Daracık sokaklarda bulunan birbirinden güzel tarihi cumbalı Rum evleri, yemyeşil ağaçlar arasında çiçekleri, masal diyarından fırlamış gibi rengârenk taş evlerinden dönüştürülmüş çok sayıdaki butik otelleriyle Cunda adası Türkiye’nin nadide tatil yörelerinden bir tanesi… İşte size Cunda’da gezilecek yerler…
Taksiyarhis Kilisesi – Rahmi Koç Müzesi
Öncelikle adanın merkezine girer girmez sizi karşılayan, 1873 yılında Rum Ortodoks cemaati tarafından inşa edilen Taksiyarhis Kilisesi’ni ve onun içerisinde yer alan Rahmi Koç Müzesi’ni mutlaka gezin. İlk olarak Metropol Kilisesi olarak inşa edilen 2011 yılında Rahmi Koç tarafından müzeye dönüştürülen kilise adanın en önemli anıtsal yapısı konumunda. Müze içinde tüm dönemlere ait endüstri ve mühendislikle ilgili objeler, ev ve tekne maketleri, zaman ölçüm aletleri, çocuklar için küçük bisikletler, arabalar ve scooterlar, teneke oyuncaklar gibi birbirinden ilginç ve görülesi eserler yer almakta…
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı
Eskiden bir kilise olan ve 2007 yılında Rahmi Koç tarafından restore edilen Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı için Cunda’nın tek manzaralı yeri diyebiliriz. 1500’ün üzerinde kitabı bulunan kütüphane aynı zamanda kafe olarak da hizmet veriyor. Burada manzara eşliğinde kahvenizi yudumlarken aynı zamanda istediğiniz kitabı okuma şansına erişiyorsunuz. Cunda’ya gelmişken burayı es geçmek olmaz.
Karadeniz Pastanesi
Bir pastanenin her şeyi mi güzel olur. Karadeniz Pastanesi’yse cevabınız evet olur. Burada herhalde hayatımda yediğim en iyi trileçeyi yemiş olabilirim. Bademli keşkülü, sakızlı kurabiyesi ve lor tatlısı da buranın spesiyallerinden. Her şeyi taptaze ve o kadar hafif ki yedikçe yiyesiniz geliyor. Ayrıca sabahları da birbirinden güzel seçenekleriyle kahvaltı hizmeti de veriliyor.
Taş Kahve
Cunda’nın olmazsa olmazlarından. Cunda’ya gelip buraya uğramadan giden pek olmamıştır sanırım. Adı üstünde taş bina içerisinde yer alan mekanın kahveleri leziz mi leziz. Özellikle damla sakızlı kahvesi denenmesi gereken başlıca kahvelerinden. Dışarda oturduğunuzda deniz manzarasına karşı kahvenizi yudumlayabilir veya içerde yüksek tavanlı, tahta masalar ve geniş renkli camları arasında nostaljik bir deneyim yaşayabilirsiniz.
En iyi kahvaltı yeri: Cook Point
Cunda Adası’na özgü tatlardan oluşan yerel lezzetleriyle burası tam bir kahvaltı cenneti. Servis ettikleri tüm ürünlerin organik ve mevsimlik olması, taptaze ada otlarını kullanması ve sundukları ekşi mayalı ekmeklerini kendileri yapması buraya gitmek için yeterli diye düşünüyorum. Yani anlayacağınız her şeyin en doğalı burada. Kahvaltısının iyi olduğunu duyduğum Artizan Bakkal ve Pino’ya gitmedim ama zamanınız olursa buraları da deneyebilirsiniz.
Vino Şarap Evi
Adı üstünde şarap severler buraya! Ama ben daha çok tatlı şarap sevdiğim için burada kendimi ev yapımı likörlere boğdum diyebilirim. Likörler o kadar lezzetliydi ki kendimi altı-yedi bardak içmekten alıkoyamadım. Ayrıca Sangriaları da oldukça başarılıydı. Hele ki güler yüzlü çalışanları o kadar sıcak ve sevecendi ki acaba bütün gün burada mı otursak diye düşünmedik değil. Kokteyl sevenler için ise adanın en güzel kokteyllerini yapan Orman Coffee & Cocktail’i kesinlikle öneriyorum.
En iyi akşam yemeği Ayna Cunda
Taş Kahve’nin hemen arkasında bulunan ve fine dining hizmeti veren bu restoranın lezzetlerinin hala tadı damağımda… Cunda’ya bir daha gitme nedenlerim arasında bu restoran da yer alabilir o kadar iddialılar. Biz Karides Sakanaki, Lorlu Rulo Börek, Şımarık Pilav, Asma Yaprağında Sardalya ve Sahanda Domates Soslu Köfte yedik. Şu an bile yazarken ağzım sulanıyor. Mutlaka ama mutlaka gidilmeli!
Ayna’nın dışında önerebileceğim restoranlardan Bay Nihat‘ın mezeleri çok iyi ama fiyat olarak rakiplerine göre biraz pahalı. Bunu ben değil bütün ada halkı da söylüyor. Ama yine de ben iyi lezzet arıyorum parası önemli değil diyorsanız o zaman burayı size gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Teos restoran da manzara ve iskele üzerinde olmasından dolayı başka bir alternatif seçeneği olabilir ama mutfağını pek başarılı bulmadık. Cundo Uno’yu da herkes İtalyan restoran olarak önerse de yemeklerini pek lezzetli bulmadığımı söylemeliyim. Benim gidemediğim ama aklımda kalan restoranlardan Lal Girit Mutfağı, Cunda Boncuk, Deniz ve Yakamoz Restoran bir dahaki gidişimde deneyeceklerim arasında…
Plaj için en iyi yer Ada Camping
Bilenler bilir Ayvalık’ın denizi buz gibidir ve soğuk deniz sevenler buraya geldiklerinde pek denize girmek istemezler. Ama Cunda’da Ortunç Koyu beni bu konuda oldukça şaşırttı diyebilirim. Denizi sanılanın aksine girilebilecek ısıdaydı hem de Haziran başı olmasına rağmen. Bu koyun en güzel plajı da Ada Camping’te yer alıyor. Aslında burada insanlar kamp yapmak amacıyla konaklama yapıyor ama dışarıdan da belirli bir ücret karşılığı misafir kabul ediliyor.
En iyi konaklama YundAntik Cunda Konakları
Yazının başında da belirttiğim gibi keyif ve huzur arayanlar için Cunda en iyi adres olacak diye. Tabii bunun için de konakladığınız yerin önemi büyük. Eskiden bir konak olan şimdi ise otele çevrilen YundAntik Konakları’nda rahatınız için her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. En büyük amaçları kendinizi evinizde hissettirmek. Cunda’nın hemen merkezinde yer alan otelin kapısından içeri girer girmez kalitesi hemen fark ediliyor. Temizliği, konforu, güler yüzlü çalışanları, kahvaltısı ve hizmet kalitesi ile bizim gönlümüzü fethetti. Farklı konaklama seçeneği olarak Cunda Fora Hotel ve Cunda Labris Hotel de diğer alternatifler arasında düşünülebilir.