Muhtemelen birçoğunu yaşadığınız bu durumların her birinin psikolojide açıklaması mevcut. Gelin, detaylı bir şekilde bakalım bu psikolojik kavramlara:
Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5
1. Plasebo Etkisi
2. Zeigarnik Etkisi
Geçmiş dönemde planlayıp da gerçekleştiremediğimiz projelerimize ait başarısızlıklar bize, Zeigarnik Etkisi olarak ve “keşke” şeklinde geri döner. Bitmemiş ilişkilerimizi neden sürekli hatırladığımızı, yarım kalan aşklarımızı neden unutamadığımızı, ortasında eve geri dönmek zorunda kaldığımız tatillerin neden daha çekici gözüktüğünü nedenselleştirir bu etki.
İnsanların tamamlanmamış yaşantılarını, tamamlanmış olanlardan daha önce ve daha net bir şekilde anımsama eğilimidir. Tamamlanmamış yaşantının doymamış olması ile alakalıdır, rahatlama gerçekleşmemiştir, sonuca gidilmemiştir. Yaşantının tamamlanması veya sonuca gidilmesi sonucunda bir rahatlama ve doymuşluk elde edilir. Dolayısıyla tamamlanmamış yaşantılar daha açık ve net anımsanır.
3. Dunning-Kruger Etkisi
Cornell Üniversitesinin iki psikoloğu Justin Kruger ve David Dunning’in tanımladığı bir algılamada yanlılık eğilimidir.
Bu varsayımda iki bilim insanı, “Yanlış sonuçlara veya talihsiz seçimlere varanlar, sonuçların yanlışlığını veya seçimlerinin talihsizliğini anlayabilecek yetkinlikte de olmayabilirler.” görüşünü savunmaktadır.
İnsanlar, bir konu hakkında ne kadar az biliyorsa, o konu hakkındaki az olan bilgisi aslında ne kadar az bilgi sahibi olduğunu fark etmesini engellediği gibi, sanki konuyla ilgili her şeyi biliyormuşçasına bir özgüven kazandırmaktadır.
4. Kapı Eşiği Etkisi
Hepimizin başına gelir; bir odadan başka bir odaya geçtiğimizde “Ne yapacaktım ben ya?” diyerek kalakalırız. Veya mutfağa girer, niye girdiğimizi hatırlayamadığımız için buzdolabını açıp boş boş bakarız. Genellikle böyle durumlarda iyice “aptallaştığımızı”, ne kadar dalgın biri olup çıktığımızı düşünüp kendimize sinirleniyoruz ve unutkanlığımız bizi korkutmaya başlıyor.
Korkmayın, aptallaşmadık ve henüz bunamıyoruz da. Bilim insanları bu durumu da araştırıp ismini koymuşlar: Kapı Eşiği Etkisi
Kapı Eşiği Etkisi, hem fiziksel hem de zihinsel ortamı değiştirdiğimizde, başka bir odaya geçip başka şeyleri gördüğümüzde meydana gelir. Bunun nedeni, başka bir mekansal gerçeğe geçtiğimizde, beynimizin çevre uyum ve düşünme sürecini yeniden kalibre edebilmesi için zamana ihtiyacı olmasıdır. Bu da geçici bir hafıza kaybına neden olur.
5. Geri Tepme Etkisi
İnsanların rasyonel olarak, inançları ile çelişen kanıtlarla karşılaştıklarında, inançlarını bu yeni kanıta göre düzenlemeleri beklenir. Ancak gerçek hayatta bu nadiren gerçekleşir. Çünkü insanlar, yeni bir kanıt ile karşılaştıklarında, inançlarından şüphe etmek yerine, kanıtı reddetme eğilimi gösterirler. Maalesef ki bu durum dayanaksız inançların daha da derinleşmesine yol açar.
6. Garcia Etkisi
Midesi bulanan bir kişinin midesini bulandırdığı yemeği tekrar gördüğünde veya düşündüğünde, yemek yediği mekanı gördüğünde midesinin bulanması örnek teşkil eder. Ayrıca hamileyken midesi bulanan birey, o an içinde tepkide bulunduğu şeye karşı da tat koşullanması yaşayabilir. Örneğin dinlediği şarkı sırasında midesi bulanan birey, o şarkıyı her duyduğunda midesi bulanabilir.
Garcia Etkisi tepkilerin tetiklenmesi şeklinde olabilir. Örneğin, x dersini sevmeyen çocuğun, olumsuz duyguları diğer faktörleri olumsuz etkiyebilir: Öğrencinin x kitabını, x dersinin öğretmenini, sınıfını veya okulunu sevmemesini tetikleyebilir.
7. Çerçeveleme Etkisi
Bir mesaj farklı yollarla iletilirse, alıcı tarafından farklı şekillerde de alınır. Nasıl sunulduğuna bağlı olarak, aynı durumlara farklı şekilde tepki veriyoruz. Bu beyin defosuna çerçeveleme etkisi deniyor. Özellikle medya ve pazarlamada çok sık kullanılıyor.
8. Bukalemun Etkisi
Farkında olmadan başkalarının davranışlarını, mimiklerini, hareketlerini taklit etmeye verilen psikolojik kavramdır.
9. Spot Işığı Etkisi
Dışarı çıkmak isterken yanımıza bizle gelecek birilerini bulamadığımızda tek başımıza bir yerlere gitmekten çekinmemizdir. Yalnızken belki de çok eğleneceğimizi bilmemize rağmen dışarıda kendimizi rahat hissedemiyoruz. Bir şeyler yapmanın yalnızken eğlenceli olmayacağı fikriyse o klasik “Diğer insanlar ne düşünür?” düşüncesinden çıkmakta. Araştırmalara göre “diğerlerinin” bizi bir ezik gibi görüp sanki “Tek başına ne yapıyor bu dışarıda?” diyeceklermiş gibi hissetmemizden kaynaklanıyor. Herkes bizi izliyormuş, gözler hep bizim üzerimizdeymiş hissi oluşuyor.
10. Coolidge Etkisi
Bir deneyde çiftleşme dönemindeki bir erkek fare, yine tamamı çiftleşme döneminde olan dişi farelerin bulunduğu geniş bir kafese bırakılıyor. Erkek fare tüm dişilerle defalarca çiftleştikten sonra yorulmaya, daha fazlasını istememeye ve bu nedenle dişilere karşılık vermemeye başlıyor.
Deneyin ilginç kısmı ise buradan sonra başlıyor. Farelerin bulunduğu ortama yine çiftleşme döneminde olan yeni bir dişi daha bırakılıyor. Yeni dişiyi fark eden erkek farenin tüm yorgunluğu ve isteksizliği nasıl oluyorsa bir anda gidiyor, sanki hiçbir şey olmamış gibi yeni gelenle çiftleşmeye başlıyor ve tekrar yorulana ve isteksizleşene kadar da buna devam ediyor.
Erkek fare, yeni dişi gelince her seferinde tekrar tekrar aynı davranışı sergiliyor ve ciddi anlamda tükenene kadar buna devam ediyor. Aynı deneyler dişi fareler üzerinde de deneniyor ve yaklaşık olarak aynı sonuçlara ulaşılıyor. Fakat dişi farelerde, Coolidge Etkisi bir miktar daha az görülüyor. Benzer etkiler, farklı hayvanlar üzerinde de görülüyor.
Bunun nedeni olarak erkeklerde evrimsel süreçte mümkün olduğunca fazla dişiyi dölleme içgüdüsünün geliştirilmiş olması gösteriliyor. Etkinin dişilerde az görülmesini de açıklıyor bu durum.
11. Aldatıcı Etkisi
Sinema salonlarında satılan patlamış mısırdaki fıyatlandırma stratejisinin, satış adetlerine etkisi üzerine yapılan bir deney yapılıyor:
Satışlar sonucunda küçük boy mısırın daha çok sattığı görülmüş. Küçük boy tercih edenlere bunun sebebi sorulduğunda ise; “Büyük çok pahalı, aralarında iki katından fazla fark var. Bu kadar fazla para vermeye gerek yok.” cevaplarını vermişler.
Satışlar sonucunda ise bu kez büyük boy mısırın daha çok sattığı görülmüş ve tercih edenlere; “Neden büyük boy tercih ettiniz, en pahalı o değil mi?” diye sorulduğunda; “Orta boy ile aralarında sadece 50 cent var, 50 cent daha vererek niye bir büyük boya sahip olmayayım ki?” cevaplarını almışlar.
Sonuç: İlk bölümde en çok satan seçeneğin, ikinci bölümde en pahalı olanla sadece araya konan yeni bir seçenekle kolayca yer değiştir(il)mesi. bu sayede insanların ceplerinden fazladan 4 dolar daha hiç yorulmadan almaları(alabilmeleri).
12. Yürüteç Etkisi
Yürüteç Etkisi, hareket halinde olmayan bir yürüyen merdiveni çıkmaya başlarken hissettiğimiz dengesizliği ifade eder.
Bozulmuş bir yürüyen merdiven işlevsel olarak normal merdivenlerden farklı olmamasına rağmen, bazı insanlar bozulmuş bir yürüyen merdiveni çıkarlarken garip bir baş dönmesi yaşayabilirler. Bir şeylerin “yanlış” olduğu hissi o kadar kuvvetlidir ki, bu yanlışlık hissi, duraksayan insanlarda fiziksel olarak kendisini gösterir.
Beyni bilinçli ve bilinçsiz olarak iki temel sisteme ayırabiliriz. Birçok hareketi, bilinçsiz işlemler üstlenir. Örneğin, attığımız her adımı bilinçli olarak düşünmeyiz.
Bilinçli olmayan sistem, aynı zamanda yürüyen merdivene bindiğimizde düşmemizi engelleyen sistemi içerir. Beyin, geçmiş deneyimlerden, harekete uyum sağlamak için hafifçe öne doğru gitmemiz gerektiğini öğrenmiştir. Böylece bir yürüyen merdivene adım attığımız zaman, bu hareket otomatik olarak hesaplanır. Bundan ötürü bir yürüyen merdivenin durduğunu gördüğünüzde bile, bilinçsiz beyninizin hareketi beklemesini tamamen engelleyemeyebilirsiniz.
13. Barnum Etkisi
Barnum Etkisi bireylerin, özellikle kendileri için hazırlanmış gibi görünen ama aslında büyük çoğunluktaki insanlara uyacak kadar genel ve belirsiz kişilik betimlemelerine yüksek puan verme eğilimlerini anlatan bir gözlemdir. Bu etki, astroloji, grafoloji, falcılık ve kişilik testlerinin bazı türleri gibi yaygın olarak kabul görmüş inanış ve uygulamalar için kısmen açıklama getirmektedir.
Bununla ilgili ve daha genel bir etki ise kişisel onaylamadır. Kişisel onaylama, birbiriyle alakası olmayan ya da tamamıyla rastsal olan iki olay, bir inanış, beklenti ya da hipotez bir ilişkilendirmeye ihtiyaç duyduğundan dolayı, ilişkiliymiş gibi algılanması durumudur. Bundan dolayı insanlar, kendi kişiliklerini algılayışlarıyla, burçlarının gösterdikleri arasında ilişki kurmaya yatkındırlar.
14. Halo Etkisi
Halo Etkisi; birini ilk gördüğümüzde edindiğimiz izlenime bakarak, kişinin diğer özellikleri hakkında çıkarım yapmaktır. Yani ilk izlenimimizin, kişinin diğer özellikleri hakkında tahminde bulunurken bizim için temel oluşturmasıdır. Örneğin, çok güzel bir kız gördüğümüzde, onun sadece güzelliğine bakarak, ona, sıcakkanlı, yardımsever, hoş görülü, saygılı gibi özellikleri de yüklememizdir. Bu sıklıkla iş görüşmelerinde rastlanan bir durumdur. Çünkü, özellikler iş görüşmelerinde ilk izlenim çok önemlidir. Kişinin sahip olduğu olumlu bir özelliğinden dolayı onun hakkında genel olarak olumlu bir düşünceye sahip olabiliriz. Örneğin, temiz, şık giyimli ya da titiz birinin aynı zamanda çalışkan olduğunu düşünmektir.
15. Cross Race Etkisi
“Bütün siyahileri veya bütün Asyalıları birbirine benzetmek” olarak özetleyebileceğimiz, kendi ırkından olmayan kişileri ayırt etmekte zorlanma halidir. Pareidolia benzeri etkiler de yaratan, beyindeki yüz tanıma fonksiyonunun, farklı ırklara geldiğinde error vermesi anlamına geliyor.
Herhangi bir ırka ait bir sorun değil, zira siyahilerin veya Asyalıların da beyazları ayırt edemedikleri, herkesin birbirine benziyormuş gibi geldiği biliniyor.
Carl Sagan ve Julian Huxley gibi bilim insanları tarafından paredolia olgusunun beynin evrimsel süreçte insanın kendine benzeyen diğer varlıkları tanımlaması için evrimleştirdiği bir özellik olduğu savunulmuştur.