Sanal oyunlardaki tehlikeli içerikler, uyuşturucu ticaretinden adam kaçırmaya, soygundan mafya yapılanmasına kadar pek çok yasa dışı faaliyeti özendiriyor.
Sosyal Medya Uzmanı Deniz Unay, yaptığı açıklamada, bugün dünyanın başında “obezite” ve sosyal medya aracılığıyla “teknoloji bağımlılığı” gibi iki büyük belanın olduğunu belirtti.
70 yaşındaki insanı uyuşturucuya, 50 yaşın üzerindeki birini ise sigara ve madde bağımlısı olmaya alıştırmanın çok zor olduğunu, bütün yaş gruplarının teknoloji bağımlılığına alışmasının ise kolay olduğuna değinen Unay, sosyal medya kullanımı açısından her yaş grubunda çok farklı sıkıntıların yaşandığını ifade etti.
Çocukların eline tablet veya telefon verildiğinde onların anne ve babasından habersiz uygunsuz içerikli video ve uygulamalarını takip edebildiğini ancak bunu bilerek değil, “tıklaya tıklaya” yaptığını anlatan Unay, ailelerin bu konularda çok dikkatli olması gerektiğini kaydetti.
Sosyal medyanın yaygınlaşması ve özellikle çocukların bu mecrada sahipsiz kalmasının, bu platformda sinsi şekilde bekleyen kötü insanların harekete geçmesine sebep olduğunu vurgulayan Unay, şunları söyledi:
“Facebook, Youtube, Instagram gibi platformlarda tüm insanlık tarafından suç kabul edilen ve mücadele edilen zararlı fikir ve alışkanlıklar sanki baharda yeniden yeşeren bitkiler gibi taze ve gür bir şekilde filizlenerek bu yeni sahada yayılıyorlar. Artık kontrol etmediğimiz bu mecrada terörden tutun da şiddete yöneltme ve zararlı maddelere özendirme, çocuklarımız başta olmak üzere, toplumu tehdit edecek seviyelere geldi hatta geçmeye de başladı. Çocuklarımız ve gençlerimizin takip ettiği kendilerine sözde fenomen diyen bir grup, bu platformlarda özellikle uyuşturucuyu özendirme gibi bir misyonu yerine getirmekle meşguller. Her ne kadar emniyet kuvvetleri bu olayları takip edip gerekli adımları atsa da çok büyük olan bu alanda yapılanlar cılız kalıyor.”
“Oyunlarda algı yönetimi çok iyi yapılıyor”
Unay, bu tür özentilerin sosyal medyanın yanı sıra internette oynanan oyunlarda da var olduğuna işaret ederek, bu oyunların toplum sağlığı için tehlikeli her türlü içeriği beslediği gibi insanı yönlendirmede kullanılan algı yönetimini de çok iyi yaptığını anlattı.
Yoğun şekilde oynanan sanal çiftlik oyunlarında ürünlerin ekilip biçildiğini, bunların satılmasıyla bölümlerin geçildiğini aktaran Unay, “Bu oyunların bazılarında çiftlik ürünün uyuşturucu olduğu, onun ekilmesi, toplanması ve satılmasıyla kazanılan puanlarla seviye atlanıldığı görülmektedir. Bazı oyunların mafyaya özendirdiği, örneğin adam kaçırma, soygun ve uyuşturucu ticareti yaparak büyüme, belli bir miktar uyuşturucu alıp satmazsa seviye atlanmadığı oyun kuralı olarak belirlenmiş. Böylelikle toplum için tehdit olan bazı unsurları oyun adı altında algı yaparak aklamaya çalışıldığı ortadadır. Bu tip oyunların ardında uyuşturucu kartellerinin olduğu bilinmektedir. Ayrıca sosyal medya platformlarında uyuşturucunun çok kolay bir şekilde alınıp satılması, denetimsiz veya az denetimli olan bu ortamda çok daha kolay olmaktadır.” diye konuştu.
“Sosyal medya ve sanal oyunların kullanımını ‘merak’ etkiliyor”
Denetimin yetersizliği sonucu tehlikenin giderek arttığı bu durum karşısında öncelikle sanal platformlara sınırlama getirilmesi veya yasaklanmasının asla çözüm olmadığını vurgulayan Unay, her yaştan insanın bu konularda eğitilmesi ve bilgilendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Unay, sosyal medya etkileri ve mobil yaşam üzerine “Teknoloji bağımlılığı” konusunda uzun yıllar binlerce öğrenci, öğretmen, din görevlisi ve askerlere verdiği seminerlerde, vatandaşların sosyal medya ve sanal oyun sitelerine ait uygulamaları merak dolayısıyla kullandıklarını söylediğini aktardı.
Sosyal medyanın tehlikeleriyle mücadelede etkin bir denetim mekanizmasının oluşturulmasının önemine değinen Unay, şu görüşlerini paylaştı:
“Biz ekip olarak bunun üzerinde bir çalışma yapmaktayız. Hatta ön taslağı sunduk, gerekli adımları atıp bu konuda özellikle önleyici bir faktör olarak yapmayı planladığımız projeyi hayata geçirmek istiyoruz. Ayrıca devlet organlarının da acilen bu geniş ve denetimi zor olan mecrayı kontrol edebilecek bir mücadele kanalına ihtiyacı var. Dediğimiz gibi alan çok büyük olunca mücadele yetersiz kalabilir. Burada bizim için önemli olan mücadelenin büyüklüğünden ziyade etkisidir. Aileleri buradan uyarıyorum. Tablet, telefon ve bilgisayar çocuklarınızın bakıcısı değildir. Çocuklarımıza göz kulak olmak zorundayız. Eğer onları bilmedikleri bir ortamda savunmasız bırakırsak başlarına gelecek her türlü zarar doğrudan bizlerin ve ailelerin eseri olacaktır. O yüzden özellikle sosyal medya kullanımında geleceğimiz olan çocuklarımızı korumak ve kollamak bizlerin asli görevlerindendir.”