ÖNCE KENDİNİZİN NE İSTEDİĞİNİ BİLİN
Cuma Taş (2019 YKS Eşit Ağırlık birincisi, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü): Tercih yaparken bölümlerin taban puanlarını değil kendi ilgi alanım ve hayallerimi göz önünde bulundurdum. Bölümün ders programlarını, kariyer imkânlarını, üniversitenin ve İstanbul’un olanaklarını araştırdım. Bu nedenle istediğim bölüm, sınava hazırlanırken kafamda netleşmişti. Ayrıca tercih ettiğim bölüm öğrencileriyle, üniversite okuyan tanıdıklarımla, öğretmenlerimle, arkadaşlarımla görüştüm, tavsiyelerini aldım. Bugün olsa kesinlikle aynı tercihi yapardım. Salgın nedeniyle yarım kalmasına rağmen gittiğim üniversiteden çok memnunum. Tercih, sınava hazırlık döneminden çok daha zor bir dönem. Bazıları karar verirken emin olamayabiliyor. Onlara tavsiyem öncelikle kendilerini tanımaya çalışsınlar. Karakterlerini, hobilerini, yeteneklerini düşünüp bunlara uygun bölümleri değerlendirmeye alsınlar. Daha sonra bu bölümler hakkında bulabildikleri bütün kaynaklardan araştırma yapsınlar. Bölüm mezunlarına ulaşmaya çalışsınlar, sosyal medyadan bilgi toplasınlar, tanıtım videolarını izlesinler, üniversitelerin tanıtım etkinliklerine katılsınlar. Her tavsiyeye kulak versinler. Aile büyükleri ile öğretmenlerinin tecrübe ve görüşlerinden faydalansınlar. Varsa çeşitli üniversitelerde okuyan veya kendileriyle beraber tercih yapacak arkadaşlarıyla da fikir alışverişi yapsınlar. Ama bunlara rağmen tamamen başkalarının görüşü etkisi altında tercih yapmasınlar. Yani bu dönemde aldıkları bütün tavsiyeleri göz önünde bulundurup değerlendirsinler. Tercihin kendi tercihleri olduğunu, kendi geleceklerini doğrudan etkileyip şekillendireceğini ve tam olarak ne istediklerini kendilerinden iyi kimsenin bilemeyeceğini asla unutmasınlar. Özellikle ailelerinin yanlış yönlendirmeleri nedeniyle mutsuz olan binlerce insanı göz önünde bulundursunlar, sorumluluk alarak kendi kararlarını alıp bunların arkasında dursunlar. Tabi bu esnada onlar için çalışıp çabalayan aileleriyle çatışmak, onları kırmak yerine kendilerini açıklama ve onları ikna yoluna gitsinler ki ailelerinin güvenlerini, takdirlerini ve de rızalarını kazanabilsinler. Son tavsiyem ise tamamen elde ettikleri sıralama ve puana dayalı tercih yapmasınlar. İnsanların “Bu puanla buraya mı gittin?” telkinlerine veya içlerinden geçen “Şuraya gitsem de puanım boşa gitmese iyi olur” düşüncelerine aldırmasınlar. Ben de Boğaziçi Üniversitesi’nin düşük taban puanlı bir bölümünü tercih ettiğim için çok eleştiri aldım. Umarım adaylar kendi hedefleri doğrultusunda tercih yapar ve hayatları boyunca sürekli yeni hedeflerle bunlar doğrultusunda çalışmaya devam ederler.
OKUL TANITIMI VE STRATEJİK SIRALAMA ÖNEMLİ
Tamer Taşkıran (2012 LYS MF-2 ve MF-3 puan türleri birincisi, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Programı 2017 mezunu, yüksek lisans yapıyor): Hedefim dereceye girmekten çok istediğim bir okula yerleşebilmek için gerekli sıralamayı elde etmekti, birincilik beklemiyordum. Tercih öncesinde kampusları gezme ve buralarda tanıtımdan sorumlu görevliler, öğrenciler ve hocalarla konuşma fırsatı buldum. Okullardaki bölümler, dersler, laboratuvarlar, araştırma konuları, fiziksel imkânlar, sosyal etkinlikler gibi pek çok konuda bilgi aldım. Bu konularda üniversitelerin hepsi gayet iyi olsa da, Sabancı Üniversitesi’ni gezerken hissettiklerim tercihimde etkili oldu. Mühendisliğin hangi dalını istediğimden çok emin değildim. Üniversiteye başlarken malzeme mühendisliği olarak deklare ettiğim bölüm tercihimi daha sonra kendimi daha yakın hissettiğim mekatronik mühendisliğiyle değiştirdim ve bu seçimden hep memnun kaldım. Bölüm dersleri dışında pek çok alandan da dersler aldım. Önemli sosyal sorumluluk projelerine katıldım. Lisans döneminde akademik araştırmalarda görev aldım, bir patent bile aldık. Avrupa, Amerika ve İsrail gibi pek çok yeri hayatımda ilk kez gördüm. Mezun olup İstanbul’dan taşınmama rağmen hala okula olan bağlantım güçlü. O yüzden gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, tercih yapacak olsam yine aynı tercihi yapardım. Çevre baskısıyla ile sevmeden seçilen bir meslek ömür boyu mutsuzluğa yol açabilir. Adaylara beğendikleri bölümleri iyi araştırmalarını, buradaki akademik araştırma veya özel kariyer imkânlarının farkında olmalarını öneriyorum. Bu konularda tabii ki herkes her şeyi bilemeyeceği veya bazen önyargılı olabileceği için mümkün oldukça çok kişiyle konuşmak ve fikir almak gerekiyor. Özellikle de istenilen üniversitelerin öğrencileri, akran oldukları ve zaten üniversite ortamı içerisinde oldukları için en değerli bilgileri verebilir. Mümkünse okul tanıtım gezilerine katılmak, her şeyi yerinde görmek ve konuşmak da çok önemli. Tercih listesinin de bol seçenekli ve puan durumlarına göre stratejik hazırlanması faydalı olur.
MESLEK MENSUPLARIYLA GÖRÜŞMELER YAPTIM
Mehmet Berke İşler (2019 YKS Sayısal birincisi , İstanbul Medipol Üniversitesi Uluslararası Tıp Fakültesi 1’inci sınıf öğrencisi): İyi bir sonuç
geleceğini düşünüyordum ama birincilik sürpriz oldu diyebilirim. Tercihi yapmadan önce severek yapabileceğim mesleği görüp, nasıl bir gelecek istediğime karar verip bu doğrultuda bir eğitim için araştırmamı yaptım. Aradığım belli şartlar ve imkânlar vardı. Araştırma, yurtdışı olanakları ve benzeri. Üniversitelerin tercih döneminde tanıtımlarını yapan genellikle öğrencilerden oluşan gruplar var. Üniversiteyle ilgili bilgi için genellikle bu kanalı kullanmıştım. Bilgi almak için tanıdığımız ya da ulaşabildiğim mesleğinin uzmanı kişilerden tavsiye aldım. Tercih dönemim çok yoğun ve de tempolu geçmişti. Yine de arkamı dönüp baktığımda aradığım imkânlardan bir çoğunu bulduğuma inanıyorum. Bu nedenle aynı tercihi yapardım kanaatindeyim. Kanımca tercih sürecinde başat unsurlardan biri yapılmak istenen mesleğe iyi karar verilmesi. Çünkü hayatınız bir nevi onun etrafında şekillenecek. Yapmak konusunda tereddütünüz olduğu sevmeyeceğiniz bir meslek hiçbir sebeple listeye yazımamalı. Her şeyden önce kendi sesinizi dinleyin. Daha sonra da istediğiniz bölüm için üniversiteleri ön yargısız şekilde araştırın, orada okuyan öğrencilerden bilgi alın. O mesleği yapan tanıdıklarınız varsa onlardan da tavsiyeler alın. Tercih listesini hazırlarken de yaptığınız araştırmalar sonucu gitmeye istekli olduğunuz üniversite ve bölümleri sıralayın. Eğer aklınızda yer edinmiş, hayalini kurduğunuz ama giremeyeceğinizi düşündüğünüz bir üniversite varsa onu ilk sıraya yazabilirsiniz. Çünkü taban sıralamalar ve puanlar yıldan yıla ciddi farklılıklar gösterebiliyor buna dikkat etmekte fayda var.
BÖLÜM DEĞİL ÜNİVERSİTE SEÇİN
Taha Niyazi Dutkuner (2014 LYS TS-1 ve 2 birincisi, Koç Üniversitesi Ekonomi ve İşletme mezunu, Oliver Wyman’da yönetim danışmanı): Sınav sonucunu beklemiyordum diyemem ama emin olamıyorsunuz. Koç Üniversitesi’nde ekonomi ve işletme okudum. Tercih yaparken uluslararası bir işte çalışmak istediğimi fark ettiğim için ekonomi bölümünü seçtim. Koç’u tercih etmemim sebebi imkânlarının diğer üniversitelere göre fazla olması, çift anadal yapma fırsatı tanımasıydı. Başka bir bölüme de yönelebilirim diye burayı yazdım. Ailem ve arkadaşlarıma danışarak karar verdim. Arkadaşlarımın da tercih sebeplerini dinledim. Benim hakkımdaki fikirlerini almak yardımcı oldu. İnsan kendi hakkında objektif olamıyor. Okuduğum bölümden çok memnun kaldım. Finans üzerine çalışmak için işletmeyle beraber çift anadal yaptım. Şu anda bana kazandırdıklarıyla uluslararası bir şirkette yönetim danışmanı olarak çalışabiliyorum. Bence adayların dikkat etmeleri gereken en önemli nokta üniversite olmalı. Bölüm yeri geldiğinde değiştirilebilir, çift anadal yapılarak desteklenebilir. Bir sene daha sınava hazırlanmak da kabul edilebilir. Üniversiteler arasındaki farklar o kadar yüksek ki öğrencilere sunacakları olanaklar çok fazla değişiyor. Adaylar okumak istedikleri üniversiteyi seçmeli, buna göre kendilerini yönlendirmeli. Sadece ailelerinin ya da okuldaki öğretmenlerin yönlendirmesiyle tercih yapmamalı. İçe dönük sorgulamada bulunmalı. Puanın yettiği bölüm yerine okumak isteyecekleri, kendilerine uygun bölümleri seçmeliler. Bu uzun dönemli bir seçim. Tercih listesini yaparken iyi düşünsünler. Çok net değilse hemen yapıp, kapatmasınlar. Ancak son güne de bırakmasınlar. Teknik arızalar olabilir. Bu nedenle son tarihten iki, üç gün önce listelerini gönderebilirler.
KENDİNİZDEN EMİN OLUN
Efe Karakaş (2016 LYS birincisi, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği son sınıf öğrencisi): Henüz okul sıralarında bilgisayar mühendisi olmaya karar vermiştim. Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’ndeki bölüm başkanlarıyla görüştüm. Her iki üniversitenin de eğitim kalitesi beklentimi karşılıyordu. Karar vermemde kampus tercihi etkili oldu. Boğaziçi Üniversitesi’nin kampusunda eğitim yaşamımı devam ettirmek istedim ve önümüzdeki yıl lisans eğitimimde bilgisayar mühendisliğindeki son yılıma gireceğim. Elbette gelecek ve iş kaygısı tercihlerde etkili oluyor. Ancak sevdiğiniz bölümü okumak, lisans eğitiminizi kolaylıkla ve başarıyla tamamlamanızı da sağlıyor. Bunu göz ardı etmemekte fayda var. Tercihlerinizi yaparken okulların size sunabileceği fırsatları da göz önünde bulundurmalısınız. Sizi destekleyecek, iletişim ağınızı güçlendirmenizi sağlayacak üniversitelere ve bölümlere öncelik vermeniz, gelecekteki başarınıza da yatırım yapmış olmanızı sağlayacak. Endişeden uzak ve kendinden emin tercihlerde bulunmanızı öneriyorum.
HAYALLERİNİZE GÖRE TERCİH YAPIN
Fulya Akkaya (2017 LYS birincisi, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölü mü 2’nci sınıf öğrencisi): Matematik bölümünde çift anadal yaparak gelecek hedeflerimi bir adım daha ileriye taşımak istiyorum. Ortaokuldan beri özel bir şirkette CEO olma hayali kuruyorum. Bunun için doğru adresin Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü olduğunu düşündüm. Tercihimi yaparken Konya Meram Anadolu Lisesi öğretmenlerinden destek aldım. Boğaziçi Üniversitesi’ni tercih eden lise arkadaşlarımdan da görüşlerini istedim. Boğaziçi’nde gerçek matematikle tanıştığımda asıl tutkumun matematik olduğunu anladım. Bunun üzerine çift anadal kararı aldım. Artık, CEO olmak değil, ekonomi ve matematik alanlarının kesiştiği noktalarda makaleler hazırlamak, akademik çalışmalar yapmak, bilimle ilgilenmek istiyorum. Amacım akademisyen olmak. Aslında değişimi kabul etmek gerekiyor. Birinci de olsanız, çok iyi puan da alsanız, puanlarınıza göre değil, hayallerinize göre tercih yapın. Puanınızın altında olan bir bölüm tercih etseniz de hayallerinize giden yolda başarılı olacaksınız böylece. İleriki yılları düşünerek, mesleğinizi bir ömür yapacağınızı unutmayarak tercihlerde bulunun. Kendinize farklı kapılar açacak alanlara yönelin. 5 yıl sonra nerede olacağınızı hesaplayarak hareket edin.
HOCALARA VE AİLEME DANIŞTIM
Mustafa Emir Gazioğlu (2018 YKS birincisi, Cerrahpaşa tıp fakültesi 2’nci sınıf öğrencisi): Bir aksilik olmazsa ilk 10’a girmeyi bekliyordum. Birinci olduğumu görünce yaşadığım duyguları tarif etmek çok zor. 11 ve 12’nci sınıflarda üniversiteleri araştırdım ve hedefime odaklanıp var gücümle ders çalıştım. Tercih dönemine kadar temel bilgi kaynağım internette yazılan yorumlar olmuştu. Arada kaldığım üniversiteler hakkında yazılmış her şeyi okudum, önemli gördüklerimi kaydettim. Sınavdan sonra tabii ki de bu araştırmalara yoğunlaştım ve üniversitelerin bana göre artılarını eksilerini yazıp tablo haline getirdim. Bu tabloya göre büyük ölçüde tercihim netleşmişti. Tercih döneminde de üniversiteleri gezip sorularımı sordum, farklı üniversitelerden öğrencileri, hocaları dikkatle dinledim. Ailemle istişare edip nihai kararımı verdim. Aslında adayların kararlarını çoktan vermiş olmaları gerekiyor. Sınavda derece yapıp tercih döneminde hala ‘Mühendislik mi, tıp mı?’ kararsızlığını yaşamak doğru değil. Önceliklerini, hayattan beklentilerini, hangi şartlarda mutlu, huzurlu olacaklarını belirleyip bunlara göre üniversiteleri kıyaslasınlar. Taban puanlarından daha önemlisi sizin ne istediğinizdir. Öğrencilerin, akademisyenlerin görüşleri tabii ki değerli ancak mutlaka meslekte uzun yıllar çalışmış tecrübeli insanlara da danışsınlar. Herkesten farklı şeyler duyabilirler o zaman insanları şüpheci bir şekilde dinlemeli, samimiyetlerini ölçmeye çalışmalılar.
OKUYANLARLA KONUŞMAK YARARLI OLUR
Ahmet Kocabaş (2016 YGS Birincisi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi): Sınava girmeden önce iyi bir sonuç bekliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim. Hedefim her zaman tıp fakültesiydi. Bu nedenle bölüm değil, üniversite araştırdım. Tercih yapmadan önce üniversitede okuyan öğrencilerle ve mezunlarla irtibata geçtim. Hecettepe’yi mi, Cerrahpaşa’yı mı, Ege’yi yazayım diye düşünürken buralarda okuyan öğrencilerden bilgiler aldım. Okulun imkânları, laboratuvar ortamları nasıl? Mezun altyapı ağı nasıl? Yurtdışına gitme olanakları var mı? Hocaların ilgileri nasıl? Kulüp faaliyetleri var mı? Bunlarla ilgili bilgiler aldım. Şu anda Cerrahapaşa’dayım. Pişman olmadım hiç. Yine olsa yine tıp yazarım. Rehber öğretmenler ve mezunlar okul hakkında bilgi verebilir ama asıl orada okuyan öğrencilerle konuşmalarında yarar var. Çünkü öğrenciler objektif bir değerlendirme yapıyorlar. Kötü yanlarını, iyi yanlarını anlatıyorlar. Bence puanın yettiği yere göre bir yer yazmasınlar. Önemli olan bölüm seçmek bence. Önce bölümü belirlesinler daha sonra üniversiteleri sıralasınlar. Aile baskısıyla bu bölümü yazan birkaç arkadaşımı gördüm, hala memnun değiller. Bence adaylar istedikleri yerleri yazmaları için ailelerini ikna etmeliler. Sevmeyecekleri alanı da tercih etmesinler. Ailesi okumayacak bu bölümü. Kişiye göre verilebilecek bir karar. Tercih listesi yaparken önce kendi puanına bakıp, olma ihtimali olan bölümleri de üste yazabilirler. Listeye gitmek isteyecekleri yerleri yazsınlar. Çıktığında gitmeyi düşünmeyeceği bölümü bence tercih listelerine de yazmasınlar.