Çam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) dünyada yaşanan en büyük acılardan biri haline geldiğini, bakanlık bünyesindeki teşkilatların bulunduğu ülkelerde pek çok taleple karşılaştıklarını söyledi. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA), faaliyet yürüttüğü ülkelerde kurduğu meslek okullarında medikal ekipman, sağlık gereçleri, maske, siperlik ve sterilizasyon malzemeleri ürettiğini ve bunları hibe şeklinde dağıttığını belirten Çam, “Mağdur olan ailelere, engelliler başta olmak üzere, gıda yardımları yapıldı. TİKA’nın yaklaşık 70 ülkede böyle bir çalışması oldu.” diye konuştu. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) da Avrupa’daki vatandaşların hastalık ve cenaze işleri gibi sorunlarıyla yakından ilgilendiğini dile getiren Çam, YTB’nin bazı Avrupa ülkelerinde dikiş atölyeleri oluşturup, kadınların istihdamdaki gücünden yararlanarak maske üretimi yaptığını anlattı.
“Türkçe eğitimine talep patlaması”
Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) ise kültürel faaliyetleri sınırlı imkanlar çerçevesinde yerine getirdiğini, etkinliklerini dünyanın birçok noktasında dijital ortamda yaptığını ifade eden Çam, “Türkçe online dil eğitimi konusunda talep patlaması yaşandı. İtalya’da bir anda 400 kadar İtalyan vatandaşının Türkçe taleplerini alması dikkat çekiciydi.” dedi. Çam, YEE’nin ortak konserler ve anma törenleri düzenlediğini, YTB’nin Türkiye’de yaşayan uluslararası öğrencilerin ihtiyaçlarına destek olduğunu, Vakıflar Genel Müdürlüğünün hayır çalışmalarını daha da artırarak, yurt içi ve yurt dışına yardımlar ulaştırdığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devletimiz bu pandemi sürecini çok etkin, başarılı bir şekilde yürüttü. En başta Cumhurbaşkanımızın ve Cumhurbaşkanlığının katkılarıyla 80’in üzerinde devlette etkinliğini gösterdi. Dünyanın en gelişmiş, en modern ülkelerine Milli Savunma Bakanlığımızın kargo uçakları Sağlık Bakanlığımızın ve bizim Bakanlığımızın hibelerini ulaştırdı. Ülkemiz adına gurur duymalıyız hem kendimize yeten bir devletimiz oldu hem de başkalarıyla da imkanları paylaştık. Hem onların dualarını aldık hem de gönül kirlerini temizledik. İlişkilerin onarılmasına diplomatik, siyasi, kültürel pek çok alanda yeni bir başlangıcın yapılmasına da fırsat oluşturabilecek temiz açılımlara katkı sağladık.” Çam, Türkiye’nin sistematik ve organize çalışabilen, tüm faaliyetlerini senkronize yürüten ender ülkelerden biri olduğunu vurgulayarak, “Türkiye Cumhuriyeti modern, 21. yüzyıla uygun bir devlet yapısını ortaya koymuş oldu.” ifadesini kullandı.
“Sertifikasyon dünyada ilk ve şu anda tek”
Kültür ve Turizm Bakanlığının, bir diğer ayağının da ekonominin önemli çarklarından turizm alanı olduğuna işaret eden Çam, “Burada en büyük şansımız bakanımız, Sayın Mehmet Nuri Ersoy sektörden gelen bir yönetici. Bu bize bakanlık olarak ciddi bir avantaj sağladı.” değerlendirmesinde bulundu. Ersoy’un bakanlığı birtakım atılımlara yönlendirdiğine değinen Çam, şöyle konuştu: “Dolayısıyla pek çok noktada dünyada fark atma durumundayız. Özellikle sertifikasyon uygulamaları dünyada ilk ve şu anda tek. Sertifikasyon sistemiyle A’dan Z’ye bir yolcunun kendi ülkesini terk etmesi, Türk Hava Yolları’na intikal etmesiyle birlikte her detayı adım adım belli bir iş disiplini ve sağlık güvencesi içinde takip edilecek. Havaalanı, otel gibi her aşamada belli kurallar kondu. Bunu da uluslararası standartları olan, tanınmış TÜV, SÜD gibi Alman kuruluşlarının da denetim sertifikasyonuyla yaparak Türkiye bir güven atmosferi oluşturdu.” Çam, Sağlıklı Turizm Belgelendirme Programı ile otel, restoran, lokanta, hava yolu şirketleri, havaalanları gibi ilgili işletmelerin eğitim çalışmaları yapıp, kendilerini sertifika almaya hazır hale getireceğini ve güvencelerini açıklayacağını kaydetti.
Güçlü sağlık altyapısı yabancı muhataplarla paylaşıldı
Bu çalışmaların, yurt dışında tanıtılmasının önemine de işaret eden Çam, “Sayın Bakanımız yoğun şekilde birkaç haftadır geceli gündüzlü diplomatik bir atak içinde 70 kadar ülkeyi hedef alarak, yazışmaları hazırladı, Türkiye’deki büyükelçilerle görüştü. Sayın Cumhurbaşkanımız da muhataplarına Türkiye’deki gelişmeleri en güzel şekilde aktardı.” dedi. Turizm bölgesindeki sağlık altyapısının, yatak, ventilatör, yoğun bakım ünitesi, kara ve hava ambulans sayılarının da hedef ülkelere aktarıldığını vurgulayan Çam, oradaki muhataplara, “En titiz şekilde kimseyi hasta etmemek üzere bir sistem kurduk. Dünyada ilk kez yapılan bu sistem çerçevesinde konuklarımızı ağırlayıp, salimen ülkenize göndereceğiz. Olaki bir hastalık olduğunda kapsamlı tedavi imkanlarımız var. Sizin kendi ülkenizden daha iyi bir bakımla sağlığınızı sağlamak konusunda altyapımız müsait.” mesajı verildiğini bildirdi.
“Sertifikasyonlu tesisler güncel standardın çok çok ötesinde temiz olacak”
Bayram ertesi önce yerli daha sonra da yabancı turiste dönük ciddi hazırlıkların devam ettiğini aktaran Çam, devletin aldığı sağlık tedbirlerini gözeten, yüksek hijyen standartlarını ortaya koyan bir turizm anlayışının söz konusu olduğunu vurguladı. Çam, sertifikasyon sahibi konaklama tesislerinin evden bile düşük hastalanma riski olacak şekilde dizayn ve kontrol edileceğine dikkati çekerek, “Odaların hijyeninden 1,5 metrelik masa düzenine, ikram sırasında siperlik kullanımından, çalışanların sağlık kontrolüne kadar sertifikasyon standartlarını ciddiye almış tüm tesisler güncel yaşamın içindeki standardın çok çok ötesinde temiz olacak.” diye konuştu.
Bakanlığın turizm tesislerindeki periyodik kontrollerinin bu dönemde artarak süreceği, ayrıca TÜV, SÜD gibi uluslararası kuruluşların da denetimlerini aylık olarak yapacağını vurgulayan Çam, sözlerini şöyle sürdürdü: “En iyi denetçi müşteriler olacak. En ufak bir yanlış hadise olduğunda gerek il müdürlüklerimiz gerek valilikler ve kaymakamlıklar kanalıyla nefes aldırtmayacak bir şekilde o mekanizmanın üzerine gidilecektir. Dolasıyla devletimizin bu manada bir tavizi yok, çok titiz bir şekilde gidiyor. Turizm faaliyetlerini itibarlı bir şekilde başlatıp, yürüteceğiz. Fırsatı, zamanı ve imkanları olanların pandemiden uzak güvenli bir ortamı turizm tesislerinde sağlayacağını varsaymak mümkün.”