KARARDAN MEMNUNUZ
Samet Sönmez (11. sınıf): Birinci dönem yüz yüze sınavlara geldikten sonra bizim okulda birçok öğrenci koronaya yakalandı. Ben de onlardan biriyim hatta. Baya da zor atlattım. O yüzden bu kararı almaları çok mantıklı oldu.
Yusuf Demir (10. sınıf): Dilekçe vermek için geldim. Sınava girmeyeceğim. Yasaklar var, hastalık var ayrıca işlerim de var. Bir yandan okuyorum bir yandan çalışıyorum. Bir de Anadolu yakasında yaşıyorum. Gelip gitmem de zor oluyor. Dilekçemi verip bu seneyi halledeyim dedim.
RİSKE GİRMEK İSTEMEDİM
10’uncu sınıf öğrencisi Duygu Kayaçetin, dilekçe vermeye babasıyla gitti: “Benim not ortalamam 68. O yüzden sınava girmeyeceğim. Riske girmek istemiyorum çünkü düşük not alma ihtimalim de var. Sınıfımızın çoğu sınava girmek istemiyor. Bazı arkadaşlarımız not ortalamasını arttırmak için girecek ama sayıları çok az.”
BEN MECBUREN SINAVA GİRECEĞİM
9’uncu sınıf öğrencisi Yunus Emre Atlı, not ortalaması 46 olmasına rağmen dilekçe vermek için babasıyla okula geldi. Ancak okul yönetimi sınava girmek zorunda olduğunu söyledi. “Birinci dönem sınavlarım çok iyi geçmedi. Şimdi mecburen sınavlara gireceğim. Umarım notlarımı düzeltirim” diyen Yunus Emre pazartesi günü okula gidip yüz yüze yapılacak sınavlara katılacak. Baba Yalçın Atlı da “Okula gelemedi doğru düzgün. Haliyle ders de göremedi. Bir şey öğrenemedi maalesef, her şeyden geri kaldı” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
DİLEKÇE VERMEYEN NE OLACAK?
Bakanlığın aldığı kararla not ortalaması 50’nin üzerinde olan öğrenciler dilekçe vererek sınava girmeyebiliyor. Ortalaması 50’nin altında olanlarsa ders seçmeksizin yapılacak tüm sınavlara girmek zorunda. Ancak bir nokta okul yöneticilerinin de kafasını karıştırıyor. Çünkü ortalaması yeterli olduğu halde dilekçe vermeyen öğrenci zaten ilk dönem notuyla sınıfı geçmiş oluyor. E-okul sisteminde öğrencinin dilekçe vermediğine dair bir ibare bulunmadığından, başvuru yapmayan öğrencileri herhangi bir risk beklemiyor.