144 global şirket arasındaki açık bir taahhüt olan Siber Güvenlik Teknoloji Anlaşması, sivil kişileri siber arenada korumak, güçlendirmek ve siber alanın güvenliğini, istikrarını, esnekliğini artırmak için geliştirildi. 100’den fazla ülkede faaliyet göstererek dijital dönüşümün lideri Schneider Electric, anlaşmanın temel ilkelerini destekleyeceklerini duyururken siber güvenlik riskleriyle ve zorluklarıyla yüzleşmek için hükümetler, müşteriler ve iş ortaklarıyla yakın çalışmalarını sürdürmeye devam edeceklerinin de altını çizdi.
Schneider Electric Dijital Güvenlik ve Global CISO Kıdemli Başkan Yardımcısı Christophe Blassiau konuya ilişkin şu şekilde konuştu; “Kötü niyetli kişi ve kurumların, siber saldırılar gerçekleştirmek için sınırsız zamana, kaynaklara ve finansmana sahip olduğu yeni bir gerçeklik ve jeopolitik şartlarla karşı karşıyayız. Daha yeni, daha yenilikçi ve giderek daha tehlikeli hale gelen tehditleri yönetmek, tek bir şirket, endüstri ya da bölgeyle sınırlanamaz. Dolayısıyla hem eski hem de yeni teknolojilerin en gelişmiş siber tehditlere dayanabileceğinden emin olmak için dijital ekosistemin açık ve üretken diyaloglara sahip olması, saldırılar konusunda şeffaf olması ve yeni yaklaşımların gelişimi konusunda iş birliği yapması çok önemli. Biz de mevcut çalışmalarımızın yanı sıra Siber Güvenlik Teknoloji Anlaşması’na katılarak, siber saldırıların tespit edilmesi, önlenmesi ve bunlara karşılık verilmesine yardımcı olmak için dünyanın dört bir yanındaki endüstri liderleriyle iş birliğimizi güçlendirmekten gurur duyuyoruz.”
Siber Güvenlik Teknoloji Anlaşması’na katılan şirketler arasında, Schneider Electric’in yanı sıra küresel siber ortamın güvenliği için faaliyet gösteren Cisco ve Microsoft gibi önde gelen kurumlar da bulunuyor. Bu kurumlar, uçtan buluta kadar gelişim yolculuğunun her seviyesinde siber güvenlik önlemlerinin uygulandığından emin olmayı amaçlayan dijital yenilik projelerinde pek çok defa birlikte çalıştı.