AVRUPA Birliği Komisyonu, 1998’den bu yana 21’incisini yayımladığı Türkiye Raporu’nda (eski İlerleme Raporu) eleştiri düzeyini en üst seviyeye taşıdı. Türkiye’nin, üyelik sürecine bağlılığını yinelemesine rağmen bunu uygulamalarla desteklememesinden yakınılan belgede, ‘temel haklar, hukukun üstünlüğü ve ekonomi alanlarında gerileme’ mesajları öne çıkıyor. Bu mesajlara rağmen Türkiye’nin öneminin altını çizen ve bazı çevrelerin beklentisine rağmen köprüleri atma yaklaşımına girmeyen Komisyon, Türkiye’ye mevcut olumsuz eğilimi tersine çevirme çağrısı yaptı.
TÜRK HALKININ YARARINA OLUR
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye’nin aday ülke, önemli bir ortak ve stratejik öneme sahip bir komşu olduğunu belirterek, “Türk hükümeti, AB üyeliğine bağlılığını beyan ediyor ancak ülkenin AB’den daha da uzaklaştığını görüyoruz. Bu eğilimin acilen tersine çevrilmesi herkesin, her şeyden önce de Türk halkının yararına olur” dedi. AB’nin Türkiye konusunda pasif bir tutum içinde olmadığını vurgulayan Mogherini, “AB’ye yaklaşıp üye olmak ya da olmamak özgür bir seçim” ifadelerini kullandı. Raporun öne çıkan bazı unsurları ise şu şekilde:
MÜZAKERE SÜRECİ: Müzakere sürecinin durma noktasına geldiğine yönelik 2018’deki AB kararına atıf yapılan belgede durumda herhangi bir değişiklik olmadığı için yeni fasılların açılmasının ya da kapanmasının söz konusu olmadığı kaydediliyor.
İSTANBUL SEÇİMLERİ: Tekrarlama kararının seçim sürecinin yasallığı ve bütünlüğü ile Yüksek Seçim Kurumu’nun siyasi baskı karşısında bağımsızlığı konusunda ciddi endişeye neden olduğu belirtiliyor.
TEMEL HAKLAR: Başta ifade özgürlüğü olmak üzere insan haklarının tümünde ciddi gerileme mesajı verilirken geçen yılki raporda yapılan tespit ve eleştirilerin neredeyse tamamına yakını yinelendi. Belgede, yargı üzerinde siyasi baskı ve yıldırmaya yönelik faaliyetler olduğu vurgusu yapıldı.
EKONOMİ: Belgede ilk kez, “Türkiye ekonomisinde ciddi gerileme yaşandığı ve bunun piyasa ekonomisinin işleyişiyle ilgili daha derin endişeye yol açtığı” ifade edildi. Önemli ekonomik kurumların bağımsızlığı konusunda derin endişe de AB’nin vurguları arasında yer aldı.
TERÖRLE MÜCADELE: Terörle mücadelenin hükümetin meşru hakkı olduğu vurgulanarak PKK’nın, AB’nin terör örgütleri listesinde olmayı sürdürdüğü hatırlatılıyor. AB yine ‘FETÖ’ ifadesini kullanmamayı tercih ederek ‘Gülen hareketi’ dedi.
TÜRKİYE’YE ÖVGÜ: Raporda Türkiye’nin övüldüğü en önemli alan göç ve mülteciler konusundaki politikalar oldu. Türkiye’nin bu konularda olağanüstü çaba sarf ettiği mesajı verildi. AB, ortak çıkarların bulunduğu alanlarda diyalog ve işbirliğinin en üst düzeyde sürmesinden de memnun.