Çevre bilimci Prof. Dr. Mustafa Öztürk, AB’nin kirli plastik atıklarının ülkeye girişine izin verilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, kirli plastik atığın temizlenmesi için yüksek oranda temiz su kullanıldığını, kirlilik yükü çok yüksek atık su oluştuğunu ve bunun da kanalizasyona verildiğini anlattı. Türkiye’nin karışık plastik atık ithalatını durdurduğunu hatırlatan Öztürk, “Ancak ithal edilen plastik atıklar kesinlikle kirli olmamalı ve bünyesinde tehlikeli madde bulundurmamalı” uyarısı yaptı.
1 OCAK’TA YENİ DÖNEM
Avrupa Birliği (AB), 1 Ocak itibariyle OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) üyeleri dışındaki ülkelere plastik atık ihracatını yasakladı. Üye ülkelere gönderilecek plastik atıkların temiz olması için de göndermeden önce sıkı denetime tabi tutma kararı aldı. Türkiye de 1 Ocak itibariyle ‘karışık plastik’ ithalatını yasakladı. Öztürk, “Gelişmiş ülkeler, kirli ve tehlikeli madde içeren plastik atıklarını gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere ihraç ederek o ülkelerin toprağının, suyunun, havasının kirletilmesine neden oluyor” dedi.
SINIR DEĞER UYGULAMASI
Öztürk, Türkiye’nin karışık plastik ithalatını yasaklamasının önemli olmakla birlikte atılması gereken şu adımlara dikkat çekti: “Sıfır atık projesini başlatan ülkeler, kendi atık problemini çevreyle uyumlu çözer, plastik malzeme eksikliğini öncelikle ülkesindeki plastik atıkları kaynakta ayrı toplayarak karşılar. Yetmezse, maksimum binde 5 kirletici içeren plastik atıkların ithalatına izin verir. Başka ülkelerin plastik atıklarıyla uğraşmaz.
Türkiye, Batı’nın kirli ve tehlikeli madde içermesi muhtemel plastik atıklarının ithalatına dur demeli ve kendi şehrindeki plastik atıkları kaynakta ayrı toplayarak ekonomiye kazandırmalı. Biz de ithalat yapacaksak bile Çin, Hindistan, Endonezya gibi ülkelerin ithalat için belirlediği maksimum kirletici sınır değerleri uygulamaya koymamız gerekli. Ülkeme ille de gelecekse temiz plastik atık gelmeli.”