Hz. Muhammed’in peygamber olmasıyla birlikte putperestlerin Müslümanlar üzerinde kurduğu baskılar, muhtemelen Allah’ın elçisi olmasının 6. yılından itibaren peygamber ailesiyle az sayıdaki Müslümanlara karşı ekonomik ve sosyal bir boykota dönüştü.
3 yıl süren ve büyük acılara sebep olan bu boykotun ardından Hz. Muhammed, kısa aralıklarla eşi Hz. Hatice ile amcası ve hamisi Ebu Talib’i kaybetti. Dolayısıyla bu yıla hüzün yılı denildi.
Bu acılı olayların ardından Allah, bir bakıma resulünü, sabır ve tahammülü dolayısıyla hem teselli etmek hem de ödüllendirmek istedi ve bunun için genellikle miraç diye anılan büyük mucizevi olayı gerçekleştirdi.
MİRAÇ MUCİZESİ NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Yaygın kabule göre miraç, peygamberliğin 12. veya 13. yılında vuku buldu. Konuyla ilgili çok sayıda hadis bulunmakta olup özellikle Buhari’nin el-Camiu’s-sahih’inde (Salat, 1; Bed’ü’l-halk, 6; Tevhid, 37) yer alan hadislere göre bir gece Hz. Peygamber Kabe’nin avlusunda (diğer bazı rivayetlerde amcasının kızı Ümmühani’nin evinde) uyku ile uyanıklık arasında bir durumdayken Cebrail melek yanına geldi, göğsünü açarak kalbini zemzemle yıkadı, sonra Burak denilen bir binek üzerinde onu Kudüs’e götürdü.
Resulullah’ı burada önceki bazı peygamberler karşıladılar ve onu kendilerine imam yaparak arkasında topluca namaz kıldılar (Başka bazı rivayetlere göre Hz. Peygamber önce Mekke’den göklere yükseltildi, dönüşte de Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürüldü. Bu bilgiye göre âyette Resulullah’ın bu manevi yolculuğa Mekke’den başlayıp semalara yükseldikten sonra Mescid-i Aksa’ya geldiği, oradan da Mekke’ye döndüğü özetlenmiştir).
PEYGAMBERLERLE GÖRÜŞTÜ
Daha sonra semaya yükseltilen Resulullah, semanın birinci katında Hz. Adem, ikinci katında Hz. İsa ve Hz. Yahya, üçüncü katında Hz. Yûsuf, dördüncü katında Hz. İdris, beşinci katında Hz. Harun, altıncı katında Hz. Musa, yedinci katında ise Hz. İbrahim ile görüştü.
SİDRETÜ’L MÜNTEHA’YI GEÇTİ
Kur’an-ı Kerim’de ‘sidretü’l-münteha! (hudut ağacı) denilen ve bir görüşe göre (bk. Şevkani, V, 124) yaratılmışlarca bilinebilen alanın son sınırını işaretlediği kabul edilen hudut noktasının ötesine, Cebrail meleğin geçme imkanı olmadığı için Hz. Muhammed, refref denilen bir araçla tek başına yükselmesini sürdürdü. Bu sırada kendisine evrenin sırları, varlığın kaderiyle hükümlerin tesbiti için görevlendirilmiş olan meleklerin çalışmaları gösterildi.
Nihayet bir yoruma göre (bk. Şevkani, V, 123) bir beşerin insan olma özelliğini koruyarak Allah’a yaklaşabileceği son noktaya kadar yaklaştı (Necm suresinde ‘yay’ örneği ile anlatılan yaklaşma, ağırlıklı yoruma göre Cebrail ile Hz. Peygamber arasında olmuştur; bk. en-Necm 53/8-9).
CENNET VE CEHENNEM GÖSTERİLDİ
Bazı rivayetlere göre miraçtan dönüş sırasında kendisine cennet ve cehennem ile buralarda bulunacak insanların durumları gösterildi. Nihayet Hz. Peygamber Mekke’den ayrıldığı noktaya getirildi. Söz konusu hadislerin baş kısmında yer alan ve miracın Hz. Peygamber uyku ile uyanıklık arasında bir durumdayken başladığını, uyandığında kendisini Mescid-i Haram’da bulduğunu belirten ifadeler dolayısıyla (Buhari’deki rivayetlerin birinin sonunda [Tevhid, 37; Taberi, XV, 5] ‘Hz. Muhammed uyandı ki Mescid-i Haram’dadır’ denilmektedir) bu olayın bedenle gerçekleşen bir yolculuk mu olduğu, yoksa bunun bir tür rüyada vuku bulan ruhani bir durum mu olduğu hususunda erken dönemden itibaren tartışmalar yapılmıştır (Mesela bk. Taberi, XV, 5; İbn Kesir, V, 40-41).