Ramazan ayının gelmesi ile birlikte beslenme alışkanlıklarında farklılıklar yaşanacak. Birçok vatandaşın aklındaki soru ise doğru beslenmenin nasıl olması gerektiği. Sağlık Bakanlığı bu konuda bir duyuru yayınlayarak Ramazan ayında doğru ve sağlıklı beslenmenin nasıl olması gerektiğini açıkladı.
Pandemi koşullarına dikkat edilmesi gerektiği belirtilen açıklamada “Vatandaşlarımız, Covid-19 salgını nedeniyle öncelikle pandeminin yayılımının önlenmesi amacıyla alınan tedbirlere uygun hareket etmelidir. Ramazan’da beslenme önerileri dikkate alınmalı, kalabalık iftar sofraları kurulmamalı ve sosyal mesafe kurallarına azami özen gösterilmelidir” ifadeleri kullanıldı.
Oruç tutan vatandaşların Ramazan boyunca yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat etmesi gerektiğinin altı çizilin duyuruda, “Sahur öğünü atlanmamalıdır. Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılabilir ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edilebilir. Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile hamur işlerinden uzak durulması uygun olacaktır. İftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan biri çok hızlı şekilde, yüksek miktarda besin tüketmektir. Çok hızlı yemek yendiğinde hem sağlık açısından risk oluşabilir hem de ilerleyen günlerde kilo alımına zemin hazırlayabilir” ifadelerine yer verildi.
Yayımlanan bilgilendirme metninde su tüketiminin en önemli etken olduğu vurgulanarak, “Sıvı tüketimine dikkat edilmelidir. Yeterince sıvı alınmazsa su ve mineral kaybı sonucu, bayılma, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri yaşanabilmektedir. İftar ile sahur arasında en az 2 litre su içilmeli, bununla birlikte sıvı ihtiyacını karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve-sebze suları, sade soda gibi içecekler tüketilmelidir” açıklamasında bulunuldu.
Bakanlık tarafından yapılan önerilerin devamında şu ifadelere yer verildi:
“İftar ve sahurda kan şekerini birden yükseltmeyen, uzun süre tokluk hissi sağlayan, yavaş sindirilen proteinli ve lifli gıdalar, tam tahıllı ürünler, kuru baklagiller, süt ürünleri, yumurta, bal, taze sebze ve meyveler, şekersiz hoşaf veya komposto, hurma, ceviz, kavrulmamış fındık veya badem tercih edilmelidir. Rafine ürünlerden, beyaz undan yapılmış kek, poğaça ve kurabiye gibi hamur işleri ile şekerli yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanmalıdır. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra aralıklı ve her seferinde küçük porsiyonlar tercih edilmelidir. Çiğ veya az pişmiş hayvan ürünleri yemekten kaçınılmalı, iyi pişmiş yiyecekler alınmalıdır. İftardan sonra tatlı yenilecekse; sütlü tatlılar veya meyve, hoşaf ve kompostolar tercih edilmelidir.
Oruç tutarken, bağışıklık sisteminizi güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan portakal, mandalina, elma gibi meyvelerin tüketimi önemlidir. E ve D vitaminleri de bağışıklığın güçlendirilmesinde önemli rol oynamaktadır. D vitamini güneş ışınlarıyla deri tarafından üretilen bir vitamindir ve besinlerde pek fazla bulunmaz. Özellikle kışın güneşten faydalanmasının mümkün olmadığı hallerde besin desteği olarak D vitamini alınabilir.
Sebzeler, kurubaklagiller, yağlı tohumlar, meyveler ve probiyotik ürünler yoğurt, ayran, boza, tarhana, şalgam suyu, turşular bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için tüketilmesi gereken besinlerdir. Şalgam suyu ve turşu gibi çok tuzlu gıdaların tüketiminde yüksek tansiyon hastaları dikkat etmelidir. Tütün ve tütün ürünleri kullanılmamalı, iftar ve sahurda dişler mutlaka fırçalanmalıdır.”