Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında sulu tarımın yaygınlaşmasının ardından ekim alanı artan pamuk, adeta çiftçinin vazgeçemediği bir ürün haline geldi.
Tekstil, yağ sanayi ve hayvancılık sektörüne önemli oranda ham madde sağlayan ürün, Türkiye’nin dünya genelinde tekstilde söz sahibi olmasına da katkı sağlıyor.
Türkiye’nin pamuk deposu Şanlıurfa’da beyaz altının, doğru teknik ve teknolojik olanaklarla üretiminin yapılması amacıyla GAP Bölge Kalkınma İdaresi’nin desteğiyle Boğaziçi ve Harran üniversiteleri tarafından “Pamuğun Dijital Serüveni” projesi hayata geçirildi.
Proje ile teknoloji kullanılarak, pamuğun tarladaki üretiminden çırçır fabrikasına ulaşmasına kadar olan serüveni dijital ortamda izlenebilecek.
“Yerli ve milli yazılım geliştirdik”
GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkan Vekili Mehmet Açıkgöz, kurum olarak bölgenin rekabet gücünü artırmaya ve kaynaklarını ekonomiye kazandırmaya yönelik birçok proje yürüttüklerini söyledi.
Tarımda dijitalleşme adımları da atıklarını belirten Açıkgöz, pamuk başta olmak üzere bölgede baskın olan ürünlere yönelik hassas tarım teknolojilerini kullanıp, bölgenin hem rekabet gücünü hem de tarımsal işletmelerin verimliliğini artırmaya çalıştıklarını ifade etti.
Hassas tarım teknolojilerinde yerli ve milli kaynaklar kullanmaya gayret ettiklerini kaydeden Açıkgöz, şöyle devam etti:
“Hassas tarım projesi kapsamında Türkiye’de bu alanda ilk defa yerli ve milli bir yazılım geliştirdik. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü ile birlikte 5 yıldır yaptığımız çalışma neticesinde yeni bir yazılım gerçekleştirdik. Çünkü daha önce bu sistem içerisinde kullanılan yazılımlar ve teknolojinin çoğu yurt dışı kaynaklı ama bu projenin bir özelliği yerli ve milli bir yazılım elde etmek. Bunu gerçekleştirdik. Bununla beraber yazılımda hassas tarım uygulamalarında kullanılabilecek verileri çiftçilerimize ulaştıracak çiftçi web ara yüzü geliştirdik.”
Açıkgöz, bu yazılım ile bölgede dijital teknolojinin kullanılmasına yönelik yeni üretim modeli geliştirmek istediklerini belirtti.
Böyle bir modeli bölgenin ve ülkenin en önemli stratejik ürünü olan pamuk ağırlıklı geliştirmeye çalıştıklarına anlatan Açıkgöz, şunları kaydetti:
“Pamukta dijitalleşme projesini ilk kez Harran Ovası’ndaki bir tarlada gerçekleştirdik. Proje sayesinde hem sürdürülebilir üretimi hem de verimliliği artırmayı hedefliyoruz. Deneme tarlasında kurduğumuz iklim istasyonu, tarla sensörleri, uydudan aldığımız görüntüleri ve görüntüler vasıtasıyla elde ettiğimiz verileri dijitalleştirerek, geliştirilen bir yazılım ve teknoloji sayesinde maliyet girdilerini azaltmaya çalışıyoruz. Yani pamukta daha az kaynakla daha fazla üretimi sağlamaya çalışıyoruz. Daha az gübre, daha az su, daha az bir enerji kullanarak bu işlemi gerçekleştiremeye çalışıyoruz. Burada hem üretim maliyetini artıran su, gübre gibi giderlerin istenildiği zamanda istenildiği miktarda kullanılmasını sağlıyoruz. Bu anlamda örnek bir çalışma olacak. Bu proje sadece alandaki çalışmayı kapsamıyor, aslında hasaddan sonra çırçır fabrikasına giden süreçte yine dijital takibimiz devam edecek. Burada elde ettiğimiz verileri değerlendirerek, analiz ederek daha farklı alanlarda kullanılmasına yardımcı olacak hatta bunun yanında da dijital teknolojilerin kurulmasına katkıda bulunacak dijital bir yol haritası da hazırlanmış olacak.”
Açıkgöz, toprağın aşırı sulama, gübre ve ilaç kullanımı nedeniyle zarar gördüğünü belirterek, “Pamuğun Dijital Serüveni” projesinin bu olumsuzlukları önleyeceğini, Türkiye’nin dijital tarım konseptine öncülük edeceğini, ekonomik ve çevresel katkılar sunacağını ifade etti.