Dil Okulu Müdürü Murat Culduz, dil eğitimi konusunda öğrencilerin neden başarıyı yakalamadığına dair bilgiler aktardı.
Online ya da yüz yüze eğitim fark etmeksizin dil öğreniminde en önemli unsurun öğrencinin öğrendiklerini kullanması olduğunu vurgulayan Culduz, “Bundan kasıt, sınav çözmek yada öğretmeni tekrar etmek olmayıp gerçek anlamda dil becerilerini günlük yaşamda kullanır hale gelmesidir. Kendi tecrübelerimizden ve gözlemlediğimiz pek çok öğrencimizin kısada olsa İngilizcenin ana dil olarak konuşulduğu ülkeleri ziyaretleri sonrası çok ciddi kazanımlar elde ettikleridir.
Örneğin “Work and Travel” adı altında ABD hükümetinin sürdürdüğü programlara katılan, gittiği yerde hiçbir İngilizce kursuna katılmayan ve sadece 2- 2.5 ay gibi kısa bir sürede akıcı olarak İngilizce konuşabildiklerini çoğumuz gözlemlemişizdir. Burada sorun eğitim sisteminin yetersiz olması değildir. Sadece öğrencilerin büyük kısmının okulda kazandıkları İngilizce alt yapısını gerçek hayatta kullanma şansı bulamamalarındandır.” şeklinde konuştu.
Ülkelerin salgın döneminde online eğitim konusunda tecrübelerini artırdıklarına değinen Culduz, bu sayede yeni online eğitim modelleri uygulamaları ve kombinasyonları oluşturulacağını söyledi. Online dil eğitiminden kaynaklanan dezavantajlara dair detaylar veren Culduz, şunları söyledi:
“Yüz yüze öğretimde mümkün olan ‘öğrencilerin bireysel olarak değerlendirilmesi ve yönlendirmesi’ ve ‘algı türlerine göre alternatif öğretim metotları kullanılması’ online eğitimde tam anlamda başarılı olmamaktadır. Öğrenci motivasyonu yetersiz kalmakta ve artırılması için öğretmen etkisi istenildiği düzeyde olamamakta.
Öğrencilerin tamamının eşit ve gelişmiş teknik altyapıya sahip olmaması önemli sorunlar yaratmaktadır. Öğretmenlerin tamamının eşit ve gelişmiş teknik altyapıya sahip olmaması önemli sorunlar yaratmaktadır. Öğretmenlerin tamamının düzenli bir online eğitim modeli kursu almadan (pandemi dönemi koşulları) online derslere başlaması ayrıca sorunlar oluşturmuştur.”
Bununla beraber online dil eğitiminin bazı avantajları olduğunu da dile getiren Culduz, “Online eğitim, kişisel nedenlerden yada zorunluluklardan okula gelemeyen öğrencilerin eğitim desteği alabilmesini sağlamaktadır. Özellikle iyi motive olmuş öğrenme odaklı öğrencilerin okul ortamındaki dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak şekilde kendilerini donatabilmesini sağlamaktadır. Derslere yalnızca evden değil internet erişimi olduğu sürece cep telefonu tablet v.s. ile rahatlıkla katılım sağlanabilmektedir. Hibrit eğitim modeli (öğrencilerin online eğitimi tercih edenlerinin olması halinde) uygulanacak okullarda çok ciddi fiziksel alan kazandırmaktadır.” diye konuştu.
Online eğitimin başarılı bir şekilde yapılabilmesi için tavsiyelerde bulunan Culduz, “Online eğitim mümkünse en az sayıda öğrenci ile yapılmalı. İlgisiz isteksiz öğrenciler bu yöntemi kullanmak yerine yüz yüze eğitime ve başka rekabet koşullarına yönlendirilmeli. Sınavlar mümkünse yüz yüze yapılmalı. Beceri kombinasyonu dengeli olmalı, özellikle reading ve writing için ödev, proje v.s. gibi farklı eğitim teknikleri kullanılmalı. Ders dili az yoğun dan yüzde 100 İngilizce’ye kademeli olarak artırılmalı. Başlangıçta öğrenci çok zorlanmamalı. Tecrübelerime dayanarak online dil eğitiminde en başarılı yöntemin ‘hibrit’ yada ELT terimi ile ‘blended learning’ de denilen online/yüzyüze/ödev/proje/sınav kombinasyonları olduğunu ve pandemi sürecinde online eğitimden edinilen tecrübelerle gelecekte yüzde 100 olmasa da belirli oranlarda online eğitimin yüz yüze eğitimin bir parçası olacağını düşünmekteyim.” yorumunu yaptı.