Kısaca Tekfur Sarayı
İstanbul’un fethinden sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun Tekfur Sarayı’nı kullanmak yerine tarihi yarımadada yeni bir saray inşa ettirmesi üzerine git gide önemini yitiren Tekfur Sarayı aslında Doğu Roma İmparatorluğu’nun en önemli idari yapılarından biriydi. İnşa tarihi her ne kadar kesin olarak bilinmese de sarayın eski adının ‘Porfirogenitus’ olmasından ötürü bu isimle anılan Bizans İmparatoru 7. Konstantin tarafından yapıldığını düşünenler mevcut. Sarayda görülen mimarı üslup dolayısıyla sarayın 12. Yüzyılda Blaherna Saray Kompleksi’nin bir kısmı olarak eklendiğini düşünenler de var.
Ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmese de 12. Yüzyıldan sonra sürekli kullanılan bir saray olduğunu bilmekteyiz. Ancak bir sonraki yüzyılda Latin istilasında şehrin talan edilmesinden sonra büyük yara alan saray git gide önemini yitirdi. Latinlerin elinden tekrar Bizans’a geçen Tekfur Sarayı daha sonrasında İstanbul’un fethi esnasında Türklerin İstanbul’da Bizans’tan aldığı ilk önemli yapı olduğunu da hatırlatalım.
Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetindeki ilk yıllarında atıl durumda olup ahır olarak kullanılan sarayda sonraki yüzyıllarda çini üretimi başladı. Ancak sürekli bir şekilde kullanılmaması sonucu tekrar atıl hale gelen saray geçtiğimiz yüzyılda onarım gördükten sonra günümüzde de muhteşem bir müze olarak karşımıza çıkıyor.
Kaşıkçı Elması efsanesi
Tekfur Sarayı’nı içinde bulunduran Blaherna Sarayı Kompleksi geniş bir alanı kapsamaktaydı. Günümüzde Topkapı Sarayı’nda sergilenen 86 karatlık Kaşıkçı Elması da sarayın çöplüğü olan Eğrikapı çöplüğünde bulunduğu iddia edilir.
Porfirogenitus
Sarayın eski isimlerinden biri olan Porfirogenitus kelimesinin tam karşılığı ‘mor odaya doğan’ demek. Doğal yollarla elde edilmesi en zor renklerden olan mor rengini kıyafetlerinde ve yakın çevrelerinde ancak imparatorlar ve aileleri bulundurabiliyordu. Dolayısıyla mor odaya doğanlar ancak babası imparatorluk görevindeyken dünyaya gelen prenslerdi. Ne kadar güzel bir anlamı var değil mi? Sadece Kariye Müzesi ve Tekfur Sarayı’yla kalmayıp bölgeyi daha detaylı gezmek isteyenleri daha önce yine Hürriyet Seyahat için kaleme aldığım Sulukule, Ayvansaray ve Karagümrük yazıma davet ediyorum.
Müze ziyareti
Tekfur Sarayı’nın haftanın her günü sabah 09.00 ile akşam 18.00 arasında ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Eğer Kariye Müzesi’ni de gezmek istiyorsanız orada MüzeKart ile giriş yapabilirsiniz. Belirtmeliyim ki Tekfur Sarayı inanılmaz temiz ve düzenli, özellikle yurt dışından gelen misafirlerinizi göze çok güzel hitap eden bu yeni müzemize götürebilirsiniz.