Türkiye ekonomisinin dünya örneklerine kıyasla pozitif ayrışarak yılın ilk çeyreğini yüzde 4.5 büyümeyle tamamladığını aktaran Albayrak, “Salgın etkilerini hissedeceğimiz ikinci çeyrekte daha temkinli ilerleyecek, sonraki dönemlerde güçlü toparlanmaya şahit olacağız” dedi. Yazılı bir açıklama yapan Albayrak, Türkiye’nin büyüme verileri açıklanan Avrupa Birliği, G-20 ve OECD ülkeleri arasında ‘en güçlü büyüme performansı gösteren ülke’ olduğuna dikkati çekerek, “Bu veriler, ekonomideki güçlü toparlanmanın ilk çeyrekte devam ettiğini ve özellikle koronavirüs salgınına karşı verilen mücadelenin her alanda yakaladığı başarıyı ortaya koymuştur” dedi.
EN KÖTÜ GERİDE KALDI
Tüm dünya ekonomisine darbe vuran salgının, mart ayının ikinci yarısından itibaren Türkiye’de de etkisini göstermeye başladığını belirten Bakan Berat Albayrak, şöyle devam etti: “AK Parti hükümetleri döneminde, sağlık altyapısına yapılan güçlü yatırımlar ve ekonomimizde devam eden yapısal dönüşüm sayesinde ülkemiz küresel salgın dönemine hazırlıklı girmiş ve süreci çok başarılı yönetmiştir. Öncü göstergeler, en kötünün geride kaldığına ve ekonomide toparlanmanın başladığına işaret etmektedir. Gerek salgınla mücadele gerekse ekonomi konusunda attığımız zamanlı adımlar ve aldığımız önlemlerle Türkiye, önümüzdeki dönemde de büyüme performansı açısından dünyadan pozitif ayrışan ülke olmayı sürdürecek, salgın sonrası dönemde de yıldızı parlayacak ülkelerin başında gelecektir.”
Normalleşme sürecinin başlamasıyla tüketici ve yatırımcı güvenindeki toparlanma, yurt içi finansal piyasalardaki istikrar, güçlü üretim kapasitesi ve bu zor günlerden sonra hızlı toparlanma refleksine sahip ekonomiyle potansiyelin gerçekleştirileceğine inandıklarını belirten Bakan Albayrak, şunları kaydetti: “2020’yi pozitif büyüme performansıyla tamamlayacağımızı tahmin ediyorum. Üretim ve ihracat odaklı yeni büyüme modelimizle reel sektörümüzü ve sanayicimizi öncelemeyi sürdürecek, yenilikçi-yüksek katma değerli üretimi ve istihdamı artıracağız. Böylelikle para ve maliye politikalarının eş güdümüyle sürdürülebilir cari denge, potansiyel büyüme ve düşük enflasyon hedeflerimize eş zamanlı ulaşacağız.”