Yazar: Geoffrey Smith
Investing.com – Almanya’nın üst mahkemesi, dolaylı olarak, Covid-19 salgınının ekonomik darbesini hafifletmek için Avrupa’nın güvendiği program üzerinde büyük, pis bir soru işareti bıraktı.
Mahkeme Salı günü, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Kamu Sektörü Harcama Programı – yani devlet tahvili alımları – için kendi kendine koyduğu sınırların, AB anlaşmasının yasal sınırları içerisinde kalmasını sağlamak için oldukça önemli olduğuna karar verdi.
ECB’nin 750 milyar Euro değerindeki son Pandemi Acil Durum Harcama Programından (PEP) adıyla bahsetmese de karar, ECB’nin tek bir hükümetin satın alabileceği borcun miktarını sınırlayan ve kendi kendine koyduğu kuralları terk ettiği göz önüne alındığında, programı anayasaya aykırı olarak kabul edeceğine işaret ediyor. PEP, ECB’nin şu ana kadarki kriz tepkisinin temel taşı.
Avrupa borsaları bu sonucun ardından getirilerini kaybetti. Stoxx 600 göstergesi gün içi yüksek seviyeden %1 düşerek 332,58 puandan işlem gördü.
Mahkeme tarafından atıfta bulunulan kurallar, ECB’nin harcama yaptığı tahvillerin “sermaye anahtarı” ile uyumlu – bu, üye her devletin ekonomik ağırlığını yansıtan bir şey ve ECB’nin bireysel ihraççısının borcu.
Federal Anayasa Mahkemesi’nin genel kararı, 2.000’den az Alman akademisyenin ve ECB’nin hükümet tahvil alımlarını açıkça durdurmak isteyen diğer davacıların davasını reddetti. ING ekonomisti Carsten Brzeski, söz konusu kararın umulduğu kadar kötü olmadığını belirtti. Bununla birlikte, kararın dili davacıların argümanlarına epey sempati duyduğunu gösterdi, bunların çoğu ana akım ekonomistler tarafından sorgulanıyor.
Örneğin, ECB’nin hükümet tahvili satın alma kararı almak için yeterli bir gerekçe sağlamada başarısız olduğuna karar verdi ve Alman hükümeti ve parlamentosunun karara itiraz etme görevinde başarısız olduklarını söyledi. Ayrıca ECB, muhakemesinin daha kapsamlı bir açıklamasını sunamazsa Deutsche Bundesbank’ın PSPP’ye katılımını durduracağını da belirtti.
Bu bağlamda Alman iktidarı, bir bütün olarak Euro bölgesi için en kötü durumdan yoksun olsa da ECB’nin ekonomik olarak daha zayıf olduğu düşünülen eyaletlerdeki politikası üzerinde uzun zamandır devam eden gerilim Almanya’da alevlenecek gibi görünüyor.
Teknik olarak karar, sadece Covid-19 salgını patlak vermeden önce var olan niceliksel genişleme programını kapsıyor. İlk olarak 2015 yılında başlatılan bu program, Euro bölge ekonomisinin ABD-Çin ticaret savaşının etkisiyle yavaşladığında yeniden etkinleştirildi ve bu yıl, pandemiye ilk tepki olarak 120 milyar avro kadar genişletildi.