2020 yılı Kasım ayında Savanta tarafından yürütülen yeni araştırma, 17 ülkede ve 5.031 kişinin yanıtlarına dayanarak oyun oynama alışkanlıklarını ortaya koymayı amaçlıyor. Ayrıca bu durumun oyuncular ile ebeveynleri arasındaki dinamikleri nasıl değiştirdiğini ve bu alandaki bariyerleri yıkmak için neler yapılabileceğini değerlendirmeyi de hedefliyor.
Ankete katılan oyunculara göre oyun oynamaktan duyulan utanç, “sağlığınız için kötü” (%61) veya “beynini çürütüyor” (%42) gibi olumsuz damgalardan kaynaklanıyor. Türkiye’deki ebeveynler arasında oyunların çocukların beynini çürüttüğünü düşünenleri oranı ise %51.
Araştırmanın Türkiye verileri
Türkiye’deki oyuncular için en büyük hayal kırıklığı, ebeveynlerin oyunlar sayesinde çocuklarının olumlu birçok yönlerini geliştirdikleri için takdir ettikleri halde tutkuları konusunda onlarla daha az etkileşim kurmalarından kaynaklanıyor. Çünkü esas olarak oyun ve oyun oynamanın sosyal unsurları, film ve müzikten çok farklı. Ebeveynlerin takdir ettikleri beceriler ise şöyle sıralanıyor: yabancı dil öğrenimi (%47), yaratıcılık (%41), sosyal beceriler (%30) ve problem çözme (%30). Ankete katılanların %48’i ise ebeveynlerinin de “oyun oynaması” durumunda ilişkilerinin genel olarak daha iyi olacağına inanıyor.
Şirketin Pazarlama Başkan Yardımcısı Andrew Winton, şunları söylüyor: “Oyun bu yıl birçok kişiye büyük destek sağladı. Zor zamanlarda teselli, rahatlama ve arkadaşlık sundu. Ancak birçok aile için oyunla ilgili olumsuz algılar, bu konuda açık bir diyaloğu mümkün kılmak ve ilişki kurmak açısından ters etki yaratıyor. Annelerin bilge sözlerinin, oyuncular ve ebeveynler arasında daha iyi ve daha olumlu konuşmaların başlaması için yardımcı olacağını umuyoruz.”