Fotoğraf sanatçısı Şule Erdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2007’den beri doğum, belgesel ve profil fotoğrafçılığı alanında çalışmalar yürüttüğünü anlattı.
Son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte beklentilerin her geçen gün arttığını, bu nedenle doğum fotoğrafçılığına farklı bir boyut katmak istediğini dile getiren Erdem, 1,5 yıl süren çalışmaları sonunda, teknik bir ekiple sanal gerçekliği doğum süreçlerinde kullanmaya başladıklarını belirtti.
Şule Erdem, sanal gerçeklik (VR), artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerinin, 360 derece görüntü kaydeden kameralarla yapılan sanatsal çekimler sonucunda doğumun unutulmaz anlarını geleceğe taşımada son derece uygun olduğunu ifade etti.
Bugüne kadar sadece 2 boyutlu düzlemde izlenen video ve fotoğrafların, sanal gerçeklik teknolojisi sayesinde 3 boyuta taşındığını vurgulayan Erdem, “Doğum sırasında 360 dereceli kameralarla alınan görüntüleri özel bir programda montajlıyoruz. Daha sonra hazırlanan sanal görüntüler, kişiye özel şifreleme yöntemiyle link aracılığıyla ailelere iletiliyor.” bilgilerini verdi.
Özel gözlüklerle geçmişe yolculuk
Bu teknolojide kullanılan özel gözlüklerin istenen zaman diliminin içine girip, o anları tekrar yaşayabilme deneyimi sunduğunu dile getiren Şule Erdem, şunları söyledi:
“Sanal gerçeklikle, annelere geçmişteki anlara dönerek tekrar yaşama hissini veriyoruz. Anneler, sanal gerçeklik gözlüklerini taktığında gerçek dünya ile bağlantısı kopuyor ve tamamen sanal gerçekliğin yaratıldığı doğum anına giderek, orada olma hissini tekrar yaşıyor. Anneler, görüntüleri izlediklerinde sevinçten ağlama noktasına geliyor. Annelerin anestezinin etkisi ve heyecandan hatırlayamadıkları doğum mucizesi, sanal gerçeklikle tüm detaylarıyla yeniden yaşanabiliyor.”
Sanal gerçekliğin, hızlı akış süreci içinde ve hijyenik ortamda yapılmasının zorluklarının bulunduğuna da değinen Erdem, “Fotoğraf ve videodan çok daha farklı bir teknolojiyle doğumun sanal gerçekliğe aktarılmasını başardık. Biz buna ‘zamanda yolculuk’ diyoruz. Sanal gerçeklik gözlüğünü takan kişi, geçmişteki o anlara geri dönmekle kalmıyor, tam olarak o anı tekrar yaşıyor. Anneler, bu teknoloji ile 3 boyutlu şekilde doğumhanede ve bebeğin odasında yaşanan tatlı anları yeniden aynı heyecanla yaşayabiliyor.” değerlendirmesini yaptı.
Şule Erdem, sanal gerçeklik teknolojisinin doğumlarda kullanılmasına ilişkin patent başvurusu hazırlığı yaptığını da belirterek, “Araştırmalarımda gördüm ki henüz bu teknolojinin doğumlarda denenmiş bir örneği yok. Sanal gerçeklik teknolojisini, kendi alanımda kullanan ilk kişi olarak öncülük etmekten mutluluk duyuyorum.” dedi.
Aylar sonra doğumu tekrar yaşıyorlar
Kadın Doğum Uzmanı Bülent Alp Aydın ise annelerin doğum anılarını ölümsüzleştirmek için kullanılan son teknolojinin sanal gerçeklik olduğunu dile getirdi.
Bugüne kadar doğumun güzel anlarının fotoğrafçının bakış açısıyla görüldüğüne işaret eden Aydın, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Doğum fotoğrafçılığında, sanatçı nereyi ön plana çıkarıyorsa o anlar ölümsüzleştiriliyor. Belki anne, belki bebek çekiliyordu. Dolayısıyla sanatçının perspektifiyle doğum anları ölümsüzleştiriliyor. Ancak VR teknolojisi, anestezi doktorunun, kadın doğum doktorunun, hemşirelerin, babanın, annenin ve bebeğin bulunduğu doğum anını yeniden yaşatacak görüntüler oluşturuyor. VR teknolojisi, doğum heyecanı içinde unutulan ya da dikkat edilmeyen anları tekrar tekrar yaşatacak bir güce sahip. Bu yönüyle de doğum fotoğrafçılığından ayrılıyor.”
Bülent Alp Aydın, sanal gerçeklik teknolojisini anne adaylarının tercih etmeye başladığını da vurgulayarak, “Anneler, doğumdan 3-5 ay sonra sanal gerçeklik gözlüklerini takarak doğumu tekrar yaşıyorlar.” diye konuştu.