Şampiyonluk yarışındaki takımların tamamı, bir yandan geride kalan haftalarda yaşadığı anlamsız puan kayıplarına hayıflanırken, diğer yanda telafisi olmayan şekilde önüne bakmak ve kazanmak zorunda.
Futbol sahada oynanan bir spor olsa da 41. haftada asıl maç kafada oynanıyor ve sonunda mental kondisyonu yüksek olan kazanacak. Beşiktaş maçında kazandıktan sonra, sadece puan değil averaj hesaplarına giren sarı kırmızılı cephede, Beşiktaş’la ikili averajı eşitledikten sonra, genel averajdaki 6 gollük farkı kapatmak için bu maça bel bağlayanların sayısı azımsanmayacak oranda ve her şeyden çok derbide oynadığı futbola güveniyor Galatasaray.
VAR FAKTÖRÜ DEVREDE
Galatasaray geçen haftanın morali ve kaybedecek bir şeyi olmamanın lüksüyle çıkıyor sahaya. Herkes maça hızlı gireceğini ve erken gol bulmak için bastıracağını düşünüyor ama yanılıyor. Galatasaray’da ilk dakikalarda temposuz oyun kadar dikkat çeken bir diğer unsur, futbolcuların sürekli kayıp düşmesi. Denizli’nin kadrosu bu kadar dağılmış olmasa skor farklı olabilir ama beklenen gol 24. dakikada Halil Dervişoğlu’ndan geliyor. Dakika 35’te kazanılan penaltıda Babel skoru 2-0’a taşıyor. İki pozisyonda da hakem Abdülkadir Bitigen’in kararı VAR’dan dönüyor ve skora gol olarak yansıyor. 2-0’la Galatasaray’ın rahatlayacağı ve farkın açılacağını düşünenler yanılıyor. Dakika 43’te kazanılan ikinci penaltıyı Emre Akbaba kaçırınca, Denizli maça tutunuyor. Bunda kaleci Abdülkadir’in rolü büyük. Denizli kalecisi maçın yıldızlarından biri ve skorun uzun süre daha da açılmasını engelleyen isim.
ÇILGIN BİR HAFTAYDI
Denizli 62. dakikada Recep Niyaz’la durumu 2-1’e getirse de oyuncu değişiklikleriyle temposunu artıran Galatasaray’a engel olamıyor. Skor önce penaltıdan 3-1’e sonra, yine Muhammed’in golüyle 4-1’e geliyor ve öyle bitiyor. Çılgın bir haftayı geride bırakıyoruz. Futbol, sahada değil kafada oynanan bir sporsa, öyle ya da böyle bu maçı en iyi Terim oynuyor.
