Michelangelo’nun heykellerin nasıl yapıldığı sorusuna cevabı şuydu: “Çok kolay. Mermerdeki fazlalıkları atıyorum geriye heykel kalıyor.”
Tabii Michelangelo gibi bir deha için gerçek başyapıtlar dahi son derece kolay olabilir. Bizim gibi her bir eserin ardındaki gizemi ve onların hikâyelerini merak eden sıradan ölümlüler için ise durum pek öyle değil.
1. Öpücüksüz öpücük: “Öpücük’’, (1882) Auguste Rodin
2. Bu boynuzlar neden? “Musa” (1513-1515) Michelangelo
Büyük sanatçı Michelangelo tamamen kendine özgü bir bakış açısıyla Hz. Musa’nın bir heykelini yaptı: Bu heykelde Hz. Musa sanatçı tarafından “boynuzlu” biçimde tasvir edildi!
Peki Michelangelo Hz. Musa’yı son derece tuhaf biçimde neden boynuzlu tasvir etmiş olabilir?
Yahudilerin kutsal metinlerinden olan “Çıkış” ya da “Mısır’dan Çıkış” olarak da bilinen Tevrat’ın ikinci kitabı olan “Eksodos”da Yaradan Hz. Musa’ya Sina Dağı’nda “10 Emir”i gönderdiğinde Hz. Musa’nın yüzüne parlaklıktan bakılamayacağı yazmaktadır.
Tabii tesadüf bu ya, burada kullanılan İbranice sözcük “parlak” anlamının yanı sıra “boynuz” anlamına da gelmektedir.
Dolayısıyla uzmanlar Michelangelo’nun bu sözcüğü “boynuz” olarak yanlış yorumladığına inanıyorlar.
3. Yoksa antik dönemdeki heykeller renkli miydi? “Augustus of Prima Porta”
Çok uzun bir süre Antik Yunan ve Roma Dönemi’ne ait heykellerin tamamen beyaz mermerden yapıldıkları düşünüldü.
Ancak gerçekleştirilen son çalışmalara göre, eserlerin bir bölümünün başlangıçta farklı renklere boyanmış olduğu, zamanla eserlerin ışık ve rüzgâra maruz kalmaları nedeniyle bu renklerin tamamen kaybolduğu düşüncesi yaygınlık kazanmaya başladı.
4. “Ne çektin be ‘Küçük Deniz Kızı’?” “Küçük Deniz Kızı”, (1913) Edvard Eriksen
Kopenhag’daki meşhur “Küçük Deniz Kızı” heykeli yapıldığından bu yana vandalizmin favori nesnesi olmaktan kurtulamayan, dünyanın en talihsiz heykellerden biridir.
Heykelin geçmişinde birçok saldırı bulunmaktadır. Heykel defalarca kırılmış, parçaları koparılmıştır. Kafası iki kez değiştirilmek zorunda kalınmıştır. Boynundaki izleri ise bugün dahi görebilirsiniz. Sağ kolu koparılan parçalarından biridir.
2006 yılının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ise en sapkın vandalizm örneklerinden biri yaşanmıştır: Heykelin eline yapay bir penis tutuşturulmuştur! Üzerine de yeşil bir boya ile 8 Mart yazılmıştır…
5. Bozuk mermerden yapılan mükemmel heykel: “Davut”, (1501-1504) Michelangelo
Michelangelo ünlü heykeli “Davut”u Agostino di Duccio isimli başka bir heykeltıraştan arta kalan “çıkma” bir mermer ile yaptı.
Heykelin ideal erkek güzelliğini yansıttığı yaygınlıkla kabul edilmiş olmasına karşın heykel aslında o denli mükemmel değil.
Öncelikle Michelangelo çalıştığı malzeme yukarıda da bahsettiğimiz gibi başka bir sanatçıdan kalan mermer olduğu için yeterli kalitede değil. Bu kalite problemi dolayısıyla heykeli tekrar tekrar yapmış ve en sonunda da pes etmiş Michelangelo…
Stanford Üniversitesi’nden Marc Levoy isimli profesör lazer teknolojisi ile heykeli incelediğinde, heykelin aslında “şaşı” olduğunu keşfetti. Kimi uzmanlara göre Michelangelo bu hatayı “kasten” yapmıştı. Amacı ise hangi yönden bakılırsa bakılsın eserin “aynı” görünmesini sağlamaktı…
6. Mermer perdenin sırrı: “Örtülü Vestal”, (19. yüzyıl) Raffaele Monti
Raffaele Monti’nin insanı gerçekliği ve tekniğiyle hayrete düşüren bu yapıtında bakirelerin yüzündeki tül örtü nasıl yapıldığı merak konusudur. Sanatçı mermere nasıl böylesine inanılmaz bir biçim verebilmiştir?
İşin büyüsünün kullanılan mermerde, özellikle de mermerin yapısında olduğunu söyleyebiliriz.
Monti tam olarak ne yapmak istediğini ve bunu nasıl yapabileceğini biliyordu fakat kendisine uygun malzemeyi bulması gerekti. Bu malzemede iki katmandan oluşan ve katmanların birinin kalın diğerinin ise şeffaf olduğu nadir bir mermer türüydü.
Şeffaf parçayı yüzeyi boyunca oyan sanatçı, kalan kısımlardan bu tül örtü görüntüsünü vermeyi başardı. Ne diyelim, gerçek bir ustalık!
7. Güzellik katan kusur: “Semadirekli Nike”, (M.Ö 2. Yüzyıl)
Yunan mitolojisinde zafer tanrıçası olan Nike’nin bu görkemli heykeli Fransız konsolos ve amatör arkeolog Charles Champoiseau tarafından 1863 yılında Semadirek Adası’nda bulundu.
Heykel Paros Adası’nın altın sarısı mermerinden, deniz tanrılarına sunak olarak yapılmıştır. Bazı araştırmacılar ise heykelin Yunan filosunun deniz zaferlerini anmak için yapıldığını söylemektedirler.
Heykelin kaybolan başının ve kolları dolayısıyla tekrar orijinal hâline getirilmesi için sayısız uğraş verilmiştir ancak başarılamamıştır. Tanrıçanın sağ elinin havada olduğu ve muhtemelen zaferini temsil eden bir kupa ya da çelenk gibi bir nesne tuttuğu tahmin edilmektedir.
Heykel bu açıdan kusurlu da olsa bu kusur onun güzelliğine ve heybetine katkıda bulunmaktadır.
8. Dünyanın en gizemli heykeli: “Ölüm Öpücüğü”, (1930)
Barselona Poblenou mezarlığındaki dünyanın en gizemli heykeli “Ölüm Öpücüğü”nün yaratıcısı hâlâ bilinmemektedir. Eserin Jaume Barba ya da Joan Fonbernat’a ait olduğu iddiaları ise en güçlü olasılıklardır.
Eser ayrıca Ingmar Bergman’ın “Yedinci Mühür” filmine ilham kaynağı olmuştur.
9. “Venüs de Milo”, (M.Ö. 130-100) Antakyalı Alexandros
Antakyalı Alexandros tarafından yapıldığı düşünülen Venüs heykeli Paris’teki dünyaca ünlü Louvre Müzesi’nin en ünlü heykellerden biridir. Heykel Yunan adası Milos’ta 1820 yılında bulunmuştur.
Keşfedildiğinde, heykel iki büyük parçaya ayrılmış durumdaydı. Sağ eli yere düşen elbisesini tutuyordu. Sol elinde ise bir elma vardı…
Heykeli gören bazı Fransız donanma subayları, eserin tarihsel değerini anlayarak, heykeli adadan götürmeye karar vermişlerdir. Heykelin gemiye taşınması sırasında ise yükü taşıyan hamallar arasında kavga çıkmış ve heykelin kolları tamamen tuz buz olmuş.
Bunun üzerine heykel şu anki mevcut görüntüsünü almış…
Onedio IQ’yu Facebook’tan takip etmeyi unutmayın!