Gazetenin iki ABD’li yetkiliye dayandırdığı, “Trump Suriye’de içgüdülerine güvendi, felaket hızla geldi” başlıklı haberinde, bu silahların İncirlik’ten alınmasının Türkiye ile ABD arasındaki müttefiklik ilişkisinin “fiilen bitmesi” anlamına geleceği yorumu yapıldı.
Gazetenin Ulusal Güvenlik Muhabiri ve Kıdemli Yazarı David E. Sanger’ın imzasıyla yayımlanan haberde, üst düzey bir ABD’li yetkilinin nükleer silahlar için “artık onlar Erdoğan’ın rehinesi” dediğine de yer verildi. Sanger, bu silahları orada tutmanınsa yıllar önce ortadan kaldırılmış olması gereken bir nükleer hassasiyetin sürdürülmesine yol açacağını savundu.
Haberde görüşlerine yer verilen James Martin Silahların Yaygınlaşmasını Önleme Araştırmaları Merkezi’nden Jeffrey Lewis, “Tarihte ilk defa karşılaştığımız bir durum var: ABD’nin nükleer silahlarının bulunduğu bir ülke ABD güçlerine hava topuyla atış yapıyor” dedi.
Gazete, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir ay önce yaptığı, “Birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın! Ben bunu kabul etmiyorum” açıklamasını hatırlatarak Türkiye’nin de nükleer silahlara sahip olma isteği bulunduğunu yazdı.
Haberde, ABD Başkanı Donald Trump’ın bazı danışmanlarının anlattığına göre, Trump’ın 6 Ekim’de Erdoğan ile yaptığı telefon konuşmasına yeterli hazırlık yapmadan girdiği ve bu yüzden Erdoğan’ı bu operasyonun iki ülkenin ittifakına vereceği zarar ve yol açacağı yaptırımlar gibi konularda uyarmadığı öne sürüldü.
Gazeteye konuşan ABD’li Senatör ve Silahlı Hizmetler Komitesi Üyesi Jack Reed, “Bu başkan ordumuzu, diplomatik liderleri ve ortaklarımızı böylesi fevri hareketlerle gafil avlıyor. Bu hareketler Rusya’nın ve otoriter rejimlerin işine yarıyor” dedi ve ekledi:
“Başkan savaşları bitirme ve barışı sağlama sözlerinde ciddiyse, DEAŞ’ın tekrar ortaya çıkmasını engelleyecek ve Suriyeli ortaklarımıza güvenlik sağlayacak bir strateji ortaya koymalı.”
Haberi yazan Sanger, ABD Başkanı Trump’ın siyasette içgüdüleriyle karar vermesini eleştirdi.
Trump geçen yıl “İçgüdülerim başkalarının beyninin söyleyebileceğinden çok daha fazla şey söylüyor” demişti.