Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Merkez Kampüsü içinde 5 bin 700 metrekare kapalı alanda 2010 yılında faaliyete geçen Sakarya Teknokent’te yaklaşık 150 ofis bulunuyor.
Sakarya Teknoloji Geliştirme Bölgesinde yaklaşık 600 Ar-Ge personelinin çalıştığı 101 firma, savunma sanayisi, raylı sistem, elektrikli otomotiv sektörü, siber güvenlik ve sağlık alanlarında faaliyet gösteriyor.
Salgının getirdiği zorluklara kolay adapte olan ve Sakarya Teknokent’in desteğiyle 2020’de 26 KOSGEB ile 14 TÜBİTAK projesi yürüten firmalar, uzaktan eğitim, e-ticaret ve sağlık sektöründe üretim yaparak geçen yılı büyüyerek kapattı.
Geçen yılın başlarında 86 firmayla yüzde 85 olan doluluğu salgına rağmen 101 firmayla yüzde 100’e çıkran Sakarya Teknokent, 2021’de de desteklerini sürdürmeye devam edecek.
“2019 yılında attığımız o adımların karşılığını 2020 yılında görmüş olduk”
Sakarya Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Şakir Görmüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2020’nin salgından dolayı hem Türkiye hem de dünya için ekonomik, sağlık ve sosyal açıdan zor bir yıl olduğunu söyledi.
Her zorluğun bir fırsat doğurduğunu, Sakarya Teknokent firmalarının zorluklara karşı çok hızlı dönüşüm sağladığını, onun için 2020’den ve salgından güçlü çıktıklarını belirten Görmüş, “2020 yılının başında doluluk oranı yüzde 85 iken bugün yüzde 100’e ulaşmış durumdayız ve şu anda 20 firma bekleme sırasında Teknokent’e girmek için.” dedi.
Görmüş, salgının birçok hizmet sektörünü olumsuz etkilediğini fakat bununla beraber uzaktan eğitim, e-ticaret ve sağlık sektöründe yeni alanlar ve yeni iş kollarının türediğini belirterek firmaların hızla bu alana girdiklerini ve üretim yaptıkları için büyüdüklerini anlattı.
Kendilerine 2019 yılında “Çıktı odaklı, değer üreten Teknokent olacağız.” hedef ve vizyonunu belirlediklerini dile getiren Görmüş, iki yıl önce attıkları o adımların karşılığını 2020’de gördüklerini ifade etti.
Görmüş, geçen yıl firmaların 26 KOSGEB ve 14 TÜBİTAK projesi yürüttüğünü kaydederek, “Yani 10 firmamızdan 4’ünün kamu destekli proje yürüttüğüne işaret ediyor ve bu da otomatik olarak ekosistemin genişliğini bize gösteriyor. Bu ekosistemden faydalanmak isteyen birçok firma Teknokent’e geldi. Aynı zamanda bu ekosistemde kendi iç firmalarımız büyüdü ve yeni ofisler kiraladı. Bu şekilde biz doluluk oranı olarak yüzde 100’e ulaştık. Firmalarımız da pandemiyle beraber gelişen yeni teknolojilere uyum sağlayarak büyüdüler.” ifadelerini kullandı.
“Finansal teknoloji firma sayısı arttı”
Prof. Dr. Görmüş, Teknokent’te savunma sanayisi, raylı sistemler, otomotiv, siber güvenlik ve sağlık alanlarında faaliyet gösteren 101 firmanın bulunduğunu söyledi.
Son 6-7 aydır borsaya giren yatırımcı sayısının fazlalaşmasıyla beraber finansal teknoloji şirketlerinin büyüdüğünü ve sayılarının yükseldiğini aktaran Görmüş, “2020 içinde 3 olan finansal teknoloji firmamız 5’e çıktı ve şu an bekleme sırasında 2 firmamız var. Bu sektörün büyümesinde pandeminin etkisi var. Temassız dünyaya doğru gidiyoruz ve temassız ödeme sistemlerinin geliştirilmesi finansal teknolojinin gelişmesini sağladı. Bu da firma sayısında artışı ve içerideki firmalarımızın büyümesini sağladı.” değerlendirmesini yaptı.
Görmüş, 2 yıl önce belirledikleri orta vadeli hedeflerini gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, uzun vadeli hedeflerine yönelik çalışmalar ve dijital dönüşümler yaptıklarını da kaydetti.
Üniversite-sanayi iş birliği alanında çalışmalarının bulunduğunu aktaran Görmüş, şöyle devam etti:
“Üniversitelerimizde 4. sınıf öğrencileri bitirme projeleri yapıyorlar fakat bu bitirme projeleri genellikle sanayiden uzak ya da sanayinin ihtiyaçlarına yönelik olmuyor. Biz bir dijital platform geliştiriyoruz. Burada sanayicilerimiz, Teknokent firmalarımız, bir projeyi segmentlere ayıracaklar ve bu projeyi öğrencilerin bitirme ödevi olarak yapmalarını isteyecekler. Bu şekilde o projeyle öğrenciler dijital platformda eşleşecekler ve firmalarımızın projeleri üniversite öğrencilerinin bitirme ödevi olarak yapılmış olacak. Böylece sanayinin bir sorunu çözülmüş olacak ve sektör o bitirme ödevini yapan öğrenciyi başarılı bulursa kendi bünyesine katabilecek. Bunlar bize artık şunu gösteriyor; sistematik bir şekilde sanayi-üniversite iş birliğini sağlamak zorundayız.”
Görmüş, teknolojinin çok hızlı geliştiğini, kurumların buna ayak uydurmaları gerektiğini, teknolojiyle beraber strateji geliştirip karar verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.