BİR restorana veya kafeye gittiniz, sipariş vereceksiniz. Önce garsonlarla göz göze gelmeniz lazım. Sonra mönü isteyip, yiyecek ve içeceklerinize karar verdikten sonra yine garsonla göz göze gelip siparişi tamamlamanız gerekiyor. Aşağıya yukarı 5-10 dakikalık bir süreç. Özellikle yoğun bir mekana gitmişseniz, bu süre daha da uzayabiliyor. Zamanın önem kazandığı günümüzde büyük bir sorun. Bu sorunu çözmek için Türk girişimciler ‘Pardon’ adındaki bir platform geliştirdi. Yapay zekânın arka planda çalıştığı Pardon, kullanıcıların yeme-içme alışkanlıklarını analiz ediyor ve kullanıcıların garsonlarla iletişime geçmeden sipariş verebilmesini sağlıyor. Kısacası günümüzün önemli bir sorununu çözme amacında olan bir platform.
PLAJLARDA ÖNE ÇIKACAK
1991 doğumlu Gökhan Çam’ın kurucuları arasında olduğu Pardon, geçen yıl yaz aylarında hayata geçirildi. Çam, geliştirdikleri platformu şu şekilde anlatıyor: “Kullanıcılarımıza, restoranlarda, kafelerde, otellerde ve plajlarda kişiselleştirilmiş mönü özelliğiyle herkesin kişisel bir mönüye sahip olmasını sağlıyoruz. Bu sayede kullanıcılar çok tükettikleri ürünleri arka planda çalışan yapay zekâ sayesinde anlaşmalı tüm işletmelerde indirimli tüketiyor ve gitmeyi en çok sevdikleri mekanlarda daima indirimleri bulunuyor. Tüm bunlar olurken kişiselleştirilmiş dijital mönünün işletme müşterilerinin cep telefonlarında bulunması ve kendi kendilerine sipariş verebilmeleri işletmelere daha verimli çalışabilme imkanı sunuyor. Garson bekleme ve sonuçsuz göz göze gelme çabalarını ortadan kaldırmayı ve bize yetişmekte zorlanan garsonların zaman kayıplarını en aza indirmeyi amaçlıyoruz. Pardon, mönü getirip-götürme, sipariş alma, siparişi iletme, ürünler hakkında bilgiler verme gibi bir çok adımı çalışanlardan alarak masa başına harcanan süreyi fazlasıyla azaltıyor. Dışarıda yeme içme sektöründeki yapbozun eksik parçası Pardon ile tamamlandığında hem müşteriler hem işletmeler hem de çalışanlar kazanıyor.”
KOMİSYON MODELİ
Pardon’u hayata geçirdikten sonra ilk 5 işletmeyle anlaşmaları uygulama üzerinden verilen siparişlerden alınan belirli bir komisyon oranıyla yapıklarını belirten Çam, “6’ncı işletmeden itibaren 20 işletmeye kadar sürdüreceğimiz aylık sabit ücret modeliyle anlaşmalarımıza devam ediyoruz. 20 işletmeden sonra gelir modelimiz yurt içinde sabit ücret ve komisyon olarak devam edecek. Hem sabit ücret hem komisyon oranlarının hesabı, işletmelerin günlük adisyon sayısı, masa sayısı, çalışan sayısı ve lokasyon gibi verileri incelenerek yapılıyor. Yani o işletmeye sağlamayı hedeflediğimiz katkıya paralel olarak belirleniyor. Gelir modelimiz tüm evrelerde kazan-kazan politikasına göre planlanıyor. 100 işletme hedefine ulaştığımızda ortalama aylık gelirimizin 150 bin TL civarında olmasını öngörüyoruz. Planlamalarımızı bu doğrultuda sürdürmekteyiz” dedi. Şu anda sözleşmeli 12 işletmeden elde ettikleri gelirin henüz 4 haneli sayılarda olduğunu anlatan Çam, “2’nci sürümün yayınlanmasıyla birlikte altyapımızın güçlenmesiyle bünyemize ön anlaşması yapılan işletmelerle birlikte 50’nin üzerinde yeni üye işyeri katmayı planlıyoruz” diye konuştu.
2020’DE ABD’YE AÇILMA HEDEFİ VAR
GELECEKTEKİ hedeflerinden bahseden Çam, “ABD açılma sürecini ise 2020’de başlatmayı planlıyoruz. 2019 Ocak ayında İTÜ Express (Çekirdek) programına yaptığımız başvuru sonrası programa kabul edildik ve çalışmalarımızı merkez ofisimizde ve İTÜ Arı Teknokent’te sürdürüyoruz. 2019 İTÜ Big Bang Startup Challenge yarışması için yarıştığımız bu erken aşama girişim hızlandırma programına, İTÜ Çekirdek’e şirketimizin yüzde 1’ini devir alma hakkı tanıyarak dahil olduk. Bunlar dışında yatırım almadan kendi öz birikimlerimle Pardon’u bugüne kadar getirmeyi başardık. 100 üye işletme sayısına 2020 Haziran itibariyle ulaşmış olmayı hedefliyoruz. Türkiye’deki uygulamamızdan biraz farklı bir versiyonla yerimizi almayı hedefliyoruz. Yine 2020 yazında beachlerde de Pardon’u konumlandırmayı planlıyoruz” dedi.