On yıl önce, Minecraft adında küçük bir oyun video oyunlarında yerini kanıtladı. Bu süreç boyunca tüm nesil oyunculara ve geliştiricilere ilham verdi. Markus ‘Notch’ Persson, sevdiğimiz her şeyi yaratmamızı ve arkadaşlarımızla paylaşmamızı sağlayan bloklu, sanal bir dünya yarattı. Arkasındaki küçük stüdyo Mojang’a milyonlarca kopya satan fenomen, 2014 yılında Microsoft tarafından satın alındı.
İşte farklı tarzlarda zenginleştirilmiş Minecraft deneyiminin sadece bir kısmını oluşturan, Minecraft’a benzer, yaratıcılık, madencilik, keşif gibi özellikler içeren sekiz oyun. Keyfini çıkarın!
ROBLOX
Roblox, bir Minecraft klonu olarak görülüyor olsa da oyunun çıkış tarihi 2006 yılına dayanıyor. Bu da Roblox’un Minecraft’tan tam üç yıl önce çıkış yaptığı anlamına geliyor. Benzer grafik türlerine sahip bu iki oyun da kendilerine has bir oyuncu kitlesine sahip.
Roblox İçerisinde yüzlerce hatta binlerce farklı oyunu barındıran ve isterseniz kendi oyununuzu da geliştire bileceğiniz uçsuz bucaksız bir yapıya sahip.
Elbette Roblox birebir aynı mantıkta işlemiyor, oyunun kendine özgü bir işleyişi var. Örneğin Minecraft daha çok yeni dünyalar yaratmaya odaklanırken Roblox’ta minik bir dünyada çevrimiçi olarak diğer kullanıcılarla PaintBall oynuyor, yarış yapıyor ya da savaşabiliyorsunuz. Sağladığı özelliklerle eğlenceli görünen oyun eğitici tarafta ise Minecraft’ın yanına yaklaşamıyor.
Her ne kadar Minecraft faydalı ve eğlenceli bir oyun olarak görülerek geniş bir kitleye ulaşsa da oyun eskisi kadar ivme yakalayamıyor ve her geçen gün popülerliğini kaybediyor. Bir de Minecraft sayesinde büyüme yakalayan oyunlar var, Minecraft’ı seven oyuncular Minecraft’tan artık sıkıldıkça muadili oyunlara yöneliyor.
Ayrıntılı inceleme için tıklayın.
TROVE
Karakerler seviye aralıklarına göre haritalara giriyorlar. Bu seviyeler 1-3, 4-5, 6-7, 8-9, 10+ ve üzeri. Seviyenize göre girdiğiniz haritalarda gezen yaratıkları keserek ya da kalelere girip (mini dungeon) son boss’u keserek tecrübe/experience kazanabilir ve seviye atlayabilirsiniz. Boss’u kesip bitirdiğiniz kaleler harita da çarpı olarak gösteriliyor ki diğer oyuncular temizlenmiş kaleye girip zaman harcamasın.
Craft yapmanız için öncelikle materyal gerekmekte. Bunları kestiğiniz yaratıklardan veya topladığınız item/eşyaları kırarak elde edebilirsiniz. Bazı materyaller ise kazı yaparak, çeşitli maden taşlarını kırarak elde ediyorsunuz.
Online oyuncu sayısı gayet iyi. Oyun başlarda biraz sıkıyor çünkü kaleleri temizlemek size bir süre aynı şeyleri yapmanıza neden oluyor.
DEEP ROCK GALACTIC
FPS oyunu olarak karşımıza çıkan Deep Rock Galactic, henüz Erken Erişim Oyunu olarak oynanıyor. Co-op tarzında bir bilim kurgu oyunu olan Deep Rock Galactic, oyunculara eğlenceli ve hareketli dakikalar yaşatıyor. Kusursuz grafikleri ile adından söz ettiren yapım, tek oyunculu ve çok oyunculu olarak adından bahsettiriyor. 18 farklı dil seçeneği ile karşımıza çıkan yapım, Steam’de bilgisayar oyuncularına 50.00 TL olarak sunuluyor.
Kazmak, keşfetmek ve ölümcül düşman sürüleri ve değerli kaynaklarla dolu dev bir mağara sisteminde mücadele etmek için takım olarak çalışmanız gereken bu oyunda, galaksideki en saldırgan mağara sistemlerinde hayatta kalmak istiyorsanız takım arkadaşlarına güvenmeniz gerekecek. Oldukça hoş grafiklere sahip olan oyunda benzersiz yaratıklar ile karşı karşıya geliyor ve hayatta kalma mücadelesi veriyorsunuz.
STARDEW VALLEY
Oyun size birçok şeyi yapma seçeneği sunuyor çiftçilik, hayvancılık, balıkçılık ve arıcılık gibi elbette daha birçok seçenekte mevcut. Stardew Valley de bir yıl her biri 28 gün olan 4 mevsimden oluşuyor ve her mevsim o mevsime özel olan bitkileri yetiştirebiliyorsunuz tabi bir yandan da çiftliğinizi büyütüyor, yeni bölgeler açıyor, madencilik, dövüş ve balıkçılıkta gelişiyorsunuz. Pelikan kasabası halkını da unutmamak lazım oyunda sizin dışınızda 30’a yakın karakter var ve her biriyle isterseniz arkadaşlık kurabiliyorsunuz eğer bunu yapmayı seçerseniz kasaba ile ilgili daha fazla bilgi edinebiliyorsunuz bunun yanı sıra NPC’lerin diyalogları da eğlendirici ve sizi oyuna bağlanmaya itecek kadar da iyi yazılmış. Enerjiye dayalı bir oyun tarzı var gün içinde sınırlı miktarda enerjiniz var (yemek yiyerek enerji kazanmak mümkün) ve saat sabah 2 den sonra çalışamıyorsunuz o yüzden akıllı oynayıp günü planlamanız gerekiyor.
Oyunun oldukça geniş bir crafting sistemi var bu da oyuncuyu eşya ve malzeme aramaya itiyor. Crafting sistemi aracılığıyla bina bile inşa etmeniz mümkün. Savaş sistemiyse oldukça basit madenlerde ne kadar aşağıya inerseniz sayısı ve kuvveti o kadar artan canavarlar var ve onlarla genellikle vur kaç yaparak savaşıyor zamanla silahınız ve zırhını geliştirerek daha aşağı seviyelere inme imkânı ediniyorsunuz ki ne kadar aşağı inerseniz bulduğunuz malzemelerin kalitesi ve değeri o kadar artıyor. Oyunda ilerleyip daha fazla para kazanmaya başlayınca hayvancılık, seracılık ve arıcılık gibi birçok aktiviteyi yapabilir hale geliyorsunuz.
Stardew Valley dört dörtlük bir simülasyon oyunu. Oyun asla sıkılmanıza müsaade etmiyor, sürekli yeni şeyler keşfediyor ne kadar oynarsanız o kadar fazla şey yapabiliyor hale geliyorsunuz. Bu da sizi oyunu oynamaya devam etmeye itiyor. Müzikleri basit ve insana huzur veriyor. Grafikleri ise 8 bit tarzında. Eğer bu tarzı seviyorsanız bu oyundan da hoşnut kalacaksınız. Hikâye basit ama hoş. NPC’lerin karakterleri fazla derin olmasa da onlara derinlik katacak kadar iyi yazılmış. Doğrusunu söylemek gerekirse bu oyunda eksi olarak gördüğümüz bir şey yok.
NO MAN’S SKY
No Man’s Sky’ın elle tutulur bir hikayesi yok. Amaç basit; yeni gezegenleri keşfeden ilk insan olmak. Elbette bir amaç var oyunda, evrenin merkezine ulaşmalısınız. Etrafı keşfetmeden, sadece gerekli materyalleri toplayarak bunu 40 saatte başarabilirsiniz. Yapım ekibinin başındaki Sean Murray ise bunu arzulamadıklarını, asıl amacın saf keşfetme duygusunu yakalamak olduğunu söylüyor ısrarla. Elinizin altında sayamayacağınız kadar gezegen yatıyor, elinizden geldiğince yeni yaşamları keşfetmek dururken evrenin merkezine gidip ne yapacaksın sevgili oyuncu? Titre ve kendine gel, artık iflah olmaz bir kaşifsin işte. Çık yola, yepyeni gezegenler keşfet.
Oyundaki ana amaç evrenin merkezine ulaşmak. Bunu yıldızlararası yolculuk özelliğini kazandıktan sonra kolayca yapabilirsiniz ama daha önce de dediğimiz gibi aslında amaç bu değil. Merkeze ulaşmak sadece nihai bir son veriyor size, o kadar. Amaç sadece ve sadece keşfetmek, keşfedilen yerlerdeki yaşamları tanımlamak, maden toplamak ve ticaret yapmak. Aslında sade bir uzayda yaşam simülasyonu diyebiliriz oyun için. Yolculuk yapmak ve ticaret için madene, maden bulmak için gezegen keşfetmeye, araç ve uzay giysinizi geliştirmek için de ticaret yapıp gelişim noktalarını bulmaya ihtiyacınız var. Her şey zincirleme birbirine bağlı burada, birini yapmak bir diğerinde yol almak oldukça güç.
TERRARIA
Minecraft’ın başarısının altında sunduğu özgürlük ve görsellik yerine oynanışa önem vermesi yatıyordu. Yüz binlerce oyuncuyu kısa bir sürede kendine bağımlı hale getirmesinin asıl nedeni bunlardı. Yani yapımcılar bize bir kum havuzu sunuyordu ve kendi hayal dünyamıza göre o kum havuzunda oynuyorduk. İşte Terraria da aynı şeyi farklı bir açıdan sunuyor. Kısaca özetleyecek olursak Terraria için Minecraft’ın iki boyutlu hâli diyebiliriz.
Terraria, Re-Logic’teki bir elin parmaklarını bile geçmeyen sayıda yapımcı tarafından yaklaşık iki ay içerisinde geliştirilmiş. Eski atari oyunlarının (SNES dönemi) görselliğine sahip olan dünyada, ıssız ve gizemli bir adaya düşmüşcesine medeniyete sıfırdan başlıyor; yer altı madenlerinizi kazıyor, kendi evinizi inşa ediyor ve hatta şehrinizi bile kurabiliyorsunuz. Oyun boyunca kimseden bir görev ya da emir almıyorsunuz ve sadece kendi maceranızın peşinden koşuyorsunuz. Taş ve sopalarla başladığınız bu macerayı, üretim zincirinde yükseldikçe lazerli silahlara ve bombalara kadar ilerletebiliyorsunuz. Kendi medeniyetinizi yükseltmek için tüm oyun haritasının altını üstüne getirirken, daha güçlü bir savaşçı olacak ve devasa Boss’larla mücadele etmek zorunda kalacaksınız.
Ana karakterinizin kalplerle gösterilen bir canı ve gökten düşen yıldızları toplayarak arttırabildiğiniz büyü gücü (Mana) bulunuyor. Karakter gelişimi bu iki özelliğin arttırılması ve daha iyi ekipmanlara sahip olmak üzerine kurulmuş. Bu nedenle karakterinizi daha güçlü kılmanın yolu, yerin altından daha iyi materyaller toplayarak daha iyi eşyalar üretmek, yine bu yolculuğunuzda karşılaştığınız yıldızları parçalayarak canınızı yükseltmek (Beş kalp 100 cana eşit oluyor) ve gökten düşen yıldızları toplayarak büyü gücünüzü arttırmaktan geçiyor. Daha iyi eşyalara sahip oldukça yeni eşyalar üretebilecek, evinizi donatarak farklı NPC’lerin yerleşmesini sağlayacak, daha güçlü yaratıklar öldürebilecek ve onlardan düşecek yeni materyaller ile daha da güçlü eşyalar üreteceksiniz. Oyunun ilerleyişi bunun üzerine kurulu. Bu nedenle bir süre sonra gökyüzüne uzanan kuleler (Hatta uçan adalar) inşa edecek, yer altında karınca yuvasını aratmayan ve lavlara dek uzanan karmaşık tüneller kazacaksınız.
FORTNITE: SAVE THE WORLD
Bu satırları okuyan birçok kişinin sandığının aksine Fortnite aslında bir battle royale (BR) oyunu değil. 25 Temmuz 2017 tarihinde PC, PS4 ve Xbox One için satışa sunulan Fortnite, oyuncuların dört kişiye kadar takım kurup sayısız görev yaptığı bir oyun. İçerik açısından oldukça zengin olan ve kabaca “Left 4 Dead ile Minecraft karışımı” olarak tanımlanabilecek Fortnite’ın temelini oluşturan PvE (Save the World) ücretsiz olarak oynanabiliyor. Oyunu bugün geldiği noktaya getiren BR moduysa 2017 Eylül ayında çıkış yaptı ve inanılmaz bir hızla gelişiyor, zenginleşiyor, büyüyor.
Yukarıda dediğimiz gibi, kolayca anlaşılması için “Left 4 Dead ile Minecraft karışımı” şeklinde tanımlayabiliriz oyunu. İster tek başınıza, ister dört arkadaş bir araya gelip oynayabileceğiniz Save the World’de düşmanımız zombi benzeri yaratıklar. Oyundaki amacımızsa her görevde rastgele oluşturulan haritalarda hem kaynak toplamak, hem görevin gerektirdiği yapıyı inşa etmek, hem de düşman dalgalarını püskürtmek. Fortnite’ı sadece BR moduyla tanıyanların hayal bile edemeyeceği kadar zengin bir içeriğe sahip.
STARBOUND
Starbound sandbox temeller üzerine kurulmuş bir RPG oyun. 2 boyutlu ve 16 bit grafikleriyle bizi atmosferine çekmeyi başaran en sağlam yapım! Oyundaki mevzu şu. Dünyamız yok oluyor ve kendimizi bir uzay gemisinde buluyoruz. Yakıtımız az tabi, en yakın gezegene iniyoruz ve macera başlıyor. Klasik sandbox mekanikleriyle burada karşılaşıyoruz. Görevler ve diyaloglar ise sıradan bir RPG oyuna göre çok daha kaliteli yazılmış. Oyunda eşya/envanter sistemi, silah ve araç gereç kullanımı, yakıt mekaniği, yiyecek ve konfor gibi ekstra mekanikler, craft mekanikleri mevcut.
Oyun online multiplayer olarak oynanabiliyor. Zaten esas kendinizi kaptıracağınız nokta da tam olarak burası. Arkadaşınızla beraber Canon in D müziği eşliğinde evinizi yaparken, askeri üslerden envanter toplarken, bölüm sonu canavarları yok ederken, daha önce hiç yaşamadığınız bir atmosfere tanıklık edeceksiniz.
Oyunda ırk sistemi, karakter özelleştirme ve kıyafet-zırh gibi ekstra araç gereç sistemi de harika durumda. Hatta, atmosferi olmayan gezegenlerde gezebilmeniz için sırtınıza oksijen üretici ekipmanı almanız gerekiyor. Maden sistemi ise Minecraft’ın ötesinde… Rubiumlar mı dersiniz, titanyumlar mı… Craft çeşitliliği ve yöntemleri yine zirve durumda. Ayrıca evinizi yaparken sağdan soldan eşya kırıp evinize götürebilme şansınız da bulunuyor.
Starbound 5 senelik bir oyun olmasına rağmen, hala oyunun kendi müzikleri eşliğinde, geceden sabaha kadar oynayabileceğiniz nitelikte bir indie oyun. Yapımcı firmayı muhtemelen Stardew Valley’den tanıyorsunuz. Arkadaşınız da sizin gibi indie oyunları seviyor ise mutlaka alın ve sabahlayın! Ayrıca oyuna hala zaman zaman güncelleme de gelmekte.