Suriye’de Esad rejiminin şubatta sivillere saldırıp, İdlib’in kontrolünü ele geçirmeye çalışmak için Astana ve Soçi’de varılan anlaşmaları ihlal etmesi üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü.
5 Mart’ta Kremlin Sarayı’nda yapılan görüşme sonucunda Türkiye ile Rusya, İdlib’de ateşkes üzerinde anlaştı.
İki ülke arasında üzerinde uzlaşmaya varılan protokol gereği, İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetler 6 Mart 2020’den itibaren durduruldu.
M4 karayolunun kuzeyinde 6 kilometre ve güneyinde 6 kilometre derinliğinde bir güvenli koridor tesis edildi.
Karayolu üzerinde Türk ve Rus askerleri ortak devriyelere başladı.
DÜNYANIN “İLK TESCIL EDİLEN KORONAVİRÜS AŞISI
Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını, martta Rusya’da artışa geçti.
Virüs kaynaklı ilk ölümün 19 Mart’ta gerçekleştiği ülkede, salgının başlangıcından itibaren toplam vaka sayısı 3 milyonu buldu, ölü sayısı 50 bini geçti.
Salgın süresince Rusya, Kovid-19’a karşı 5 aşı adayı geliştirdi.
Aşı adayları içerisindeki Gamaleya Ulusal Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Enstitüsü tarafından “Sputnik V” isimli aşı adayı, Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından “dünyada ilk tescil edilen Kovid-19 aşısı” olarak duyuruldu.
Faz 3 klinik deneyleri henüz tamamlanmayan aşının yıl sonuna doğru toplum genelinde uygulanmasına geçildi.
PUTİN’E 2036’YA KADAR BAŞKANLIK YOLU AÇILDI
68 yaşındaki Putin’in 2036’ya kadar devlet başkanlığı yapmasına imkan sağlayacak ve ülkede siyasi sistemi değiştirecek anayasa değişikliği için halk oylaması yapıldı ve kabul edildi.
Anayasa değişikliği kapsamında yer alan “Devletin resmi dili, Rusya’nın kurucu unsuru Rus halkının dili olan Rusçadır” ifadesi, diğer milletlere mensup halkları ülkenin kuruluşunda “yok hükmünde saydığı” gerekçesiyle federasyon bünyesindeki Türk ve diğer milletler arasında tartışmalara yol açtı.
İçerik bakımından tartışılan anayasa referandumu, sosyal medyada oyların sokaklarda, parklarda kurulan sandıkların kullanıldığına ilişkin görsellerin paylaşılması üzerine yapılış yöntemi nedeniyle de muhalif kesimlerin eleştiri konusu oldu.
“RUS MUHALİFİN ZEHİRLENDİĞİ” İDDİASI
Rus muhalif Aleksey Navalnıy’ın “devlet tarafından zehirlendiği” iddiası, ülke içinde gündem oluştururken, dış politikada da Rusya’ya yönelik bazı yaptırımlarla karşılık buldu.
Rusya’nın Tomsk şehrinden Moskova’ya gitmek üzere 20 Ağustos’ta uçağa binen Navalnıy’ın uçuş esnasında fenalaşması üzerine uçak, Omsk şehrine iniş yaptı ve Navalnıy bir hastaneye kaldırıldı.
Önce Navalnıy’ın çayına karıştırılan bir maddeyle zehirlendiği öne sürüldü. 44 yaşındaki Navalnıy, 2 gün sonra özel uçakla Berlin’deki Charite Hastanesine nakledildi. Almanya, Navalnıy’ın Noviçok grubuna ait bir kimyasalla kesin olarak zehirlendiğinin tespit edildiğini açıkladı.
Navalnıy’ın ekibi, Rus muhalifin Tomsk’ta kaldığı otel odasındaki su şişesinde zehrin bulunduğunu ileri sürdü. Rusya, Almanya’dan rapor ve kanıt istese de talebi yanıtsız kaldı. Sağlığına kavuşan Aleksey Navalnıy, Berlin’de tedavi gördüğü hastaneden taburcu edildi.
Navalnıy, “Rus istihbaratının iç çamaşırına konulan Noviçok ile kendisini zehirlediğini” iddia eden video yayınlayarak, ülkede tartışmalara sebep oldu. Avrupa Birliği (AB) Navalnıy’ın zehirlendiği iddialarını baz alarak Rusya’ya karşı yaptırımlarını genişletti, Rusya da bu duruma yaptırım kararıyla karşılık verdi.
LİBYA’DAKİ RUS PARALI SAVAŞÇILAR BM RAPORLARINDA
Rusya, Libya’da kendisine ait asker bulunduğunu inkar etse de Kremlin Sarayı’nın yemek işini yönettiği için “Şef” lakabıyla anılan iş insanı Yevgeniy Prigojin’e ait olduğu bilinen Rus güvenlik şirketi Wagner’e ait silahlı güçlerin, Libya’da çatışmalara katılarak darbeci Halife Hafter’i desteklediği Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına yansıdı.
BM uzmanlarının hazırladığı raporlara göre, Wagner’e bağlı 800 ila 1200 arasında Rus paralı savaşçının, 2018’den bu yana ülkede aktif şekilde cephe hattında faaliyet yürüttüğü ifade edildi.
RUSYA, DAĞLIK KARABAĞ’DA YENİLEN ERMENİSTAN’I MASAYA OTURTTU
Azerbaycan ordusunun, 27 Eylül’de Ermenistan’ın provokasyonları karşısında Dağlık Karabağ’da yaklaşık 30 yıldır işgal altında bulunan topraklarını kurtarmak için kendi imkanlarıyla operasyon başlatması üzerine Rusya, ateşkesin sağlanması için girişimlerde bulundu.
Rusya’nın Moskova’da bir araya getirdiği Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlarının 10 saati aşan görüşmesinin ardından 10 Ekim’de taraflar arasında ateşkes sağlandı.
Ancak Ermenistan’ın ateşkes ihlali nedeniyle 18 Ekim ve 26 Ekim’de tekrar ateşkes ilan edilse de Ermenistan kararlara uymadı. Azerbaycan ordusunun sahadaki 44 günlük başarısı karşısında Ermenistan ordusu, büyük hezimete uğradı.
Rusya’nın araya girmesiyle Ermenistan, Azerbaycan ile anlaşma imzaladı ve işgal ettiği topraklardan çıkmak zorunda kaldı.
Rusya, ateşkesin uygulanmasını gözlemlemesi için 2000’e yakın askerini geçici olarak Dağlık Karabağ’a gönderdi. Türkiye ile Rusya, Dağlık Karabağ’da ateşkesin kontrolü için bölgede ortak merkez kurma konusunda da anlaşmaya vardı.