Dünyada yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yayılmasıyla sosyal medyada ortaya çıkan etkiye yönelik bir araştırmada, infodemi nedeniyle sahte haber ve içeriklerin virüsten daha hızlı şekilde yayıldığı ortaya konuldu.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, TV ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık ile Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Vahdet Özkoçak tarafından yapılan “Yeni Dünya Düzeni Bağlamında Sosyal Medya ve Yeni Koronavirüs (Kovid-19) Pandemisi” araştırmasında, sosyal medyanın söz konusu salgın sürecinde edindiği rol, insan ve dijital teknolojilerin ilişkisi üzerine çalışan dijital antropoloji açısından ele alındı.
Araştırmada, Çin’in Vuhan şehrinde ilk kez ortaya çıkan Kovid-19 ile ilgili 21 Ocak-11 Mart arasında dünya genelinde toplam 275 milyon paylaşım yapıldığı, Türkiye’nin, Japonya, ABD, Çin ve İtalya’nın ilk sıraları aldığı listede 6 milyon 506 bin 597 paylaşımla 11. sırada yer aldığı kaydedildi.
Kırık, araştırmanın sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamada, özellikle sosyal izolasyon ve daha çok evde vakit geçirilmesi nedeniyle sosyal medya kullanımının giderek arttığını belirtti.
Socialbakers’ın yayınladığı raporda, 1 Şubat-21 Mart’ta pandemi ile ilgili dünyada en sık kullanılan 6 etiketin (hashtag) hem Facebook hem de Instagram’da aynı olduğunun görüldüğünü kaydeden Kırık, “Dünyadaki listenin en üstünde #coronavirus, #Covid19 ve #Covid_19 yer alıyor. Diğer yaygın etiketler, #stayhome veya #stayathome gibi önerilerin yanı sıra #health ve #virüs gibi daha genel terimleri içeriyor. Dolayısıyla mevcut gündemin sosyal medyaya yansıdığı kullanılan hashtaglerden rahatlıkla anlaşılıyor.” dedi.
Kırık, salgının giderek korku ve panik oluşturması üzerine sosyal medya kullanıcılarının doğru ve güncel gelişmelerle vaka sayılarını Dünya Sağlık Örgütü (WHO) başta olmak üzere çeşitli kuruluşların resmi hesaplarından özellikle takip etmeyi uygun bulduğunu söyledi.
Sosyal medya veri analizi şirketi Adba Analytics ile The Brand Age dergisinin 21 Ocak-11 Mart için hazırladıkları raporda, Twitter, YouTube, forum, blog ve haber sitelerinde, Türkçe, İngilizce, Almanca, Japonca, Rusça, Portekizce, İtalyanca, Fransızca, İspanyolca, Çince, Arapça ve Farsça gibi dillerde yapılan paylaşımların göz önüne alındığını ifade eden Kırık, tüm dünya genelindeki paylaşımların bu dönemde hızla arttığını bildirdi.
“İlk vakanın açıklandığı 11 Mart’ta 747 bin 862 paylaşım yapıldı”
Kırık, paylaşım yapılan ülkelerde birinci sırayı Japonya’nın aldığını aktararak, şunları kaydetti:
“Özetle, dünya genelinde 21 Ocak-11 Mart’ta toplam 275 milyon paylaşım yapıldığı görüldü. Japonya 41 milyon 272 bin 779, ABD 37 milyon 932 bin 712, Çin 5 milyon 581 bin 751, İtalya 3 milyon 597 bin 707 ile ilk dört sırada kendine yer buldu. Türkiye’de 6 milyon 506 bin 597 paylaşım yapılırken listede 11. sırada yer aldı. Türkiye’de ilk vakanın açıklandığı 11 Mart’ta toplam 747 bin 862 paylaşım yapıldı. Türkiye’deki paylaşımların içeriğine bakıldığında ise kullanıcıların psikolojik olarak süreçten etkilendiği görülüyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 11 Mart akşamı yaptığı konuşmasında, Türkiye’de yaşayan bir vatandaşta koronavirüs tespit edildiğini açıklamasının ardından korku, panik ve endişe sosyal medya paylaşımlarına da yansıdı. Koronavirüs nedeniyle okulların, üniversitelerin ve eğitim kurumlarının tatil edilmesi gerektiği de sıkça konuşulan konular arasına girdi. Vatandaşların toplu taşıma yerine iş yerlerine kendi araçlarıyla gitmeye başlamasıyla birlikte meydana gelen trafik yoğunluğu da sosyal medya gündemini etkiledi. “
Doç. Dr. Ali Murat Kırık, koronavirüs hakkındaki sosyal medya yazılardaki tek günlük en büyük ani artışlardan birinin 16 Mart’ta olduğunu, ertesi gün pandemi hakkında 11 bini aşkın Facebook ve 3 bin 300 Instagram yayını yapıldığını belirtti.
Bu süreçte geleneksel medyada ile sosyal medyada büyük bir bilgi kirliliği meydana geldiğine dikkati çeken Kırık, “Sosyal medya platformları ve diğer kurumlar aracılığıyla hızla yayılan küresel bir yanlış bilgilendirme salgını, halk sağlığı için ciddi bir sorun oluşturuyor. Kısacası bu dönemlerde sadece bir salgınla değil, infodemi ile de savaşılıyor. Bu kavram, sosyal medyada virüsten daha hızlı şekilde yayılan sahte haber ve içerikleri anlatıyor. En kötü senaryo, yanlış bilgilerin potansiyel olarak virüsün kendisinden daha hızlı yayılmasıdır ve bu da insanların yanlış kararlar vermesine neden oluyor.” değerlendirmesini yaptı.
Kırık, Türkiye’de de infodeminin sosyal medya aracılığıyla giderek yayılmaya başladığını, gerçek ve sahtenin adeta iç içe geçtiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışmalarını sürdüren Bilim Kurulu üyeleri adına açılan sahte hesaplar aracılığıyla yayılan dezenformasyon ve infodeminin tüm toplumu tehdit ettiğini aktaran Kırık, üyelerin isimleri kullanılarak, sosyal medya hesapları açan kötü niyetli kişilerin vatandaşları tedirgin edecek birtakım açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı.
İnfodemiyi sahte hesaplar daha da artırıyor
Kurul üyelerinin bu konudan dertli olduklarını sosyal medya ve basın aracılığıyla sürekli dile getirdiklerini kaydeden Kırık, şu ifadeleri kullandı:
“Bu durum sosyal medyada infodeminin farklı bir boyutunu oluşturuyor. Özellikle koronavirüsle ilgili birtakım gelişmeler yaşanmaya devam ederken Twitter, kullanıcıların doğru bilgiye ulaşabilmesi için Dünya Sağlık Örgütü ya da yerel sağlık bakanlıklarını takip etmelerini önerdi. Tam bu noktada kullanıcılar, güvenilir bilgiye ulaşmak için #Keşfet kısmının en üstünde yer alan ‘Türkiye’de Kovid-19 ile ilgili güncel gelişmeler’ sekmesinde yer alan gelişmeler takip edildi. 1918’deki İspanyol gribi zamanında yaşanan algı savaşları ve devletlerin güç savaşı yaklaşık bir asır sonra geleneksel medyadan sosyal medyaya evrildi. Atılan tweetler üzerinden koronavirüs salgını bir teknolojik güç savaşına dönüştürüldü.”
Kırık, WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un, salgına yönelik acil önlemlerin alınmasının gerekliliği bildirdiğini, sosyal medyadaki algı yönetimi ve dezenformatif bilgilerle infodeminin hız kazandığını bildirdi.
Teknoloji platformlarının bu süreçte şeffaflık konusunda olağandışı bir şekilde proaktif hale geldiğini belirten Kırık ,”Birçoğu pandemi ile ilgili attığı adımlar hakkında kamuya açık duyurular yapmıştır. Bunların başını ise Twitter çekiyor. İnfodemi, salgını oldukça tehlikeye atarak, kime ve hangi bilgi kaynaklarına güvenileceği konusunda kafa karışıklığını arttırdı. Özellikle doğrulanmamış söylentiler ve abartılı iddialar nedeniyle sosyal medyada korku ve panik havası oluşuyor.” diye konuştu.