Henüz çok küçükken, doktor olan annesi ve dedesinin gösterdiği deneylerle kimyaya ilgi duyan, tutkusunu bilimsel çalışmalarla geliştiren Deniz Güner, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK), “Uluslararası Bilim Olimpiyatları” için hazırladığı öğrenciler arasında yer aldı.
2018 ve 2019 yıllarındaki Ulusal Kimya Olimpiyatları’nda bronz ve altın madalya kazanan Güner, 2019’da Rusya’da düzenlenen Uluslararası Mendeleyev Kimya Olimpiyatı’nda milli takıma seçilmeyi başardı ve aynı yıl Paris’te düzenlenen 51. Uluslararası Kimya Olimpiyatı’nda bronz madalya aldı.
Genç kimyacı, bu yıl Türkiye’nin ev sahipliğinde ve TÜBİTAK’ın organizasyonunda çevrimiçi gerçekleştirilen 52. Uluslararası Kimya Olimpiyatı’nda (IChO 2020) altın madalya almaya hak kazandı.
Deniz Güner, son olarak, temmuz ayında çevrimiçi yapılan 54. Uluslararası Mendeleyev Olimpiyatları’ndan gümüş madalyayla döndü.
Elde ettiği başarılarla dikkati çeken genç kimyager, bu sayede 15 bin 36 öğrenci arasından Massachusetts Teknoloji Enstitüsüne (MIT) kabul edilme başarısını gösterdi.
– “Bilime katkı sağlamak ve ilerletmek istiyorum”
Deniz Güner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kimya sevgisinin, 4 yaşında annesi ve dedesinin yaptığı ilginç deneyleri izleyerek başladığını, ilkokulda kendi deneylerini yapmaya başladığını belirtti.
Bu alanda ilerlemek için İzmir Fen Lisesi’ni tercih ettiğini ve olimpiyatlara katılarak hayalini gerçekleştirdiğini anlatan Güner, şunları kaydetti:
“Massachusetts Teknoloji Enstitüsüne başvururken yüksek akademik başarının yanı sıra sosyal faaliyetlerde ve başvuru yazısında da başarılı olmak gerekiyor. Benim geçen senelerde uluslararası kimya olimpiyatlarında bronz, gümüş ve altın madalyam vardı. Ayrıca TÜBİTAK’ta araştırma stajyerliği yaptım. Bence kabul edilmemde en büyük etkiye bunlar sahipti. Açıkçası ben ümitliydim ama yine de yüksek ihtimalle reddedileceğimi düşünüyordum. O açıdan kabul edilmek biraz sürpriz oldu. Umarım bundan sonra her şey daha iyi devam eder. İleride bilime katkı sağlamak ve ilerletmek istiyorum, bu açıdan çok iyi bir fırsat sunulmuş oldu.”