KARGOCULUK, hiç olmadığı kadar gündemde ve bir o kadar da hareketli bir durumda. Yıldan yıla hızlı bir büyüme gösteren e-ticaret sektörü pandemi döneminde çok daha büyük bir ivme yakaladı. Bu durumdan kargocular da nasibini aldı. Giyimden teknolojiye, gıdadan hijyene kadar akla gelebilecek her ürün kargo ile evimize geliyor. Kuşkusuz bu yoğunluk tüketici şikâyetlerini de artırmış durumda. Tüketiciler siparişlerinin yanlış, eksik, hatalı ya da çok geç geldiğini belirten şikayetlerini neredeyse her mecrada dile getirdi.
SİSTEME İŞLENİYOR
Biz de bu dönemde kargoculuğu deneyimlemek ve işi tüm yönleriyle öğrenmek için harekete geçtik. Aras Kargo’nun Kadıköy Selamiçeşme’deki şubesinde kurye olarak çalıştık. Paketleri ilgili adreslere ulaştırdık. En başta söylemekte fayda var: İş gerçekten de dışarıdan göründüğü kadar kolay değil. Burada mesai sabah 09.00 gibi başlıyor. Türkiye’nin dört bir tarafından gönderilen paketler büyük ana dağıtım merkezlerinde toplandıktan sonra bu şubelere geliyor. Şubeye gelen paketler sabah mesai başlar başlamaz türlerine göre ayrıştırılıyor. Her kurye kendi dağıtım bölgesine ait paketleri kayda alarak siteme işliyor.
BİR ŞOFÖR 2 KURYE
Daha sonra şubeye ait dağıtım araçları tek tek kapıya yanaşıyor. Kuryeler, kendi bölgelerine ait paketleri bu araçlara yerleştirmek için harekete geçiyor. Araçlarda bir şoför ve 2 kurye olacak şekilde bir dağılım yapılıyor. Ben de, 9 yıldır bu işi yapan ve ekibin en tecrübeli isimlerinden biri olan Murat Toptaş ile paketleri dağıtacağımı öğreniyorum.
SOKAĞA GÖRE DİZİYORUZ
Araç belirlendikten sonra dağıtım bölgemize ait paketleri alıp araca yüklemeye başlıyoruz. Bu aşamada biraz hızlı hareket etmek gerekiyor. Zira dağıtıma çıkarken geç kalınırsa bütün sistem aksayabilir. Ben, şube içinden paketleri kucaklayıp arabanın içine koyuyorum. Ancak bu noktada Murat Toptaş beni uyarıyor. Meğer paketleri araç içerisine gelişigüzel dizmemem gerekiyormuş. Paketleri sıralar halinde dizmem gerektiğini, her sıranın bir sokağa ait olduğunu ve dağıtımı ona göre yapacağımızı anlatıyor. Ben de ona göre paketleri diziyorum. Dizim tamamlandıktan sonra araca binip saat 10.30 gibi dağıtım için şubeden ayrılıyoruz.
GÜNDE 1500 PAKET
Yol alırken Toptaş’tan bilgi almaya devam ediyorum. Öğrendiklerime göre bir şubeye günde ortalama 1000 paket gelebiliyor. Pandemi döneminde ise bu 1.500’ü görmüş. Yani bir kurye günde 100 ila 120 arasında paket dağıtabiliyor. Araç, dağıtım bölgesine geldiğinde duruyoruz. Biz araçtan inip apartmanlara göre paketleri alıyoruz. Ancak her seferinde araca yeniden binemiyoruz. Biz, 6-7 paketi alıp bunları o sokaktaki tüm apartmanlara dağıtıyoruz. Araç ise bir sonraki sokağın sonunda bekliyor. Bir başka ifade ile işin büyük bölümü yürüyerek yapılıyor.
YEVMİYE 115 LİRA
Paketleri dağıtırken Murat Toptaş’a çalışma şartlarını ve ücretleri soruyorum. Sektörde maaş ortalaması 3 bin 500 lira civarında. Bu yapılan işe göre 200-300 lira artabiliyor. Ancak pandemi dönemindeki yoğun çalışma koşulları nedeniyle çoğu firma çalışanlara prim ödemesi yapmış. Ancak sektörde herkes maaşlı çalışmıyor. Neredeyse kadrolu kuryelerin yarısı kadar yevmiyeli çalışanlar var. Bunların ücreti ise günlük 115 lira. Üstelik yemek ücreti de bunun içinde. Yani oldukça düşük. Zira yevmiyeli personeller daimi çalışmıyor yoğun günlerde çağrılıyor. Bir kuryenin ortalama yüz paket dağıttığını düşünürsek neredeyse bir ürün 1 liraya dağıtılmış oluyor. Kuşkusuz, herkesin yapabileceği bir iş de değil.
RESTORANCI OYUNCAK SATIYOR
Murat Toptaş, pandeminin etkilerini dikkat çekici bir gözlemi ile anlatmayı sürdürüyor: “Önceden daha çok ofislerin ve dükkânların olduğu sokaklarda çalışırken şimdi bütün ağırlık apartmanlara kaydı. Restoran işletmecisine paket götürüyordum. Şimdi o da e-ticarete girdi evinden oyuncak satıyor. Artık onun paketlerini evinden alıp şubeye getiriyorum. Evden e-ticarete girenlerin sayısı çok fazla arttı. Bir evden artık günde 30-40 paket çıkmaya başladı.”
TIP ÖĞRENCİSİ DE VAR AMATÖR FUTBOLCU DA
Biraz önce bahsettiğimiz yevmiyeli kuryelerin büyük bölümünü öğrenciler oluşturuyor. Tıp fakültesi, tarih ve kimya bölümü öğrencileriyle beraber çalıştığını belirten Toptaş, “Turizm ve AVM’ler durunca hepsi kargo işine yöneldi. Hatta bazı öğretmenler ve amatör futbolcular da yevmiyeli çalışıyor” ifadelerini kullanıyor.
BAHŞİŞLERE PANDEMİ ETKİSİ
Dağıtım esnasında bazı paketlerin alıcı ödemeli olduğunu fark ediyorum. Burada devreye giren Murat Toptaş, “Bizim için pandemide en güzel olay bu oldu. Çoğu müşteri ödeme yaptıktan sonra para üstünü almayı tercih etmeyip bahşiş veriyor. Bir ara gerçekten maaşa yakın bahşiş toplamaya başlamıştık. Çok güzeldi. Şimdi azalmaya başladı” diyor. Gerçekten de bazı müşteriler para alışverişinde bulunmak istemiyor.
KAPIYI AÇMIYORLAR
Dağıtıma devam ediyoruz. Apartmanların kapısına gelip zile bastığımızda çoğu zaman açan oluyor. Yani ‘geldik evde yoktunuz’ bahanesinin pek gerçekçi olmadığını belirtmek isterim. Ancak pandemi döneminde kuryelere bakış açısı biraz değişmiş. Zilini çaldığım evlerdeki kişiler genellikle benimle yüz yüze gelmemeye çalışıyor. “Lütfen paketi kapının önüne bırakır mısınız” diyerek teşekkürlerini iletiyorlar. Kaç defa zile bastığımı, kaç defa asansöre bindiğimi ise sayamadım bile. Ürün dağıtımı yaptığımız 3’üncü ve 4’üncü sokaktan sonra yorgunluk iyiden iyiye beliriyor. Bu arada, saatler içerisinde onlarca farklı yüz görüyorsunuz. Eğer uzun yıllardır bu işi yapıyorsanız herkes sizi tanımaya başlıyor.