Lavrov, Fransa’da düzenlenen Paris Barış Forumu’nda yaptığı konuşmada, Suriye’deki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Rusya, Türkiye ve İran’ın başlattığı Astana süreci sayesinde, Suriye’de rejim ve muhalefet arasında diyaloğun mümkün kılındığını anlatan Lavrov, “O dönem öne sürülen tek muhalefet sadece Batı tarafından büyütülmüş, İstanbul, Riyad, ABD ve Avrupa’da yaşayan göçmenlerdi. Bunlar diyalog için ortak olarak sunuldu. Sonra Rusya, Türkiye ve İran, hükümet ve hükümete karşı savaşanların oturmalarını sağladı.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin, Suriye’de rejim kontrolündeki bölgelere Avrupa Birliği (AB) veya NATO tarafından yatırım yapılmasını yasakladığını belirten Lavrov, “ABD, SDG ve PYD temelinde yerel yönetimlerin kurulması için Körfez ülkelerinden de büyük yatırımlar yapmasını talep ediyor. Son derece pervasız şekilde bu kısmı Suriye’den ayırmak ve petrol sahalarını kontrol etmek istiyor.” görüşünü paylaştı.
Barış Pınarı Harekatı öncesinde ABD ile Türkiye arasında müzakerelerin yürütüldüğünü anımsatan Lavrov, “ABD, Türkiye ile müzakere etmeye çalıştı, anlaşmaya varamayınca da ‘Kürtlere artık kendi başınasınız, biz gidiyoruz’ dedi. Sonra, ‘Kürtlere karşı artık bir sorumluluğumuz yok ama Kürtler için değil petrol için geri dönüyoruz’ dedi.” şeklinde konuştu.
Lavrov, Suriye’deki Kürtlerin siyasi diyalogda yer almaları gerektiği değerlendirmesinde bulunarak, şunları kaydetti:
“Ama Suriye’deki Kürtlerin tutarlı olması gerekiyor. ABD’nin desteğine güvenerek Rojava federasyonunu kurdular. Bu ayrılıkçı karara ABD’nin daima destek olacağını varsaydılar. Biz ise Şam ile konuşmalarını anlatmaya çalıştık ama onlar ilgilenmediler. Şimdi Kürtler Şam’la diyalog için bizden yardım istiyorlar. Biz yine de buna destek vermeye hazırız ancak ABD şimdi petrol için dönünce yine diyalogla ilgilenmiyorlar. Tutarlılık gerekiyor. Kürtler Cenevre’deki komitede temsil ediliyorlar ancak bunda PYD yok, Türklerin de PYD’ye yaklaşımını biliyorsunuz. Bu konunun oldukça detaylı şekilde ele alınması gerekiyor. Ancak Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde, masada tüm kilit oyuncuların yer alması gerekiyor.”