İRAN’DAN POMPEO’YA JET YANIT
Twitter üzerinden İran ile ilgili yaptığı paylaşımlarla dikkat çeken Mike Pompeo, son olarak Ulusal Basın Kulübü’nde yaptığı konuşma sırasında “İran, El-Kaide’nin ‘yeni üssüdür’.” ifadelerini kullandı. Pompeo’nun sözlerine İran cephesinden Twitter üzerinden jet hızıyla yanıt geldi. Pompeo’nun İran’lı mevkidaşı Zarif, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, bu sözleri ‘savaş kışkırtıcı yalanlar’ olarak niteledi ve söz konusu iddiaları reddetti. Konuşmasında dikkat çekici bir diğer iddia ortaya atan Pompea, “El Kaide’nin yönetim kadrosunu Tahran’a taşıdığını ve El Kaide lideri Ayman el-Zevahiri’nin şu anda Tahran’da olduğunu” söyledi. Pompeo’nun ortaya attığı iddiaların, İran cephesinde yarattığı gerilim sürerken, söz konusu iddiaların ABD kongresinde ve istihbarat servislerindeki yetkililerce de ‘şüpheyle karşılandığı’ aktarıldı.
GÖREV SÜRESİ SONA ERECEK
Pompeo’nun Ulusal Basın Kulübü toplantısı sırasında yaptığı açıklamalardan bir bölüm şöyle: “El Kaide için en kilit coğrafi merkezin, İran olduğunu ve İran’ın gerçekten de yeni Afganistan olduğunu söyleyebilirim. Fakat aslında durum daha da kötü. El Kaide’nin dağlarda saklandığı Afganistan’ın aksine, bugün El Kaide İran rejiminin korumasının sert kabuğu altında faaliyet gösteriyor.” Pompeo, konuşmasında ‘Tahran’a daha fazla uluslararası baskı yapılması’ çağrısında bulunurken, askerî harekât yapılması konusunda farklı bir tutum takınarak, oluşabilecek risklere dikkat çekti. Konuşmasıyla İran tarafında eleştirilerin hedefi haline gelen Mike Pompeo, Başkan Donald Trump’ın görev süresinin sona ermesiyle birlikte Dışişleri Bakanlığı görevinden ayrılacak.
İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEVAD ZARİF: “SAVAŞ KIŞKIRTICI YALANLAR”
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, konuyla ilgili olarak Twitter üzerinden Pompeo’nun iddialarını kınayan bir paylaşımda bulunarak, Pompeo’yu ‘savaş kışkırtıcılığı yapmakla’ suçladı. Pompeo’nun açıklamaları, pek çok uzman tarafından ‘ABD’nin İran’a karşı güç kullanma niyetinde olduğu anlamına gelebilir’ şeklinde yorumlandı.
ABD’nin 2001 Askeri Güç Kullanım Yetkisi (AUMF) yasasının, ABD kuvvetlerinin dünyanın her yerinde El Kaide’yi takip etmesine izin verdiği biliniyor. Pompeo’nun ortaya atmış olduğu ‘El Kaide’nin İran’da faaliyet gösterdiği’ iddiaları kanıtlanırsa, Trump yönetiminin bu yetki kapsamında kongreden onay alması halinde, söz konusu iddialar ABD’den İran’a yapılacak olası bir saldırı için gerekçe oluşturabilir. ABD Kongresi, geçtiğimiz yıl ocak ayında gerçekleştirilen Süleymani suikastının ardından, İran’a karşı askeri müdahalede bulunulmasından hemen önce başkanın Kongre’den izin almasını gerektiren bir kararı kabul etmişti. Öte yandan uzmanlar, ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki günlerinin sayılı olması nedeniyle Başkan’ın İran’a karşı ‘umursamaz’ eylemler içinde bulunabileceği ihtimali ve bundan duyulan endişeyi dile getirdi.
İKİ ÜLKE ARASINDAKİ GERGİNLİK UZUN SÜREDİR DEVAM EDİYOR
Trump, Ocak 2017’de göreve başladığı tarihten bu yana İran’a karşı düşmanca bir yaklaşım benimsemiş, 2018 yılında ABD, Trump yönetiminin kararıyla ‘İran Nükleer Anlaşması’ndan (JCPOA) çekilmişti. Trump yönetimi, göreve geldiği ilk günden itibaren Tahran’a karşı ‘azami baskı’ politikasını sürdürürken son olarak aralık ayında Kasım Süleymani suikastının yıldönümünde İran tarafından gelebilecek olası misillemelerden korunmak için, Hava Kuvvetlerine ait B-52 tipi stratejik bombardıman uçaklarını, İran sınırlarına yakın bölgelerde uçurmuştu. İki ülke arasındaki gerginlik Trump’ın görevde olduğu dört yıl boyunca devam ederken, özellikle Süleymani’nin suikast sonucu öldürülmesi ve bölgede hayati bir öneme sahip Hürmüz Boğazı’nın kontrolü nedeniyle hat safhaya ulaştı.
İRAN NÜKLEER ANLAŞMASI (JCPAO)
Anlaşma, İran’ın nükleer faaliyetlerinin denetlenmesi ve düzenlenmesi, bunun karşılığında yaptırımların kaldırılması amacıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’in yanı sıra Almanya ve AB ile İran arasında 2015’te imzalanmıştı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetime gelmesiyle Washington anlaşmadan çekilmiş ve İran’a yeniden yaptırım uygulamaya başlamıştı. Anlaşmanın diğer taraflarından Washington’ı durdurmasını isteyen ancak bunda başarılı olamayan İran, 2019’da önce nükleer anlaşmanın bazı maddelerini ardından da anlaşmadan kaynaklanan tüm taahhütlerini askıya aldığını açıklamıştı.
2001 ASKERİ GÜÇ KULLANMA YETKİSİ (AUMF)
11 Eylül 2001 terör saldırılarının ardından George W. Bush yönetimi ‘uluslararası terör tehditleriyle mücadele etmek’ için tasarıyı hazırladı. 2001 Askeri Güç Kullanma Yetkisi ABD Senatosu’nda 14 Eylül 2001 tarihinde kabul edildi.
Uzmanlar ABD ve İran arasında artan gerilimin 2001 tarihli anlaşmayı yeniden gündeme getirdiğini belirtti. Gerekçe olarak ABD’nin önceki Başkanları Bush, Obama ve Trump’ın sınırları tam anlamıyla belli olmayan anlaşmayı yabancı ülkelerdeki askeri eylemlere gerekçe göstermek için kullanmaları.
Kanun 2001 Askeri Güç Kullanma Yetkisi, belirli ülkelere ya da belirli noktalarda adı konmamış ülkelere savaş açmayı mümkün kılan diğer yasalardan farklı olarak örgütlere ya da kişilere yönelik müdahalelere de izin veriyor. 2001 yılında kabul eden yasanın kapsamı 2016 yılında Obama yönetimi tarafından genişletilmişti.
BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR