Prof. Dr. Şekerel, astımın çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalıkları arasında yer aldığını, Türkiye’de okul çağındaki her 10 çocuktan birinin astım hastası olduğunu söyledi. Astımlı hastaların hava yolunda özel bir iltihap olduğunu anlatan Şekerel, bu iltihabın, hastanın çok hassaslaşan hava yollarında daralmaya neden olduğunu belirtti.
Hastanın hava yolundaki daralmanın öksürük, nefes darlığı ve hırıltı ile ortaya çıktığını veya daha ileri durumlarda astım krizine neden olabildiğini söyleyen Şekerel, bu uyaranların alerjenler (ev tozu akarı, evcil hayvanlar, küf mantarı, polenler) ve irritanlar (stres, sigara dumanı, hava kirliliği, soğuk hava, duman, temizlik malzemeleri, kokular.) olarak iki temel gruba ayrıldığını anlattı.
‘KESKİN KOKULAR ASTIMIN BAŞ DÜŞMANI’
Prof. Dr. Şekerel, keskin kokuların da astımın baş düşmanı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Dezenfektanlar ve kolonyaların çok az miktarı bile hem deride hem de havayollarında tahrişe yol açarak deride kaşıntı ve kızarıklık (egzema) yanı sıra ani nefes darlığı ve öksürük yani astım krizine neden olabilir. Özellikle kapalı ortamlarda maruz kalmak ciddi tehlike oluşturur. Koronavirüs tedbirleri kapsamında sınavlar öncesinde uygulanacak dezenfektan işlemleri astımlı çocuklar ve ailelerini paniğe sevk edebilir. Bir taraftan sınav kaygısı, bir taraftan maske kontrolü, diğer taraftan dezenfektan ve kolonya kokuları zaman endişesi de olan çocukların stresini arttırarak heyecanla karışıp nefes almada zorlanmaya neden olabilir. Bu nedenle, astımlı çocuklar için özel önlemler alınmalı. Ayrıca dezenfektan veya kolonya gibi maddelerin gerekmedikçe veya ihtiyaç fazlası kullanılmaması, farklı temizleyici maddelerin karıştırılmaması ve kokusuz ürünlerin tercihi de önemli.”