Bu türlü bir periyotta üniversiteye adım atmada öğrencilere dayanak olmak emeliyle düzenlenen TercihFest’in alanında tek, müstesna, hoş bir tertip olduğunu söyleyen Koca, şöyle konuştu:
“Krizler düzgün yönetilirse, ilerleme, açılım ve atılım için birer fırsat ortamı oluşturuyor. Üniversitelerimizde bu periyodu böylesine olumlu bir fırsata dönüştürme başarısı görüyorum. Siz gençlerin dinamizmi, heyecanı ve yeteneği bu muvaffakiyetleri, bu değişimleri daha görünür kılacaktır. Gayem yalnızca tavsiyelerde bulunmak, yol göstermek değil, sizlere olan umudumu ve gelecek beklentilerimi tabir etmek. Bizleri mahcup etmeyeceğinizden eminim. Türkiye, dünya sıkıntı bir periyottan geçiyor. Hayatınıza taraf verecek en değerli kararları bu güç devirde almak durumundasınız. 2020 adeta tüm dünyanın tek bir maksada kitlendiği, bütün insanlığın ortak bir düşmana karşı savaş verdiği bir yıl. Kovid-19 pandemisi, ‘uzay çağı, bilgi çağı, bilişim çağı’ ne derseniz deyin insanlık olarak kendimizi güçlü zannettiğimiz böylesine bir periyotta, küçük bir RNA parçacığı karşısında ne kadar savunmasız kalabildiğimizi bize gösterdi. Bilmediklerimizin, bilemediklerimizin, bildiklerimizden daha fazla olduğunu yaşayarak gördük. Memleketler arası kuruluşların nasıl yetersiz kaldığına, bilim topluluğunun her gün birbiri ile çelişen bilgilerle karşımıza çıktığına, ticari iştiraklerin bozulduğuna, siyasal ittifakların çatladığına, mahallî çıkarlar uğruna insanlık kıymetlerinin göz arkası edildiğine şahit olduk. Bununla birlikte ülke olarak epey başarılı bir imtihan verdik, vermeye devam ediyoruz. Bu periyotta sıhhat alt yapımız, âlâ örgütlü sıhhat sistemimiz ve adanmışlık hissiyle çalışan sıhhat çalışanlarımız, en değerli kuvvet kaynağımız oldu. Fakat tek başına sıhhat çalışanlarının üstesinden gelemeyeceği bir problemle karşı karşıyayız. Böylesine kapsamlı bir çaba, meskende, sokakta, taşıtta, okulda, çarşıda, sinemada, cümbüş yerinde, spor alanında, mescitte… hayatın her noktasında yapılmak zorunda.
YARAR ÜRETEN HER MESLEK KUTSAL
Mesleğiniz ne olursa olsun, hangi vazifede bulunursanız bulunun, tek yürek, tek maksat, tek yumruk olabilirsek sonuç alıyor, başarılı olabiliyoruz. Dünya global bir köy halini aldı, artık tek bölgeli bir meseleden, tek alanlı bir muvaffakiyetten, tek disiplinli bir atılımdan kelam edilemez. Disiplinler bir ortaya gelerek ortak bir eser çıkarabilirse fark yaratılabilir. Bu yüzden multidisipliner, interdisipliner çalışmalara yöneliyoruz. Kişisel eforlar değil, güçlü kadro çalışmaları başarıyı getiriyor. Takımınız ne kadar güçlü ve uyumluysa, kendi alanlarında ne kadar ehil bireylerden oluşuyorsa o kadar umut vadediyor, gelecek vadediyorsunuz. Güçlü bir gelecek inşasında hisse sahibi olmanız, hangi meslekte bulunmanıza değil, sahip olduğunuz meslekte, yürütmekte olduğunuz vazifede ne kadar uzman olduğunuza ve hususa odaklı farklı alanlarla nasıl bir işbirliği yapabildiğinize bağlı. Yani grubunuzun gücüne bağlı. Sizin, varlığınızla o kadrosu güçlendirmenize bağlı. Bu yüzden sizlere ‘şu mesleği tercih edin’ üzere bir telkinde bulunmak istemiyorum. Hakkıyla icra edilen ve sonuçta yarar üreten her mesleğin kutsal olduğuna inanırım.
En uygun yapacağınıza inandığınız, sizi en fazla tatmin edecek alana yönelin. Kendi kişiliğinizi, yetenek ve hislerinizi düzgün okuyun. Bir mühendisle bir tabibin, bir tarihçi ile bir arkeoloğun, bir hemşire ile bir öğretmenin yalnızca çalışma alanları değil, hayat üslupları da çok farklı.
TIP, İNSAN ODAKLI BİR BİLİM
Severek, benimsenerek yapılan her işin, kişiyi hayatta muvaffakiyete götürme potansiyeli var. Hangi kısmı seçerseniz seçin, çağımızın yetkinlik çağı olduğunu unutmayın. Üniversiteye başlayıp mesleksel eğitimlerinizi alırken yetkinliklerinizi de geliştirmeyi ihmal etmeyin. Tahminen tıpkı kısmı seçenler birebir eğitimi alacak, lakin yetkinlikleriniz fark yaratacaktır. Üniversite eğitimi, hayat düzlüğüne varmadan evvel aşılacak son zirve üzere. Üniversiteler yalnızca birer eğitim kurumu değil, mesleksel birikim, toplumsal etraf, toplumsal hassaslık ve gelecek tasarımı dahil, insanı her istikametiyle kucaklayan bilgi ve kültür merkezleridir. 2000’li yılların başından itibaren sıhhatte ülkemizin çağ atladığı bir devri milletçe birlikte inşa ettik. Bu periyodun, insanımızın layık olduğu hizmete en üst seviyede kavuşmasını sağlayan örnek bir model olarak tarih sahnemizde yer bulacağına inanıyorum. Sıhhat deyince ekseriyetle aklımıza tıp gelir. Lakin sıhhat meslekleri geniş bir yelpazeyi oluşturuyor. Sıhhat hizmeti bir grup işidir ve her sıhhat çalışanı bu grubun bir üyesidir. Üniversiteye girişte sıhhat mesleklerini tercih etmek, hem fedakarlığa talip olmayı gerektirir hem de başarıyı zarurî kılar. Ülkemizde milyonlarca kişiyi geride bırakarak tepeye tırmanmanız gerekir. Teknolojide yaşanan gelişmelerin tetiklediği göz kamaştırıcı yenilikler ve buluşlar karşılığını tahminen de en süratli olarak tıpta bulmaktadır. Hepimizi büyüleyen gelişmelere şahit oluyoruz. Fakat, ‘tıbbın insan odaklı bir bilim, hekimliğin de insanlığa adanmış bir sanat olduğu’ gerçeğini göz gerisi edemeyiz. Etmemeliyiz.
SEYREK GİTTİĞİNİZ ÜNİVERSİTE HAYATIYLA KARŞILAŞACAKSINIZ
İnsan sevgisi ismine, sıhhat meslek mensubu olmak bir ayrıcalıktır. Ne var ki, üstlendiğimiz sorumluluk da o kadar ağırdır. Daha azimli, daha uzun soluklu, daha fedakar, daha sevecen ve daha sabırlı olmayı gerektiren bir sorumluluk bu. Sıhhat hizmeti insan odaklı bir hizmet, hekiminden hasta bakıcısına kadar her etapta sabır ve fedakarlık istiyor. Ağır mesailerin geceyi gündüze, gündüzü geceye devşirdiği, mukadderatın mutsuz yüzüyle tanışmış insanların memnun edilmesi uğruna mutlulukların feda edildiği bir ömre talip olmak vardır bu yolda. Ne var ki, beşere hizmet etmek de bir o kadar haz vericidir. İnsan var epey sıhhat meslekleri giderek aratan gereksinimle var olmaya devam edecektir. Genç arkadaşlarım, çok inanılmaz bir periyotta üniversiteye adım atıyorsunuz. Eğitimin, ticaretin, turizmin, endüstrinin, iktisadın ve milletlerarası bağlantılar dahil çabucak her alanın bu fevkalâde devirden etkilendiğini görüyoruz. Kovid-19 hastalığı risk olmaya devam ediyor. Sizlerin üniversite sıralarını tanıyacağınız önümüzdeki eğitim yılında da devam edecek üzere görünüyor. Üniversitelerimiz her duruma hazır olmak için alternatif eğitim modelleri üzerinde çalışıyor. Bu yüzden, muhtemelen önümüzdeki eğitim yılında teknolojik imkânların daha fazla kullanıldığı ve üniversite yerleşkesine daha seyrek gittiğiniz bir üniversite hayatıyla karşılaşacaksınız. Bunun uzun sürmeyeceğini umuyorum. Önlemlere sıkı sıkıya uyarsak, tehdit ortadan kalkacak. Bu bahiste siz gençlerin daha hassas olmasını istek ediyorum. Hayatımızın akışını büyük oranda değiştiren bu salgını Allah’ın müsaadesiyle daima birlikte yeneceğiz. Sizlerin başarısı bu ülkenin, bu milletin geleceğinin teminatı olacaktır. Yolunuz ve bahtınız açık olsun. Allah’a emanet olun.”