Geliştirdiği reaktör mühendislerce onaylanan Fettahoğlu, Türkiye’den Çernobil’e gelen genç bilim insanı olarak Ukrayna’daki televizyon kanallarının da ilgi odağı oldu. Medya kuruluşları, Fettahoğlu ile yaptıkları röportajları yayınladı.
TED Ankara Kolejinden bu yıl mezun olan Ateş Fettahoğlu, okulun teknoloji üretim merkezi olan TEDNOKENT’te bir nükleer füzyon reaktörü tasarlayıp geliştirdiğini ifade etti.
Nükleer füzyonu tasarlarken Einstein’ın ışık hızının karesiyle çarpılan kütlenin enerjiye eşit olduğunu gösteren ünlü formülünü kullandığını dile getiren Fettahoğlu, “Burada kütledeki değişimden bir enerji çıkışı sağladım.” bilgisini verdi.
Nükleer füzyon reaktörünü yaptığı dönemde 18 yaşından küçük olduğu için radyasyonla çalışma ve nükleer reaksiyon için gerekli izinleri alamadığına işaret eden Fettahoğlu, “Ancak nükleer füzyon reaktörü, tasarımımı çalışan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu mühendislerinden ve Ankara Üniversitesi Nükleer Bilim Enstitüsünden onaylandı.” diye konuştu.
Daha verimli yakıt kullanılıyor
Nükleer santrallerde yakıt olarak uranyum kullanıldığını belirten Fettahoğlu, şöyle devam etti:
“Çernobil’de reaktörün patlaması sonucu çevreye yayılan uranyum nedeniyle radyasyon yayıldı. Benim de yaptığım ve dünyada da giderek artan oranda çalışılan füzyon reaktörlerinde yakıt olarak hidrojen kullanılıyor. Bu nedenle füzyon reaktörlerinde herhangi bir şekilde radyoaktif elementlerin doğaya salınımı gibi bir risk yok. Bu reaktörlerde kullanılan yakıt, nükleer santrallerdeki yakıta göre daha verimli. Daha az miktar yakıt kullanarak daha çok enerji üretebiliyorsunuz. Hatta bir kum tanesi kadar yakıttan elde edebileceğiniz enerjiyi 400 litre kimyasal yakıtla elde edebileceğiniz enerjiye eş değer oluyor. Tüm dünya bu reaktörleri kurma peşinde.”
Geliştirdiği reaktörde küçük bir yıldız oluşturmayı da başardığını aktaran Fettahoğlu, “Reaktörün içine koyduğumuz gazı ısıttığımda merkezde yoğunlaşmış bir sıcak plazma gözlemlendi ve burada küçük bir yıldız oluştu. Nükleer tepkimeye izin verilmediği için ben Güneş’in içinde olduğu uzay ortamını, laboratuvar ortamında simüle ettim. Böylece yüksek sıcaklık ve düşük basınç elde etmiş oldum.” diye konuştu.
Bilim insanlarının gelecekteki enerji üretiminin çoğunun nükleer füzyondan elde edileceğini öngördüğünü dile getiren Fettahoğlu, bu reaktörlerin dünya genelinde kurulumunun ise 50 yıl içinde olacağını aktardı.
“Reaktör, farklı bir prensiple çalışıyor ve daha güvenli”
Fettahoğlu, Ankara Üniversitesinin Ukrayna ile ortak düzenlediği yaz okulu programında 25 bilim insanı arasındaki en genç nükleer fizikçi olarak Çernobil ziyaretine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Çernobil ziyaretinin, nükleer füzyon reaktörünün yapımı sırasında tanıştığı Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü ile TAEK uzmanlarının büyük etkisinin olduğuna işaret eden Fettahoğlu, şöyle konuştu:
“Çernobil gerçekten inanılmaz bir yer. Ne kadar video izlerseniz izleyin ne kadar araştırma yaparsanız yapın o bölgeye geldiğinizde bambaşka bir atmosferle karşılaşıyorsunuz. Çernobil’de inanılmaz bir deneyim yaşadım. Benim yaptığım reaktör, farklı bir prensiple çalışıyor ve daha güvenli. Çernobil ise kazanın üzerinden geçen 33 yılda radyasyon açısından güvenli olmaya başlamış. Patlayan nükleer reaktöre 500 metre uzaklıkta yemek yedik. Orada oturup hayatın devam ettiğini görmek çok etkileyici. 18 yaşında biri olarak değerli akademisyenlerle böyle bir deneyimi yaşadığım için çok şanslı olduğumun farkındayım.”
Nükleer santrallerle ilgili görüşü sorulan Fettahoğlu, “Türkiye’nin yavaş yavaş nükleer sanayiye geçmeye başlaması bir açıdan çok umut verici. Çernobil ve Fukuşima kazalarının ardından alınan güvenlik önlemlerini görünce içimiz rahatladı. Aynı zamanda da bu sanayiye geçtiğimizde ülkemiz ve gençler için ortaya çıkacak olanakları da görmüş olduk. Türkiye’ye bu sistem kurulduğunda biz Türk gençleri olarak gerekli önlemleri alacağız ve bize sağlanan kaynakları değerlendireceğiz diye umuyorum.” ifadelerini kullandı.
Bu yıl üniversite sınavına girdiğini dile getiren Fettahoğlu, “YKS sonucumla elektrik-elektronik mühendisliğini tercih edeceğim. Üniversite eğitimimin ardından nükleer bilimler üzerine uzmanlaşmak istiyorum. Türkiye’de nükleer bilimler üzerine yürütülecek bilimsel faaliyetlerde görev almak istiyorum.” diye konuştu.