Etin özel kuyularda pişirilmesiyle yapılan ve yaklaşık bir asırlık tarihiyle önemli bir kültür haline gelen Siirt büryan kebabının lezzeti dünyaya yayıldı. Özel yapılan kuyularda ateşte yaklaşık 1 buçuk 2 saatte pişirilen ve gün ağarmadan satışa sunulan büryan kebabına yurt dışından da yoğun talep gösteriliyor.
Büryan ustası Murat Kayaalp, 3 metre derinliğinde ve bir metre genişliğindeki kuyularda kuzu etinin 02.30’da yakılan odun ateşinde 2 saat pişirilmesiyle hazırlandığını söyledi. Yaklaşık 30 yıllık büryan ustası Murat Kayaalp, kebabı kuzu etinden yaptıklarını dile getirerek, şunları kaydetti: “Büryan her mevsim tercih edilen lezzetlerin başında geliyor. Kuzu etinin kemikli olan kaburga ve omurga kısımlarını pişirilmek üzere bakır kazana koyuyoruz. Gövdedeki kemiksiz etleri de çengellere asıyoruz. Kuyuya önce bakır kazanı koyuyoruz. Sonra da çengellere astığımız kemiksiz eti kazanla temas etmeyecek şekilde sarkıtıp köz ateşte 2 saat pişiriyoruz”
Kayaalp, 2005 yılında Türk Patent ve Marka Kurumunca “Siirt büryanı”nın tescillenmesinin ardından talebin arttığına işaret ederek, “İstanbul ve Ankara’dan büryan yemek için kente gelenler oluyor” şeklinde konuştu. İstanbul’da yaşan Gülten Demir adlı müşteri, büryandaki lezzetin hiçbir yemekte olmadığını söyledi. Demir, “İstanbul’dan geliyorum. Siirtliyim. Büryanı orada da yiyorum ama buradaki büryan gibi değil. Buradaki lezzet bambaşka. Herkese tavsiye ederim” diye konuştu.
Onur Can Amcaoğlu adlı müşteri ise her sabah geldiklerini ve kahvaltıda büryan yediklerini söyledi. Demir, “Eşsiz lezzet, vazgeçemiyoruz büryandan. Dışarıdan gelen insanlara tavsiye ediyoruz, gayet beğeniyorlar. İstanbul, Bursa, Ankara’da yakınlarımız var. Buradan paketleyip onlara gönderiyoruz, çok beğeniyorlar” şeklinde konuştu.