Yaşar Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. İge Pırnar, kısa vadede oldukça olumsuz etkileneceği öngörülen sektörde pazar payı oldukça düşse de iş turizminin iç pazarda süreceğinin öngörüldüğünü ifade etti. Prof. Dr. Pırnar, bireysel turizm faaliyetlerinde de yine iç turizmin ön plana çıktığını belirterek, “Çünkü pandemi sürecinde yapılan çalışmalar, insanların evlerine otomobilleri ile ulaşabilecekleri yerlere ziyareti tercih ettiklerini göstermekte. Dış turizmde ise hâlihazırda görünen eğilimlerde bu yaz dönemi için Türkiye’den aylık ya da sezonluk yazlık ev kiralama taleplerinin oluştuğu görülüyor” dedi.
Oteller için korona sertifikası
Oteller bağlamında da olumlu gelişmeler beklendiğini kaydeden İge Pırnar, “Kültür ve Turizm Bakanlığının sektör temsilcilerine belirttiği yol haritasında; otellerin yarı kapasite ile mayıs sonu gibi faaliyete geçebilmeleri öngörülmekte. Koruma uygulamaları perspektifinde otel çalışanların korumalı kıyafet ile hizmet vermeleri, sahil şezlong ve restoran masa sayılarının azaltılması, açık büfelerin hizmet vermemesi, otellerde sağlık personeli sayısının artırılarak 7/24 bulunması, müşterilerin ateşlerinin ölçülerek otellere kabulü gibi kurallar bulunmakta. Otellere yönelik talebin artırılması için korona sertifikası uygulamaları da planlanmakta. Sertifikasyonun her anlamda garanti ve güvence sağlamasının özelinde, uygulamaya geçileceği belirtilen turizm işletmelerinin alacakları ‘korona’ sertifikası gibi önlemler talebi olumlu etkileyebilecek önemli uygulamalardır” diye konuştu.
Turizmin yiyecek-içecek alanında hizmet veren restoranların evlere servise yöneldiklerinin görüldüğünü hatırlatan İge Pırnar, “Bu siparişlerde pişirilmiş hazır menülerin gönderilmesinin yanı sıra kişisel taleplere özel, evde pişirilecek yemek, pizza vb. malzemelerinin gönderilmesi ve özel siparişlerin hazırlanması COVİD-19 salgınından sonra özellikle yaygınlaşmaya başladı” diyerek önümüzdeki dönemde yiyecek sektöründeki gelişmelerin bu yönde sürmesinin beklendiğini söyledi. Prof. Dr. Pırnar, turistlerin pazar bölümlendirmesi bağlamında yurt dışında yapılan çalışmaların gençlerin ve gelir durumu yüksek grupların; ileri yaşlı gruplara ve gelir durumu düşük kişilere göre bu salgında turizme daha olumlu baktığını ve seyahat etme isteğinde bulunduğunu gösterdiğini ifade etti.
Çin’de uygulamaya geçen sanal fuarcılık faaliyetlerinin ülkemizde de ulusal ve uluslararası boyutta yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. İge Pırnar, “Bu tür sanal fuarlarda; üç boyutlu sistemde ticari fuar alanları, sergiler ve stantlar gezilerek alıcı ve satıcılar sanal ortamda buluşabilmekte. Yine sanal ortamda online siparişler ve işlemler gerçekleştirilebilmektedir. Bu bağlamda, internette sanal etkinlik platformlarının kurularak, sanal ticari fuarların, sanal iş fuarlarının ve sanal kongrelerin bu platformların altında toplandığı görülmekte. Canlı webinarlar yani ağ üzerinden yapılan seminerler, dijital içerik, 7/24 sürekli müşteri ilişkileri ile desteklenen bu sistemler oldukça popüler olmaya ve klasik uygulamaların yerini almaya başladı” diyerek önerilerde bulundu.
Alınabilecek önlemler
Fuarlardan vize süreçlerine, bilet satışından müzelerin gezilebilmesine kadar birçok işlemin sanal dünyaya taşındığını hatırlatan Prof. Dr. Pırnar, turizm sektörü için alınabilecek önlemlerden bazılarını ise şöyle sıraladı: Vize vb. başvuruların ve onaylarının online ortamda yapılabilme olanağının sağlanması. Uçuşlar öncesi kısa sürede sonuçlanan COVİD-19 testlerinin uygulanarak negatif sonuçlu yolcuların uçuşa kabul edilmesi. Restoranların faaliyetlere başladığında açık hava alanlarından azami faydalanılması ve masaların aralarında en az 1 metre mesafelerle yerleştirilmesi. Otellerde, restoranlarda ve seyahat acentelerinde otomasyondan maksimum yararlanılması, hizmetlerde robotlardan yararlanılması.
Otellerde standart hijyen prosedürlerinin yanı sıra belirli aralıklarla virüse etkili sertifikalı dezenfeksiyon işlemlerinin gerçekleştirilmesi. Dijital uygulamaların yaygınlaştığı bugünlerde; müzelerin, etkinliklerin ve kongrelerin dijital ortama taşınması ve sanal ziyaretlerin hizmete sunulması. Hastalığa karşı bağışıklık geliştirmiş turistlerin kayıtlarında bu hususun belirtilerek seyahat kolaylığı sağlanması. Yurt dışından gelen turistlere hastalığa özel tedavi, hastane bakımı güvencesinin sağlık sigortalarına eklenmesi. Salgına karşı önlemlerin alındığı, hastanelerde uygulananlara benzer şekilde insana zarar vermeyecek şekilde çeşitli dezenfeksiyon ve sanitasyon önlemlerinin sürekli alındığı, giriş-çıkışlarda yolcuların ateşlerinin ölçüldüğü, maske ve eldiven türü kişisel korunma ihtiyaçlarının kolayca bulunduğu ve sosyal mesafe kuralları uygulanacak şekilde kalabalıkların oluşmasının engellendiği uygulamaların havaalanlarında faaliyete geçmesi.”