Ariş Mücevherat’ın 114 yıllık bir geçmişi var. Dede Abdülkerim Güzeliş ‘telkari’ işi yaparak başlamış kuyumculuğa. Soyadı kanunu çıktığında, kuyumculukla uğraştığı, güzel bir iş yaptığı için de ‘Güzeliş’ soyadını almış. Kerim Güzeliş de çocukluğundan beri dedesinin, babasının yanında pişmiş. Hem çalışmış, hem okumuş. Bir noktaya geldiğinde de kendi markasını kurarak, ‘Ariş’ pırlanta olarak devam etmiş iş yaşamına. 14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla her yerde indirim rüzgarları esti, ‘Bir alana bir bedava’ şeklinde kampanya yapan markalar da vardı. Sektörün deneyimli ismi Kerim Güzeliş’le zor geçen 2018-2019’un ardından 2020 yılını ve sektörü bekleyen gelişmeleri konuştuk.
Bu işin içine doğdunuz değil mi?
6-7 yaşındayken dedemin yanına gider, ustalığını izlerdim. Mardin’de meslek kültürü buydu. Dedem de babam da telkari ve kuyumcu ustasıydılar. Herkes bizim aileyi bilir, tanırdı. O dönemde habbe yapılırdı. Kız istemeye Güneydoğu’da bir dizi ‘habbe’ ile gidilirdi. O dönemin tek taşı ‘habbe’ydi. Çocukluğumda İstanbul’a göç ettik. 12 yaşında usta olmuştum. Kuyumculuk sanatına sahip çocuklar olarak yetiştik ama aynı zamanda da okuduk.
Siz Ariş’i kendiniz kurdunuz…
Ben 1972’de kendi şirketimi kurdum. İşimi geliştirdim. 1977’den sonra pırlanta işine girdim. Türkiye’de ilk pırlantalı ürünleri dizayn edenlerdenim. Ariş uzun süre Türkiye’de pırlanta işinin üniversitesiydi.
Mücevher işi ekonomik krizlerden etkileniyor. Siz uzun zaman şirketinizi ayakta tutmayı nasıl başardınız?
Biz çok açılmadan, hep temkinli olduk. İşimizi iyi yaptık. 1970’lerde çok zor dönemler oldu. 1980’ler, 1990’lar hep sorunlar oldu. Borçlandığımızda bir ölçüde borçlandık. Eskiden 10 yılda bir büyük kriz olurdu, şimdilerde sık sık kriz oluyor. Uçak düşüyor etkileniyoruz. Şimdi koronavirüs var. Ama bir iş insanı her şeye hazırlıklı olmalı.
Sektörde de çok büyük değişim yok mu? İnternetten mücevher satılıyor. Ünlüler tasarımcı oldu. Bu değişim sizi nasıl etkiledi?
Armağan Kırımlı’yı dinlemiştim yıllar önce. ‘Dünya artık düz oldu’ diye internet dünyasını anlatmıştı. O dönemde internet hayatımıza böyle girmemişti. O yıllarda Amerika’ya gittiğim fuarda da internet konuşuluyordu. 2000’lerin başı. Web sitelerini gösterdi bir mücevherci, 120 milyon dolarlık satış yaptığını anlattı. Biz fuarda çanta içinde satış yapıyorduk. Türkiye’ye döner dönmez internet sitesi kurdurdum. O dönemde bu sektörde kimsede yoktu altın ve pırlanta satışı.
O yıllarda internetten satış yapabildiniz mi?
2003’ten 2010’a kadar sitemiz vardı ama satış yoktu. Ama kapamadık siteyi. Google’a reklam vermeye başladık. İlk o dönemde kimse oralarda olmadığı için yurtdışında tanındık.
Uzun süre neden mağazalaşmadınız?
Çünkü her yerde satılıyorduk, üretimimizi alıyorlardı. 2005’te ilk mağazayı açtık. Cevahir AVM’de kötü bir yerdeydik ama tüketici bizi buldu. Orada internetten güçlü bir unsur olmayı başardığımızı gördüm. 2005 yılında 15 milyon dolarlık ihracatımız vardı. O dönemde bir plan yaptım.10 yıl içinde öncelikle Türkiye’de bilinen bir marka olmaya odaklandım. Şimdi 20 mağazamız var. Ben uzun yıllar çok hızla mağazalaşmaya karşı çıktım. Doğru da yaptığımı düşünüyorum. Her AVM’de yer açan markalar zorlandı. Berlin’de de bir mağazamız var.
Yurtdışında mağazalaşarak büyüme planınız var mı?
5 yıl içinde yurtdışına açılmaya devam edeceğiz. Önce Almanya ve Avrupa ülkeleri, sonra da Körfez ülkelerinde konumlanmak istiyoruz.
Kerim Güzeliş Kimdir?
1953 Mardin doğumlu olan Kerim Güzeliş, 6 yaşında henüz okula bile başlamamışken Mardin’de kuyumculuk mesleğine adım attı. İlk işletmesini 1972 yılında kurdu. İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Güzeliş, dedesinin 1900’lerin başında temellerini attığı mücevher geçmişini daha da ileriye taşımak adına Ariş Pırlanta’yı kurdu.“Mücevher hem mesleğim hem de en çok sevdiğim hobim” diyen 2 kız çocuk babası olan Güzeliş’in hayat sloganı, “her insan bir dünyadır”.
BİRİNCİ OLUP 40 ALTIN ALDILAR
Siz dedenizden aldığınız geleneği yaşatıyorsunuz. Sizden sonrası da geliyor mu?
İki kızım var. İkisi de işin içinde. Onlar da çok iyi eğitim aldılar. Bizim işimizi de seviyorlar. Kızlarım da 12 yaşından itibaren benimle fuarlara geldiler. İki kızım de Sabancı Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu. Her ikisi de birincilikle mezun oldu. Hatta birincilere ‘40 altın’ ödül veriliyordu. İlk Melisa, sonra da Simge aldı bu ödülü. Şimdi bizimle birlikte sorumluluk alarak çalışıyorlar.
Başarınızın sırrı?
İşimi ve eşimi çok seviyorum. Başarımın sırrı budur.
Çalışma temponuz?
Haftanın 6 günü işe gelirim. Çünkü işimi çok seviyorum.
Sizi ne besliyor?
Yeniliği çok severim. 40 yıldır spritüel konularla ilgiliyim.
En son ne okudunuz?
Elio d’Anna’nın kitaplarını okudum.
AYAR DÜŞÜRME ÇOK YAYGIN
2019’u nasıl geçirdiniz?
Toplum altına meraklı. Tek taş geleneği var. Evlilik teklifi tek taşla yapılıyor. Ben şikâyet etmeyi doğru bulmuyorum. İş adına sorun yok.
Ne adına var?
Sahte indirimler yapılıyor. Sektöre çok zarar veriliyor. İndirim yasası uygulanmıyor. Fiyat savaşı yaratılıyor ama kalite düşüyor.
Toz pırlanta o, pırlanta değil diyenler var satılan indirimli ürünler için. Doğru mu?
Pırlantadır ama 8 ayar kullanılıyor. Ayar düşürme olayı çok yaygın. Daha aşağı kalitede olanlar daha yüksek gösteriliyor. Güvenilir markalardan, kurumlardan alınmalı pırlanta. ‘Yüzde 50 indirim’ diyorlar, olacak iş değil. İkinci satışta hediye veriliyor… Ya başta fiyatları çok yüksek tutup indiriyorlar ya da başka şey. Eski etiketleri kontrol etmeli tüketici. Kandırma var maalesef. Yükseltilmiş fiyatı indirim gibi gösteriyorlar. Biz indirim yapmıyoruz, hediye de vermiyoruz. 18 ayarı 14 ayar yapıp satanlardan değiliz. Pırlanta da G ve F Color (renk) vardır.
Yalnızca karat bakmamalı değil mi?
Kesinlikle. Kıyaslama F ve G Color arasında da yapılır. Bizde neyse o. Pırlanta renk skalası vardır. Beyaz, ekstra beyaz pırlantalar vardır. Çok değerlidir. D Color ile başlar sınıflandırma. Tüketici bilinçli olacak.
Yabancı müşteri oranınız nasıl?
Maalesef Arap müşterilere şu söyleniyor, ‘ne deniyorsa 3’te birini söyleyin’. İnanın bunla çok uğraşıyoruz. Biz doğru fiyat politikasını hiç değiştirmiyoruz. Ancak yabancı müşteriler nefes oldu, bunu biz de tüm sektör de söyler.