Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Covid-19’a karşı 10’u aşkın ülkede 166 aşı çalışmasından söz ediyor. Bunların 20’yi aşkını klinik araştırma aşamasını geçti ve insanlar üzerinde deneniyor.
İngiltere’de Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca ortaklığıyla geliştirilen aşı da bunlardan biri.
Oxford Üniversitesi’nde bu çalışmayı yürüten 300 kişilik ekibin başında aşı uzmanı Prof. Sarah Gilbert yer alıyor.
Gilbert, “aşı geliştirmede normalde beş yıl alacak birçok aşamanın dört ayda kat edildiğini” söylüyor.
İnsanlar üzerinde yapılan deneylerde alınan ilk sonuçlar, aşının güvenli olduğunu ve virüse karşı bağışıklık geliştirdiğini gösteriyor.
Bu bulgular aşının bu yıl sonunda hazır olacağını garanti etmese de bağışıklık kazandırma konusunda başarıya daha da yaklaşıldığına dair umut verici bulunuyor.
Klinik deney ve insanlar üzerinde denenme aşamasında olan diğer aşıların da olduğunu göz önünde bulundurursak Oxford ekibinin sıkı bir rekabetle karşı karşıya olduğu söylenebilir.
Sarah Gilbert kimdir?
Prof. Gilbert, koronavirüs aşısı çalışmasında başı çekiyor. Oxford Üniversitesi’ndeki ekibi, İngiliz-İsveç ilaç şirketi AstraZeneca ile ortak yürüttüğü araştırmada şu an 1077 kişi üzerinde aşıyı deniyor.
Gönüllüler üzerinde yapılan ilk denemelerin başarılı olduğuna ve bağışıklık sistemlerinin güçlü tepki verip koronavirüs ile savaşacak antikorlar ve T hücreleri ürettiğine dair haberler yayıldığında Prof. Gilbert bilim alanında bir gecede ün kazandı.
Bu ilk sonuçların uzun vadeli koruma sağlayıp sağlamayacağı henüz belli olmasa da, veriler umut verici görülüyor ve daha geniş denemeler üzerinde çalışılıyor.
Gilbert bir anda medyanın ilgisine ve çok sayıda mülakat taleplerine maruz kaldı. Oysa o da çoğu meslektaşı gibi kameralardan uzak ve göreceli bir anonimlik halinde işini yapmaya alışmış. Ancak dünyanın önde gelen aşı uzmanlarından biri olarak meslektaşları arasında tanınan bir isim.
Gilbert 20 yılını laboratuvarlarda araştırma yapıp aşı geliştirmeye ve gelecekteki projelerine fon bulmaya adamış.
Genç bilim insanı
Prof. Gilbert tıp araştırmalarına hep ilgi duyduğunu, ama 17 yaşındayken işe nereden başlayacağına dair bir fikrinin olmadığını söylüyor.
Önce East Anglia Üniversitesi’nde biyoloji diploması almış, sonra biyokimya üzerine doktora yapmış. Ardından biyoteknoloji endüstrisi üzerine araştırmalarını yoğunlaştırıp ilaç üretimi konusunda bilgi sahibi olmuş.
1994’te Oxford Üniversitesi’nde kıdemli araştırmacı olarak göreve başlayıp genetik, parazitler ve sıtma konusunda çalışmalar yürütmüş.
Araştırmaları onu aşı geliştirmeye yöneltmiş.
Çalışan anne
Prof. Gilbert 1998’de üçüz çocuk sahibi olmuş. Bir yıl sonra da üniversitede öğretim üyesi olarak işe başlamış.
“İş ile özel yaşam arasında denge kurmak çok zor” diyor. “Hiç destek almayınca imkansız gibi görünüyor. Üç çocuğum vardı ve kreş masrafı aldığım maaştan fazlaydı.”
Bunun üzerine partneri kendi kariyerine ara verip çocukların bakımını üstlenmiş, ama o dönem zorlandığını söylüyor Prof. Gilbert.
“Sadece 18 hafta doğum iznim vardı. Prematüre doğan üç bebeğe bakmak zorundaydım. Çok stresliydi” diye anlatıyor.
Fakat bilim insanı olmanın en iyi yanlarından birinin, bazen işler karmaşıklaşsa da uzun saatler boyunca çalışmak gerekmemesi olduğunu söylüyor.
2004’te Prof. Gilbert üniversitede araştırmalara başlamış ve 2007’de de Londra merkezli araştırma kuruluşu Wellcome Trust vakfında grip aşısı çalışmalarına yönelmiş. Vakıf ona kendi ekibini kurması için fon sağlamış.
Aile desteği
Üçüzler büyüdüğünde Prof. Gilbert işlerinin biraz daha kolaylaştığını söylüyor. “Şu an bir laboratuvarın başında olsam da madalyonun diğer yüzünü de gördüm” diyor.
Çocukları şimdi 21 yaşında. Üçü de anneleri gibi biyokimya okuyor. Ayrıca Covid-19’a karşı aşı geliştirme çalışmalarına da ilgi gösterdikleri için Oxford’daki aşı denemelerinde gönüllü denek olmuşlar.
Prof. Gilbert, 18-55 yaş grubundaki sağlıklı insanlar üzerinde aşıyı denemeleri gerektiğini, yeterli sayıda gönüllü bulmayı umarken aileden aldığı ekstra yardımdan memnun olduğunu söylüyor.
“Bu tür aşıları daha önce de çok denedik, bu yüzden şaşırtıcı bir sonuç beklemiyoruz” diyerek aşı denemesinden kaygılı olmadığını belirtiyor.
Şu an için en önemli şeyin “klinik deneyler üzerinde yoğunlaşmak ve imalat sürecini hızlandırmak”, böylece pandeminin yayılmasını durdurmak olduğunu söylüyor.