Yine olmadı, bekledik 36 senedir beklediğimiz gibi. Hani Liverpool da şampiyon olmuştu yıllar sonra ya, kim bilir belki değişecekti makus talihimiz. Olmadı, yine olmadı.
Sezon istediğimiz gibi başlamıştı oysa. Genç ve dinamik Trabzonsporlu gençlere, Obi Mikel ve Sturridge gibi Premier Lig tecrübesi eklenmiş; Yusuf Yazıcı da gayet iyi rakamlara Avrupa’daki elçimiz olmuştu.
Covid-19 arasına kadar işler istediğimiz gibi de gitmişti aslında. Arada Ünal Hoca’nın gitmesiyle sertleşen Karadeniz art arda gelen galibiyetlerle durulmuş, tüm camia kalan son 7 maça kitlenmişti.
SON 6 MAÇTA BİTTİ
Geri dönüp baktığımda mutlu, iddialı ve hepsinden önemlisi umutlu günlerdi. Ama son 6 maçta alınan 1 galibiyetle şampiyonluğu kendi eliyle Başakşehir’e verecek ve son yılların başarılı takımı Başakşehir de geçtiğimiz yıllardaki hatalarını bu sefer yapmayıp, Trabzonspor’u kırmayarak Süper Lig’in 6. şampiyonu olacaktı.
SON 10 YILDA SADRİ ŞENER’DEN SONRAKİ EN İYİ YÖNETİM
Trabzonspor son 10 senesine bakıldığında Sadri Şener’den sonra gelen açık ara en iyi yönetim tarafından idare edilmekte.
Aradaki yönetimler – ki ne yazık ki birinin içerisinde ben de vardım – borcu artırmaktan başka bir şey yapmayıp, Trabzonspor’un temel sorunları ile ilgili bir çözüm sunamadığı gibi sahada da bir türlü başarı gelmemişti.
İşte bu ahval ve şeraitler içerisinde göreve geldi ahmet Ağaoğlu yönetimi. Kendilerinden beklenti çok da yüksek değildi. Takım ligde sağlam dursun ve borcu düşürsünler yeterdi aslında. Ancak takım beklenenden iyi çıkıyor ve alt yapıdan gelen gençlerle akıllı transfer seçimleri birleşince ilk sene ligde şampiyon Galatasaray’ın sadece 6 puan gerisinde kalınıyordu.
Bu sene ise hedef artık şampiyonluktu. Ama Trabzonspor o aslında uzun seneler önce kavuşması gereken şampiyonluğa – üstelik 6 hafta kala lider olmasına rağmen – yine ulaşamıyor ve umutlar bir başka mayıs ayına kalıyordu.
BU KADRO 2020-21 SEZONUNUN EN BÜYÜK FAVORİSİ OLUR
Bu hayal kırıklığı sürecinde suçlanacak birçok faktör bulunabilir. Transfer dönemi geçen seneki kadar verimli değildi, bu takımın mimarı Ünal Hoca ile anlaşma yolu zorlanabilirdi, Hüseyin Hoca’nın yerine daha tecrübeli bir isim seçilebilirdi, hakemlerin form düzeyi vs… Ancak unutulma ması gereken, bizi çok kısa süre içerisinde bekleyen bir sezon daha olduğu ve Trabzonspor’un da oturmuş kadrosuyla bu 2020-21 sezonunun en büyük favorilerinden olduğu gerçeğidir. Bir öz eleştiri tabii ki yapılacaktır ve yapılmalıdır ama amaç bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olmalıdır.
TEKNİK DİREKTÖR KAVRAMINI YETERİNCE ÖNEMLİ GÖRMÜYORLAR
Şahsen geri dönüp baktığımda ahmet Ağaoğlu yönetimininde ciddi hata gördüğüm tek tarafın teknik direktör seçimleri olduğunu görmekteyim.
Hatta daha da ileri giderek yönetimin teknik direktör kavramının futbolda o kadar da önemli olmadığını düşündüğünü ekleyeyim.
İlk tercihleri son Süper Lig macerasında küme düşmesi kesinleşmiş Karabükspor olan Ünal Karaman – ki Ünal Hoca çoğumuzu yanıltıp oldukça başarılı olmuştur, kendisini eleştireceğim yegane yer Avrupa kupalarındaki rotasyonudur – ikinci tercihleri ise şampiyonluğa giden yolda daha önce hiçbir teknik direktörlük tecrübesi olmayan Hüseyin Hoca’dır.
İkisine de Trabzonspor’a kattıkları ve Trabzonsporluluk duruşları için teşekkür ediyorum o ayrı. Ancak bu tablo bana yönetimin modern futbolun belki de en önemli faktörü olan teknik direktör kavramını o kadar da umursamadığını göstermektedir. Kaldı ki dünyada futbolculardan daha çok teknik direktörlerin konuşulduğu bir dönemden geçmekteyiz.
TRANSFER HOCAYLA YÜRÜTÜLMELİ
Benim, Ağaoğlu yönetiminin bir hatayı üçüncü kez yapmayacağına inancım tam. Yönetime yakışan, kendilerine çıkartılan çatlak seslere gereğinden fazla takılmayı bir kenara bırakıp Trabzonspor’u her anlamda ileri taşıyacak bir hocayla anlaşıp, transfer politikasını da yine o hocayla beraber yürütmektir. Bize ve Trabzonspor taraftarına yakışan da seneye bir kez daha ‘O sene bu sene’ sloganıyla takımımızı sonuna kadar desteklemektir. Şampiyonluğa sadece 34 hafta kaldı.
Misli.com’dan herkese 5 TL hediye,