Kütahya hem termal suları, sanata katkısı ve geleneksel kültürü ile ülkemizin mutlaka görülmesi gereken şehirlerinden. Otobüsle gidecekseniz araçta uyuyakalsanız dahi şehre yaklaşırken Kütahya kokan seramik kokusuyla aniden sıçrarsınız. Gözünüzü açtığınızda ise yol kenarları, ara sokaklar, çarşı hep porselen ve seramik eşya ile kaplıdır. Eski Osmanlı desenleri ve lale başta olmak üzere bizim geleneksel el sanatı çizgilerimizi yansıtan tabak çanak bardak ve türlü türlü mutfak eşya ve süsleri…
Otobüs terminali ise yine tipik Anadolu kokar. Ne zaman İstanbul dışına çıksam kendimi ağır çekimde zannederim. Yaşama kısa bir ara gibi bir algılama. Bir başka rahatlama ve huzur. Neden böyle oluyor? Bir kere yaşayan nüfus az olunca insanlar arasındaki diyalog ve yardımlaşma daha fazla. Daha insani yaklaşım olunca gerçek Anadolu kimliği ortaya çıkıyor. Yani bizlerin damarındaki insan sevgisi ve yardımlaşma… Buna havanın temizliği ve samimiyet eklendiğinde sadece fiziki değil beynen de dinlendirici bir atmosfer oluyor. Zaten dinlenmeye sonsuz ihtiyacı olan beden bir de gerçekten termal bir tesis bulduğunda kendini akışa bırakıyor.
Bu bölge termal suların ve tesislerin olduğu bir sahanın içinde olduğundan bu taraflara yolunuz düşerse mutlaka gerçek bir termal otelde kalınız ve bunun keyfini yaşayınız. Tabii şu sıralar hepsi malum sebepten kapalı…
Bazı lüks otellerde masaj, cilt bakımı vs olduğundan spa otel diye geçiyor. Rahatlama anlamında işe yarayabilir fakat içinde kükürt, kalsiyum, magnesium vb bulunan termal su ile gelen sağlık ve şifa ayırt edilebilir niteliktedir. Bunu deneyimlemek için gerçekten yaşayarak görmek gerekir.
Bu bölgedeki otellerin çoğunda açık ve kapalı havuz, jakuzi, hamam, buhar odası gibi seçenekler bulunmakta hatta otel odalarında dahi termal sudan istifade edilebilir. Sadece dinlendirici etkisi olmayıp fizik tedavi ve cilt hastalıkları gibi bazı rahatsızlıklarda alternatif tedavi olduğu ifade edilmekte… Eskiden kamu tesisleri vardı ve sınırlı olanaklarıyla hizmet verirdi. Şimdi özel sektörün yatırımları oldu daha lüks ortamlarda hizmet veriliyor ama termal su kalitesi konusunda son durumları bilemiyorum.
Porselenin merkezi
Şehre büyük yatırımları olan bir porselen firması merkeze biraz uzakta olan Dumlupınar Üniversitesi’ne destek vermiş ve yatırım yapmış. Büyük üniversite kampüsü içinde yöreye özgü sanatı yansıtmışlar ve geniş fiziki imkânları olan bir eğitim kurumu haline getirmesine yardımcı olmuşlar. Bu yatırımları kampüste sıkça görmek mümkün. Zaten Kütahya demek porselen demek, porselen ise geleneksel zanaat ve estetiğin eşyaya yansıyarak hayat bulmuş hali değil mi? Ben ürünlere her baktığımda farklı desen, ışık ve renk yansıması görüyorum.