Çağdaş Amerikan edebiyatının önmeli yazarı Paul Auster, yazarlık hayatında ilham aldığı v eetkilendiği kitapları anlattı. Yazar aynı zamanda çocukluğunu ve başındna geçen ilginç olayları özlemle anıyor.
Auster başucunda duranlardan kütüphanesindeki şaşırtıcı kitaplara, çocukken nasıl bir okur olduğundan neleri okumayı sevmediğine, kitapların hayatındaki yerini daha iyi anlamamızı sağlayan konulara değiniyor.
Yeni bir kitap üstüne çalışırken kurgu okumadığını ama şiir, tarih ve biyografinin kabul edilebilir türler olduğunu söyleyen Auster’ın başucunda James Baldwin’in toplu denemeleri ile ilk dönem romanları ve öyküleri duruyor.
BİR ANI..
“Liseden beri (ki 1965’te mezun olduğum düşünülürse bu uzun zaman önceydi) yakın zamana kadar Baldwin okumamıştım ve üstünde çalıştığım roman çoğunlukla ’50’lerde ve ’60’larda geçtiğinden görev duygusuyla kitaplarına tekrar başladım. Görev duygusunu hemen yerini keyfe, saygıya ve hayranlığa bıraktı.”
Paul Auster
SEVDİĞİ YAZARLAR VE KİTAPLAR
Çocukken en sevdiği yazarlar arasında Hans Christian Andersen, Robert Louis Stevenson, Edgar Allan Poe ve Sir Arthur Conan Doyle gibi isimler bulunan Auster, yakın zamanda ilk defa okuduğu en iyi klasik eserin Virginia Woolf’un Deniz Feneri olduğunu söylüyor.
DENİZ FENERİ ROMANI HAYRANLIĞI
“18 yaşındayken Woolf’un bir-iki kitabını okumuştum (Dalgalar ve Orlando) ve pek sevmeyip Woolf’u 51 yıl boyunca listemden çıkarmıştım. Ne aptalca bir hata! Deniz Feneri hayatımda okuduğum en güzel romanlardan.”
SEVDİĞİ KİTAP KAHRAMANLARI
Yazarın en sevdiği kitap kahramanı Don Quijote, en sevdiği antikahraman ise Raskolnikov. Dostoyevski’nin Auster için gerçekten özel bir yeri var zira edebî bir akşam yemeği verse, yaşayan ya da yaşamayan tüm yazarlar içinde çağıracağı üç kişiden biri. Diğer ikisi ise Dickens ve Hawthorne.
NEW YORK ANISI
Paul Auster Nwe York anısını şöyle anlatıyor;
“Brooklyn’deki kırtasiye dükkânımın sahibi Çin’de doğmuş bir adam. Yardımcısı Meksika’da doğmuş, kasaya bakan kadın da Jamaika’da. Birkaç ay önce soğuk bir gün ödeme yapmak için girişteki tezgâhta dururken Jamaikalı kasiyer (soğuk hava yüzünden) burnumun aktığını fark etti ama durumu görmezden gelmek ya da bana burnumu silmemi söylemek yerine kutusundan bir mendil çıkarıp tezgâhın üstünden eğildi ve benim için burnumu sildi. Bunu nazikçe yaptığını da eklemem gerek, üstelik tek kelime etmeden. İzin istemeden bana dokunması yanlış bir hareket miydi? Kuşkusuz kimileri böyle düşünecektir. Ama bana sorarsanız bu sıradışı bir iyilikti ve ona yardımı için teşekkür ettim.”
Ergül Tosun
Kitap sayfası için iletişim: