◊ Nasılsın Coco? Boşanmanın ardından kendini nasıl hissediyorsun?
– İyiyim. İyi hissediyorum.
◊ Evliliğiniz boyunca sürekli boşanacağınız yönünde söylentiler çıkıyordu, sonunda gerçek oldu. Neden böyle dedikodular çıkıyordu?
– Adı üzerinde; dedikodu. Ben özel hayatımı anlatmayı sevmediğimden, hiçbir zaman dedikodularla ilgili konuşmadım. O dedikoduların çıktığı dönemde de biz çok mutluyduk.
◊ Sonra ne oldu peki? Sevgi mi bitti?
– Aslında sevgiyle ilgili bir problem yoktu. Evliliğim boyunca Serdar’ı çok sevdim. Hâlâ da seviyorum.
◊ Hâlâ seviyor musun?
– Tabii ki. Aramızda kötü hiçbir şey yok. Biz gerçekten çok iyi arkadaşız. Evlendiğimizde birbirimizi seviyorduk, boşandık hâlâ birbirimizi seviyoruz. Sorun bu değildi.
◊ Neydi peki?
– Belli bir sebep yok. Biz sadece boşanmanın ikimiz için de en iyi karar olduğunu düşündük.
◊ Boşanma kararını kim verdi? Sen mi, yoksa Serdar mı?
– Ortak karar aldık. Oturup konuştuk, ikimiz de bu durumu kabul ettik.
◊ Üzgün müsün boşandığın için?
– Evliliğimiz yürümediği için elbette üzgünüm. Birisine ömür boyu bir taahhütte bulunuyorsunuz, sonsuza dek birlikte kalmayı planlıyorsunuz. Maalesef, hayat her zaman istediğiniz gibi plan yapmıyor. Ama şu an istediğim zaman arayabileceğim, konuşabileceğim bir dostum var.
SİNİR KRİZİ GEÇİRMEDİM HASTALANDIM, HASTANEYE KALDIRILDIM
◊ Boşanma davasını duruşmadan sadece bir gün önce öğrendiğin, sinir krizi geçirip ağladığın şeklinde haberler çıktı…
– Aslında sinir krizi geçirmedim. Bu dünyada ilişkiler sadece eşler arasında değil. Etrafta sizi izleyen milyonlarca insan var. Tüm kişisel anlarımı herkesle paylaşıyorum ve bu bazen zor olabiliyor. Boşanmaya karar verdiğimizde, çevreden çeşitli tepkiler geldi. Ben de buna tam olarak hazır değildim. Yani herkesin buna yorum yapmasına. Üzerimdeki baskıdan dolayı hastalandım ve hastaneye kaldırıldım. Midemle ilgili sorunlar yaşadım ve serum takıldı. Bu durum sinir kriziyle alakalı değildi. Sorunun ne olduğunu biliyorduk, bu stresten ve baskıdan dolayı olmuştu.
◊ Evliliğinizde ilk sorunlar ne zaman yaşanmaya başladı?
– Her ilişkide sorunlar vardır, herkes tartışır. Ama ne yazık ki her sorun çözülemez…
◊ Serdar’ın hastalığı evliliğinizi olumsuz etkiledi mi?
– Serdar, onu tanıdığım ilk günden beri hastaydı. Yeni hastalanmadı. O yüzden bu durumun bizim ilişkimizde problem olduğunu söyleyemem. Onun için zordu; sonuçta konser veriyor, yoruluyor. Ama tabii benim için de zordu; birini sevdiğin zaman onu öyle görmek istemiyorsun.
YAŞ FARKINA HİÇBİR ZAMAN TAKILMADIM
◊ Serdar hastalığı nedeniyle pek seyahat edemiyor ama sen gezmeyi çok seviyorsun. Bu durum ilişkinizde sorun yaratıyor muydu?
– Aslında dedikoduların çıkmasının sebeplerinden biri de buydu. Çünkü insanlar “Kız gidiyor, Serdar niye gitmiyor” diyordu.
◊ Sen istemiyor muydun gelmesini?
– Tabii ki istiyordum. Ama anlayış gösterdim. Sorun çıkarmadan kabul ettim. Ben dünyayı gezmek, bir şeyler yapmak istiyordum. İnsanlar buna anlam veremiyordu. Ailemi de özlüyor ve sık sık ülkeme gidiyordum. Sonuçta 19 yaşındayken dilini bile bilmediğim bir ülkeye geldim. Kimseyi tanımıyordum.
◊ Aranızdaki 22 yaş problem miydi peki?
– Ben hiçbir zaman aramızdaki yaş farkına takılmadım. Bence aşkın yaşı, dini ve dili olmaz. Biz bunun en güzel örneğiydik.
◊ Öyleyse bardağı taşıran en son damla ne oldu?
– “Son damla” diye bir şey yoktu aslında. Hayat insana çok şey öğretiyor. Benim, yaşadığım motosiklet kazasından sonra öğrendiğim en büyük şey şu oldu; her şeyin bir sebebi vardır.
KAZA SIRASINDA MOTOSİKLETİ KULLANAN SEVGİLİM DEĞİL, KIZ ARKADAŞIMDI
◊ Geçen yıl Miami’de motosiklet kazası geçirdin…
– Evet. Çok büyük bir kazaydı.
◊ Nasıl oldu o? Bir sevgilin olduğu ve kaza yaptığın motosikleti de sevgilinin kullandığı yazıldı…
– Miami’ye çalışmaya gitmiştim. İkinci ya da üçüncü gündü. Motoru arkadaşım kullanıyordu.
◊ Erkek arkadaşın mı?
– Kız arkadaşım. Kesinlikle! Kız arkadaşımın kullandığı bir Vespa’ydı. Ben arkadaydım. Bir anda bir araba geldi, çok yaklaştı. Arkadaşım direksiyonu kırdı. Kaldırıma çarparak uçtuk. Bayılmışım orada.
◊ Bir kadın 911’i arayıp “Ceset düştü buraya” demiş galiba…
– Etrafımızda evler vardı. İnsanlar yanımıza gelmiş. Bir kadın ambulans çağırıp öyle demiş. O zaman baygındım ben. Uyandığımda acildeydim. 52 tane kırık ve çatlak vardı vücudumda.
◊ Kaç gün kaldın hastanede?
– 1 hafta kaldım. Sürekli morfin ve ağrı kesici veriyorlardı. Ağrılarım dayanılmazdı. Yürüyebileceğimden bile emin değildim. Belim kırılmıştı.
◊ Serdar niye gelmedi yanına?
– Serdar’ın hasta olduğunu biliyorsun Cengiz. Kendini iyi hissetmiyordu. Kazayı duyduğunda gerçekten paniğe kapıldığını ve strese girdiğini düşünüyorum. Bilirsin iyi değil. Aynı zamanda yapacak çok işi vardı. Konser vs…
◊ Ama ölümden dönmüşsün. İnsan ne yapar eder gelir. Serdar gelmediği için üzüldün mü?
– Elbette kocamın yanımda olmasını isterdim. Orada bulunan harika arkadaşlara ve aileme minnettarım.
◊ Bu kaza hayatında bir kırılma noktası mı oldu?
– Evet. Kazadan sonra iyileştiğimde hayata bakış açım değişti.
◊ Belki hayatını da değiştirmek istedin ve eşini de değiştirdin…
– (Gülüyor)
◊ Boşanmanda ve radikal kararlar almanda kazanın etkisi olmuş mudur gerçekten?
– Belki beni biraz değiştirdi. Belki de bu yüzden kararlar aldım. Böyle bir şeyle karşılaştığınızda gerçekten sizi değiştiriyor olaylar.
◊ Serdar yanında olsa, uçağa atlayıp Miami’ye gelse değişir miydi bir şey? Evliliğin sürer miydi?
– Hayır. O hastaydı, gelemezdi. Yani ona hak verdim.
◊ Bu evlilikte hep sen ona hak verdin. O sana aynı şekilde yaklaşıyor muydu?
– Bu soruyu ona sorman lazım.
AİLESİNİ HÂLÂ AİLEM GİBİ GÖRÜYORUM
◊ Boşanma duruşmasından sonra adliyeden Serdar’la el ele çıktınız…
– Evet.
◊ Ama sonra Serdar’ı sosyal medyada takip etmeyi bıraktın. Neden?
– Yapmadım.
◊ Yapmadın mı?
– Yapmadım. Cengiz, bu sorular çok zor. Cevap vermeye korkuyorum. Aslında kimseyi takibi bırakmadım. Serdar’ın annesini, bütün aileyi takip ediyorum. Serdar’ın ailesini çok seviyorum. Hâlâ kendi ailem gibi görüyorum onları.
◊ Ama bir tek Serdar’ı takip etmiyorsun…
– Instagram’dan takip edip etmemek bizim aramızın iyi ya da kötü olduğunu göstermez. 7.5 yıl boyunca olduğu gibi ilişkimiz saygı çerçevesinde devam ediyor.
◊ Neden bu kararı aldın?
– Soruların bu kadar zor olacağını beklemiyordum. Cevabım yok.
◊ Serdar’ın ailesiyle görüşüyor musun hâlâ?
– İrlanda’dan yeni geldim. Hiç kimseyi görmedim daha. Tabii ki sürekli konuşuyoruz telefonda. Hiçbir sorun yok. Ben onları hâlâ ailem gibi görüyorum.
◊ Serdar’la görüştün mü geldikten sonra?
– Konuştuk ama yeni geldiğim için görüşmedik daha.
◊ Buluşacak mısınız?
– Bakalım. İnşallah. İnşallah iyi arkadaş olacağız. İnşallah hepimiz mutlu olacağız. Tek istediğim sağlık ve mutluluk ikimiz için.
SADECE KOCAM DEĞİL ARKADAŞIM, KARDEŞİM HER ŞEYİMDİ
◊ Evliliğiniz kaç yıl sürdü?
– 5 sene. Ondan önce de 2 yıl süren bir beraberliğimiz var.
◊ Serdar’sız ilk gece ne yaptın?
– Aslında boşandıktan sonra yine aynı evdeydik. Annem geldi. Beraber yemek yedik.
◊ Hiçbir şey değişmedi yani…
– Çünkü Serdar benim sadece kocam değil, aynı zamanda arkadaşımdı, kardeşimdi, her şeyimdi. Boşandık diye bunlar bitmedi.
◊ “Her şeyim oldu” diyorsun. İyi bir eş olamadı belki de…
– Yok. İyi eş oldu ama ben boşanma sonrası için konuşuyorum. O yüzden büyük bir şey değişmedi diyorum.
◊ Boşandıktan sonra tek başına iki günlüğüne Dubai’ye tatile gittin.
– Bu yeni. Yaklaşık 1 hafta önceydi.
◊ Yalnız başına mı gittin?
– Hayır. Arkadaşlarımla gittim.
◊ Kafa dağıtmak için mi gittin?
– Tatil için gittim ama söylenenler karşısında şoke oldum. Herkes “nasıl tatile gidebilir” dedi. Neden? Hem yaz hem ben de insanım yani. Herkes tatil yapıyor, ben niye yapmayayım?
HİÇBİR ZAMAN İHANET OLMADI
◊ Evliliğinizde bir ihanet olayı yaşandı mı? Aldatma oldu mu?
– Hayır. Olamaz!
◊ Hiçbir zaman olmadı mı?
– Asla olmadı. Gayet iyi anlaşıyorduk. Hiç sorunumuz yoktu.
◊ En büyük kavganız neydi? Neden kavga ederdiniz?
– Saçma sapan şeylerden.
◊ Hayatındaki ilk erkek arkadaşın mı Serdar?
– Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.
◊ Niye?
– Çünkü gelecek ve güzel şeyler hakkında konuşmak istiyorum.
◊ Hamile olduğun ve Serdar baba olmak istediği halde senin bebeği aldırdığın iddiası vardı. Hiç hamile kaldın mı?
– Bu da başka bir dedikodu. Herkes benim çocuk sahibi olmak istemediğimi söylüyordu. Ben çocukları seviyorum. Biz çocuk sahibi olmadık, çünkü onun işleri çok yoğundu. Sadece doğru zaman değildi.
◊ Doğru zamanı bulamadınız…
– Evet. Hepsi bu.
◊ Serdar istiyor muydu çocuk?
– Doğru zamanda istiyordu.
AİLEM DE ÜZÜLDÜ
◊ Annenle baban ne dedi boşanma ve Türkiye’de kalma kararına?
– Ailem bana ne yapmam gerektiğini söylemez. “Bu kararı vermek zorundasın” gibi şeyler söylemezler. Onlar her zaman bana “Mutlu olduğun sürece her kararında yanındayız” derler. Bu kadar. Onlar da Türkiye’yi seviyor ve her yıl geliyorlar. Serdar’ı da seviyorlar tabii. Onu 8 yıldır tanıyorlardı. Ailem, kızları bu durumu yaşadığı için üzgündü. Ve her şeyin yoluna girmesini umuyorlardı. Her aile bunu ister, değil mi? Çıkan haberler onları da üzdü.
TÜRK VATANDAŞI OLMAK İÇİN BAŞVURUDA BULUNACAĞIM
◊ Bundan sonra ne yapacaksın? Yeni bir film mi çekeceksin?
– Film projelerim var, defilelerim var, detoks içeceklerim var. Onlarla ilgileniyorum. Ben bu ülkeye 8 senemi verdim. Burayı evim gibi görüyorum. İnsanları seviyorum, kültürü seviyorum. Birisiyle olup olmamam önemli değil.
◊ Burada oturma ve çalışma izni almak için, Türk vatandaşı olmak için evli olduğun dönemde başvuru yapmamışsın. Neden?
– Neden yapmadım… Çünkü telaşlıydım.
◊ Şimdi çalışma iznin var mı?
– Türk vatandaşı olmak için başvuruda bulunacağım. Burada yaşamaya devam edeceğim. Büyük markalar için koleksiyon teklifleri geliyor.
TEK BAŞIMA MUTLUYUM
◊ Şu an Serdar ile aynı evde misiniz?
– Hayır. Tek başıma mutluyum.
◊ Serdar’ın ileride bir kız arkadaşı olursa, üzülür müsün?
– Serdar için istediğim tek şey mutluluk ve sağlık.
◊ Artık boşanmış güzel bir kadınsın. Çapkın erkekler seni rahatsız etmeye başladı mı?
– Ben şu anda sadece işlerime bakıyorum. Yalnızca iyi ve mutlu olmak istiyorum.
◊ Yeniden evlenir misin?
– Bunu hiç düşünmedim. Bilmiyorum.
BANA 500 BİN LİRA TEKLİF ETTİĞİ İDDİASI ÇOK KOMİK
◊ Anlaşmalı boşandınız Serdar’la…
– Evet.
◊ Ondan nafaka ya da ev, araba gibi herhangi bir maddi talepte bulunmadın mı?
– (Sessizlik)
◊ Var, söylemiyorsun.
– Bununla ilgili haberlere çıkmak istemiyorum. Güzel yıllar geçirdik. Her şeyde hemfikir olarak boşandık.
◊ Şöyle de bir dedikodu vardı; 1 yıl daha evli kalabilmek için sana 500 bin lira teklif etmiş…
– Çok komik. Bunları gördüğümde sadece gülüyorum. Öyle bir şey yok.
◊ Şimdiki hayatına 10 üzerinden puan versen…
– Belki 9 olabilir ya da 10.
◊ 9 mu yoksa 10 mu?
– 9! Sanırım her durumda 10 olması biraz zor…
◊ Yeniden bir araya gelme ihtimaliniz var mı?
– Cevap veremiyorum. İkimiz için de böylesi daha iyi.
◊ O zaman sana yeni hayatında mutluluklar…
– Teşekkür ederim.
ROLÜM İÇİN TANGO ÖĞRENDİM
◊ Film projen var, ondan da bahset biraz…
– Uzun zaman film çekmek istemiştim zaten. Dizilerde de oynamak istedim.
◊ Serdar mı izin vermiyordu?
– O işlerime hiç karışmadı.
◊ Evliyken neden oynamadın dizilerde o zaman?
– Düzgün bir şeyler bekliyordum. Doğru zamanda doğru yerde olmak önemli.
◊ Filmi anlatıyordun…
– Bir komedi filmi bu. Çekimler Kıbrıs’ta olacak. Amerikalı bir öğrenciyi oynayacağım. Tango öğrendim rolüm için. Bu heyecan verici…
BUNDAN SONRA DAHA FAZLA İŞ OLACAK
◊ Boşandıktan sonra iş teklifleri arttı mı?
– 15 senedir çalışıyorum. İnşallah daha fazla iş olacak bundan sonra. Aynı zamanda moda eğitimime de devam edeceğim. Koleksiyonlar ve tasarımlar yapacağım. Sadece mankenlik ve oyunculuk olmayacak yani.