Yazar: Özgün Ersin
Türkiye toplumu 10 Mart’tan bu yana Koronavirüs sınavından geçerken, halihazırda hassas bir durumda olan Türkiye ekonomisinin de dayanma kapasitesinin test edildiğini söyleyebiliriz. Siyasi açıdan hep orta şiddette çekişmelere sahne olmuş ülkede bu kez de Koronavirüs tedbirleri çevresinde çeşitli gerilimler yaşanıyor. Suriye’de yaşanan gelişmeler de bu dönemde geri plana atılmış olsa da varlığını devam ettiriyor.
Yaklaşık son bir aydır Türkiye gündemini işgal eden kimi gelişmeleri ve olası sonuçlarını aşağıda kısa başlıklar altında ele aldık.
Koronavirüs
İlk yerel vakanın duyurulduğu 10 Mart’tan itibaren Covid-19 hastalarının sayısı hızla artarken, günlük ölüm sayılarında da herhangi bir ivme düşüklüğü görülmüyor. Her gün açıklanan hasta sayısının görece stabil bir oran takip etmesi, durumun bir miktar kontrol altında tutulabildiğini gösteriyor. Bu yazının yazıldığı 23 Nisan 2020 itibariyle toplam vaka sayımız 98.674, toplam vefat sayımız ise 2.376.
Kişiler arası teması en aza indirmek ve virüsün yayılımını azaltmak için kademeli olarak sosyal mesafelenme, 30 büyükşehir ve Zonguldak illerine giriş çıkışların yasaklanmasıyla seyahatlerin kısıtlanması, havayolu ve şehirlerarası otobüs seferlerinin kısıtlanması ve en son olarak da hafta sonları sokağa çıkma yasağı uygulanması gibi tedbirler alındı. Bu son tedbirin ilk uygulanmasında yaşanan karmaşaya özellikle sağlıkçılardan büyük tepki gelirken, Bilim Kurulu üyeleri de uygulamanın hayata geçiriliş şeklini eleştirdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 10 Nisan Cuma akşamı çok geç saatte açıklanan yasağın ortaya çıkardığı panik havasından dolayı eleştirilerin odağındaki isimdi ve bu nedenle şahsi Twitter hesabından istifa ettiğini duyurdu. İstifası Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmedi ve görevde kaldı. Bu da aslında Süleyman Soylu’nun genel anlamda Cumhurbaşkanı tarafından başarılı bulunduğu anlamına geliyor ki, bu sebeple ilerleyen dönemde İçişleri Bakanı’nın gerek Koronavirüs tedbirlerinde gerekse diğer konularda daha fazla serbest hareket alanı bulabileceği söylenebilir.
Sokağa çıkma yasakları ve diğer tedbirler kapsamında özellikle büyükşehir statüsündeki illerin belediyeleri vatandaşlara yönelik farklı yardım ve destek projelerini hayata geçiriyor. Ancak burada da siyasi çekişmelerin bu çabalara gölge düşürdüğünü görüyoruz. Özellikle İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir büyükşehir belediyelerinin yardım kampanyaları İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi ile bloke edilmiş durumda. İktidar kanadından gelen açıklamalarda belediyelerin merkezden bağımsız şekilde bu tarz para toplama ve yardım kampanyaları yürütmesinin devlette iki başlılık yaratacağına vurgu yapılıyor. Bütün halkın sağlığını ilgilendiren konularda bütün partilerin ortak bir görüşte birleşebilmelerini umut etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Gerek iktidar gerek muhalefet partilerinin buradan bir sürtüşme bahanesi bulmalarından hareketle politik olarak sakin bir yaz geçiremeyeceğiz gibi görünüyor.
Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamalarından, Koronavirüs tedbirlerinin gevşetilmesinin en erken Ramazan Bayramı sonrasına kaldığı anlaşılıyor. Türkiye siyasetinin yazın hareketli geçeceği ve virüs krizinin aşılmasının ardından siyasi arenada çeşitli hareketlilikler yaşayabileceğimizi söyleyebiliriz. Muhalefetin iktidar üzerinde baskı oluşturmak için elinde pek çok bahanesi olacak, ancak bunların bir sonuç getireceğini söylemek güç. Lakin bu tartışmalar sırasında piyasalarda dalgalanmalar yaşanacaktır.
Daha fazla koronavirüs haberleri için tıklayın.
Suriye
Türkiye 27 Şubat’ta başlattığı “Bahar Kalkanı Harekâtı” ile Suriye’de İdlib’in kuzeyine bir yığılmanın önüne geçmeye çalışmıştı. Son durumda Türkiye M4 karayolunda Rusya Federasyonu ile ortak devriyelere başladı.
Suriye’de 2011’den bu yana yaşanan iç savaştan kaçan milyonlarca insanın 3,5 milyondan fazlası peyderpey Türkiye’ye sığınmıştı. Türkiye ve AB ülkeleri arasında sıkışıp kalan mültecilerin ve sığınmacıların kaderi halihazırda belirsizken, Koronavirüs dalgası ile birlikte işin sağlık boyutu daha da ürkütücü boyutlara ulaştı.
Türkiye’nin sığınmacılara yönelik ilk başta uyguladığı açık kapı politikası, ülkede artan yabancı düşmanlığı ve Türkiye’ye yarattığı ekonomik zorluk neticesinde yavaş yavaş terk edildi ve sadece Suriyelilere değil, bütün yabancılara karşı bir dalgayı tetikledi. Bahar Kalkanı Harekatı’nı bu toplumsal harareti yumuşatmaya yönelik bir operasyon olarak görmekte fayda var.
Daha fazla politika haberi için tıklayın.
Tarım
Türkiye yıllar içerisinde tarım konusunda dünya çapındaki avantajını büyük oranda yitirmiş durumda olmasına rağmen, Covid-19 krizinden en az hasarla çıkmak için tarıma büyük ihtiyaç duyacaktır. Hem vatandaşın karnını doyurmak için hem de kriz sonrası en önemli ihracat kalemlerinden birisi olarak tarım ürünleri önem kazanacaktır. Çiftçiye destek konusunda çeşitli paketlerden söz edilmekle birlikte bunların yeterli olmaktan çok uzak olacağına inanıyoruz.
Daha fazla emtia haberi için tıklayın.
Turizm
Bütün dünyada Koronavirüsün en fazla vurduğu sektörlerden birisi olarak turizm sektörü Türkiye’de de çok büyük darbe yemiş durumda. Ülkenin en büyük iki havayolu Türk Hava Yolları ve Pegasus’un uçuşlarını iptal etmek zorunda kalması, sokağa çıkma yasakları, sosyal mesafelenme, şehirlerarası seyahat kısıtlamaları, uçak bileti satan acente çalışanından, o uçağı işleten havayolu, yer hizmeti sağlayan şirketler, havalimanı çalışanları, otel işletmeleri, otel çalışanları, şehirci transfer hizmeti veren firmalar, turizm bölgelerinde faaliyet gösteren bütün inşaat firmaları çalışanları ve bütün bu insanların aileleri dahil olmak üzere bütün bir ekonomik hayatta durgunluğa sebep oldu. Ramazan Bayramı sonrasında durumun kademeli olarak normale dönebileceği konuşulurken, turizm sektörünün kalan 3 aylık yüksek sezonda kendisini ne kadar toplayabileceğini göreceğiz. Kaldı ki, siyasi kanattan yapılan açıklamalarda toptan bir normale dönüşün çok da mümkün olmadığını ve artık sosyal mesafenin göz önünde bulundurulduğu bir turizm pratiği göreceğimizi düşünüyoruz.
Türk Hava Yolları hisseleri gün içinde %0,68 değer kaybederken Pegasus hisseleri %4,27 değer kaybetti.
Tatil Takvimi için tıklayın.
Sonuç
Türkiye de Koronavirüs pandemisinden nasibini aldı elbette, ancak hastalığın seyri anlamında, resmi açıklamalar nezdinde aşırı kötümser bir tabloyla karşı karşıya değiliz gibi duruyor. Ancak Türkiye açısından en önemli olan şey bu krizin ülkeye bindirdiği ekonomik yük. Pek çok beyaz yakalı için evden çalışma uygulamasına geçilirken, evden çalışma imkânı olmayanlar için herhangi bir işe gitmeme opsiyonu sunulamıyor. Devletin açıkladığı kimi ekonomik destek paketleri uzun vadede bir çare olacak mı, göreceğiz.
Önümüzdeki hafta içerisinde 30 Nisan’da Türkiye’de Para Politikası Toplantı Özeti açıklanacak. Yine aynı gün Euro Bölgesi Faiz Oranı Kararı ile 1 Mayıs’ta ABD’den ISM İmalat Satın Alma Müdürleri Endeksi açıklanacak.
Siz yıl sonunda Türkiye’yi nerede görüyorsunuz?