Fotoğrafını ilk kez nerede gördüm hiç bilmiyorum. Daha önce de hiç gitmemiştim ama kimin Artvin’e gittiğini görsem oraya gönderdim. En sonunda benim de yolum Artvin’e düşeceği zaman listemin en tepesine yazdım adını. Deliklikaya Şelalesi Artvin’in Murgul ilçesinde bulunuyor. Navigasyon, sorunsuz götürüyor. Buraya toplu taşıma olmadığını öğrendim. Otostopla çok kolay ulaşabilirsiniz. Arada sırada gelen gidenler oldu. Mutlaka birileri sizi alacaktır.
Murgul’dan geçtikten sonra ağaçlı serin yollardan geçiyorsunuz. Deliklikaya Şelalesi sizi orada tüm güzelliğiyle bekliyor ama sabaha bırakıyoruz keyfini sürmeyi. Biz hava kararmak üzereyken girdik şelale alanına. Hava kararmadan hızlıca çadırlarımızı kurup ateşimizi yakmamız gerekti. Tüm önlemlerimizi alıp güzel bir uyku çektik. Öyle temiz bir hava vardı ki… Sabah çadırımı açtığımda nefis bir şelaleyle karşılaştım. İşte o fotoğraflarda gördüğüm yer karşımdaydı.
Suyun gücüyle bir kayayı 4 metre çapında oymuş şelale ve 7 metre yükseklikten bu oyuğun içinden dökülüyor. Etrafı yemyeşil orman. Bu manzaraya karşı kahvaltımızı ettik. Sonra tabi ki sabah duşu şelalede olmalıydı. Altında oluşturduğu gölde yüzmek de mümkün. Suyu bana çok soğuk gelmedi.
Şelaleden yukarı yürüdüğünüzde sizi harika bir yürüyüş rotası bekliyor. Yemyeşil ağaçların içinden, dökülmüş yaprakların üzerinde yürürken çıkan gevrek çıtırdı seslerinden ve bir sürü değişik kuş seslerinin içine karışan su sesinden oluşan bir parkur. Arada da mis gibi bir toprak kokusu… Yapılmadan dönülemeyecek kadar güzel. Ben kısa bir yürüyüş yapabildim ve bu anları hafızamın en güzel köşesine kaydettim. Deliklikaya Şelalesi’nin güzelliğiyle kalmadı her şey yani…
Belediye buraya tahta banklar koymuş. Tuvalet yapmış. Bir mesire alanına dönüştürmüş. Kamp yapılmamasına dair bir tabela görmedim. Kendi ışığınızı mutlaka götürmelisiniz. Bir aydınlatma yoktu. Geri kalan kamp için çok uygun. Ağaçlar olduğu için hamağınızı almayı unutmayın. Artvin taraflarında ayı çıkma olasılığı her zaman fazlaymış. Deliklikaya Şelalesi biraz kuytu bir yerde kalıyor. İtiraf etmek gerekirse biraz ürkmedik değil. Bizden başka kimse yoktu.
Ağaçlar gökyüzünü hemen hemen kapatmıştı ve hiç ay ışığı yoktu. Biz ateşimizi hiç söndürmedik. Üç kişiydik ve bir kişi bize söylemeden sabaha kadar nöbet tutmuş. Ayı olasılığına karşın ateşinizi söndürmeyin ya da ayı kaçıran küçük aletlerden alın. Ortalıkta yiyecek bırakmayın.
Bu tüm Karadeniz içinde geçerli aslında… Benim gibi kamp için hazırlanmış tesislerde kamp yapmaktan hoşlanmıyorsanız gerekli önlemleri almalısınız. Sonrası keyif zaten. Burada ya da yakınında yiyecek satın alabileceğiniz herhangi bir yer yok. Alışverişinizi yapıp gitmelisiniz.
Daha fazla bilgiye nerdesinbahar.com adresine tıklayarak ulaşabilirsiniz.