Konya’nın Seydişehir ve Antalya’nın Gündoğmuş ilçeleri arasında yer alan, 50 metre yükseklikten akan Uçansu Şelalesi, yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı. Konya Ovası’nın güneyinde yer alan Orta Toroslar’ın zirvelerinden Akdağ ve Geyik dağlarındaki karların erimesiyle beslenen şelale, bahar aylarında en coşkulu dönemini yaşıyor.
Toroslar’ın eriyen kar suları Uçansu Şelalesi’nden sonra, yaklaşık 100 kilometrelik bir yolculuğun sonunda Manavgat’ta Akdeniz’le buluşuyor. Şelale, yeşilin ve mavinin ahenkle buluştuğu büyüleyici doğal güzelliğiyle dikkati çekiyor. Uçansu Şelalesi, yemyeşil ağaçlarla çevrili patika yollardan kuş cıvıltıları eşliğinde yürünerek ulaşılabilen “saklı bir cennet” edasıyla ziyaretçilerine bir başka dünyanın kapısını aralıyor.
ZORLU BİR YOLCULUĞUN ARDINDAN ULAŞILIYOR
Konya ile Antalya arasında kalan şelaleye ulaşmak için, uzun ve zahmetli bir yolun izlenmesi gerekiyor. Zorlu dağ patikalarından, çam ağaçları ve Toros Dağları’nın sarp kayalıklarının eşliğinde, araçla yaklaşık 3 saat süren yolun sonunda büyüleyici güzellikteki şelaleye ulaşılıyor. Günün stresinden kurtulmak, piknik yapmak, doğada güzel zaman geçirmek isteyenlerin tercih ettiği yerler arasındaki Uçansu Şelalesi’nde ziyaretçiler, güzelliğiyle görsel şölen sunan alanda yürüyüş yapıyor, fotoğraf çekiyor.
Şelale, günübirlik bölgeye gelen ziyaretçilerin yanı sıra kamp kuran doğaseverleri de misafir ediyor. Bölgeyi ziyaret eden doğaseverlerden Selahattin Özer, yaptığı açıklamada, Uçansu’nun adı çok duyulmasına rağmen bölgeye ulaşımın zor olduğunu belirterek, “Dağlardaki karlar eriyince şelale coşkun bir şekilde akıyor. En az üç ay daha bu şekilde akmaya devam eder. Yaz aylarının sonunda, ağustos ayında su yeniden azalır” dedi.
Doğa tutkunu ve fotoğrafçı Mehmet Işıldak ise şelalenin mutlaka görülmesi gereken doğa harikalarından biri olduğunu ifade ederek, herkesin gelip görmesi gerektiğini söyledi.