Yapı Kredi’nin pek çok sektör ve alanın gittiği yöne dair ipuçları sunan, sektörlerin ileri gelen uzmanlarını dinleyicileri ile buluşturan podcast kanalının bu bölümünde Roket Bilimci Doç. Dr. Arif Karabeyoğlu konuk oldu. Cüneyt Toros moderatörlüğünde gerçekleşen programda, ilk roketlerin icadının yanı sıra Amerika ve Rusya arasındaki rekabet ile başlayan uzaya gidiş serüveninin hem tarihi hem de geleceği konuşuldu.
Roketlerin tarihi ile başlayan konuşmada, roketçilik alanında her şeyin Konstantin Tsiolkovski adında bir Rus matematik öğretmeniyle başladığını fakat pratik roketçiliğin ilk olarak Almanya ve Amerika’da ortaya atıldığı söylendi.
Roket teknolojisinin gelişmesi ve insanlığın keşif arzusuyla; uzaya çıkarılan ilk uydu, uzaya giden ve Ay’a iniş yapan ilk insan gelişmeleriyle ivme kazanan uzay sektörünün, insanlık için birçok yönden heyecan yarattığı ifade edildi.
Uzay artık ticari bir sektör
Uzay sektörünün keşif güdüsünün yanı sıra, bulundurduğu elementler sayesinde sürdürülebilir ve yeşil bir gezegen için de potansiyel bir kaynak oluşturduğunu dile getiren Doç. Dr. Arif Karabeyoğlu; “Turizm ve ekonomi alanları için de önemli olan uzay sektöründe turizm planlamaları başladı. Yörünge altı uçuşlar, Dünya çevresindeki yörüngeye uçuşlar ve aya insan gönderme olarak üç kola ayrıldı ve biletler satılmaya başlandı”. 1950’lerde Rusya ve Amerika rekabeti ile çalışmalar hızlanarak birçok ilk yaşansa da, maliyetler nedeniyle bu çalışmaların sürdürülebilir olmadığını belirten Karabeyoğlu, “Roketleri fırlatma maliyeti şu an için de çok yüksek. Uzay sektörünün gelişebilmesi ve uzaya gidişin kolaylaşabilmesi için en önemli faktör bu maliyetlerin düşürülmesi. Maliyeti düşürecek teknolojileri bulan ülkelerin pazarda büyük bir yeri olacak. Türkiye olarak biz de bu pazarda henüz geç kalmış sayılmayız. Roket motor teknolojisinde başarılı olup, maliyeti azaltacak yeni teknolojiler çalışarak bu pazarda bir yer edinebiliriz” diye konuştu.
Space X ve Mars’taki insan kolonileri hedefleri üzerine de fikirlerini belirten Karabeyoğlu, ‘‘Mars’ta insan kolonilerinin yerleşebilmesi için lojistik, temel ihtiyaçları karşılayabilecek teknoloji şu an yeterli değil. Mars’a yapılacak yolculuğun 9 ay sürmesi, Mars yüzeyindeki oksijen, su, yerçekimi yokluğu ve yüksek derecede maruz kalınacak radyasyon; elimizdeki teknolojilerle Mars’ta yaşamın şu an mümkün olmadığını gösteriyor Ancak önümüzdeki 50-100 yılda Mars’a yolculuğun gerçekleşeceğini düşünüyorum” dedi.
Pek çok sektör ve alanda, dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler hakkında seçkiler sunan “Geleceği Konuşalım” podcast kanalı; Spotify, Apple Podcasts ve Google Podcasts platformlarından dinlenebiliyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı