermişler için topluyordu zeytinleri…” Cami içinde kadınlar mahfiline çıkan kapının hemen arkasında gizli bir oda yer alıyor. Halk arasında parmak izlerinin huzmesi altındaki bu küçük odacığın Hızır’ın namaz kıldığı yer olduğuna dair yaygın bir inanış bulunuyor.

Onur Ünlü’nün setinde çay molası

Atik Valide Külliyesi, İstanbul keşmekeşinde bir sükûnet bahçesi. Burada, geçmişin sessiz eline dokunabilirsiniz. Çay eşliğinde asırlık çınar ağaçlarının zamanı nasıl da yapraklarına işlediğine şaşarak bakacaksınız. Cami bahçesi, kitap okuyacağınız, dostlarınızla sohbet edeceğiniz bir Üsküdar köşeciği. Siz de müsait olduğunuzda Yahya Kemal’in şiirine dokunun, ‘ikinci zaman’ın kapısını açın, Onur Ünlü’nün Polis ve İtirazım Var filmlerindeki camili sahnelere yeniden bakın. Çünkü senaryo size de konuşacak: “Kâinatta ne varsa şu anda olduğunu görmüyor musun? Gözlerini kapa ve kalbini aç. Aklını da bırak gitsin…”   

Mimar Sinan’ın son şarkısı: Valide-i Atik Külliyesi

izmir escort

izmir escort

antalya escort

escort izmir

bursa escort

porno izle

türk porno

escort antalya

apkdownloadx.com

izmir escort

eskişehir escort

takipçi satın al

instagram takipçi satın al

tiktok takipçi satın al

tiktok beğeni satın al

gramtakipci.com.tr

smm panel

oyun forumu

antalya escort

istanbul escort

izmit escort

porno

escort beşiktaş

Darıca Kombi

porno izle

porno izle

porno izle

porno izle

porno izle

istanbul escort

porno izle

izmir escort

porno izle

istanbul escorts